• tahsin hüsnü.

    //(...)

    1950'nin başlarında mehmet ali aybar'ın yeditepe'de, ya yeryüzü'nde ya beraber'de (ikisini de şükran kurdakul'la birlikte çıkarıyorduk) edebiyat, sanat konularında yazıları yayımlanmıştı. aybar, sanat-edebiyat yazılarını tahsin hüsnü takma adıyla yazıyordu. (ölüm ilanından öğrendiğime göre bu adlardan biri babasının, biri de dedesinin adıymış.) mehmet fuat'ın bunu bilmesi gerekir: anımsadığım kadarıyla o yıllarda yeditepe'de yazıyordu.

    (...)//

    fethi naci

    "mehmet ali aybar'ı düşünürken" iç. "kıskanmak" (eleştiri günlüğü 5), oğlak yay., 1.b., istanbul-1998, s.128.
  • (bkz: güleryüzlü sosyalizm)

    baris ünlü'nün, hakkında kapsamlı bir çalışma yaptığı*siyasetçi.
  • işçi partisinin işçi-emek ve sosyalizm odaklı olduğu dönemin önemli ismidir. şimdiki işçi partisini bir yana bırakıp * 1965'te tbmm'ye 15 milletvekili gönderilen dönemin bu dönem olduğu ve gerçek bir sol güç yakalandığı yadsınamaz bir olgu. 54 ilde %3 oy alan tipteki milletvekillerinden birisi ve hayli tanıdık bir sima için
    (bkz: çetin altan)
    o dönem milletvekili seçilen daha sonra da tip başkanı olan bir diğer değerli isim için
    (bkz: behice boran)
    tbmm'de deniz'leri savunan ve idam kararına karşı çıkan mehmet ali aybar'ın konuşmasını da vereyim konuya dair. aybar konuşmasında:
    '' deniz gezmiş ve iki arkadaşının işledikleri suçlar adam kaçırma ve alıkoyma..gibi ağır suçlardır. ancak bunların siyasi suç niteliğinde olduğu da muhakkaktır...bu üç genç, maddi fillerinden yani banka soyduklarından, adam kaçırdıklarından dolayı.. idam cezasına çarptırılmıyorlar. marksist, leninist oldukları için, bu fiilleri basmakalıp bir marksist leninist strateji klişesine göre değerlendirilerek cezalandırılıyorlar. ideolojik durumlarından hareketle, anayasayı zorla ilgaya ve tbmmy'yi zorla ıskata teşebbüs ettikleri sonucuna varılıyor...kanlı pazar, konya, kayseri ayaklanmalarının ve nice cinayetlerin meçhul bırakılmış failleri ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken, deniz gezmiş ve arkadaşlarını ipe gönderebilecek misiniz? ''diyordu.
    gönderdiler; işbirlikçiliğin son raddesindeki siyasal iktidar yapacağını yaptı, çıkarı icabı.
  • düşüncesinin özünü tam bağımsızlık, özgürlük ve demokrasiyle harmanlanmış sosyalizm anlayışı oluşturur. bu kavramların hiçbirinin altı boş değildir. hamasi laflar değildir; gerçekten bunlardan birinin eksik olduğu bir sosyalizmin ayakta kalamayacağına inanır. nitekim de öyle olmuştur. kendisini kıyasıya eleştirenlerin bunun böyle olduğunu görmeleri için sovyetlerin çöküşüne kadar beklemeleri gerekmiştir. oysa aybar, öngörülü bir düşünce ve eylem adamı olarak bundan onyıllarca önce bugün hala doğru olduğu su götürmez bir gerçeği ve ihtiyacı tespit etmişti.
  • eski milli sporcu, eski atlettir aynı zamanda.

    1930 atina balkan oyunlarında kaptanlığını yaptığı türk atletizm takımının, adaletli davranmayan yunan hakeminin görevinden alınmaması sonucu, oyunlardan çekilmesine ön ayak olmuş, 1931'de 4x100 bayrak yarışından birinci olan milli takımın içinde yer almıştır. 1928'den 1935'e kadar atletizm milli takımında spor hayatına devam etmiştir
  • abd'nin vietnam'da işlediği insanlık suçlarını araştırmak üzere bertrand russell öncülüğünde kurulan uluslararası savaş suçluları mahkemesinde, aralarında jean paul sartre, simone de beauvoir ve vladimir dedijer gibi barışsever ve ünlü düşünce adamlarının bulunduğu 25 kişilik bir heyette görev almıştır. mahkeme sonunda heyet, abd'nin vietnam'a karşı savaş suçu işlediği, sivil hedeflere karşı yoğun ve sistemli bombardıman yapıldığı ve bunun vietnam halkına yapılmış bir soykırım olduğu, tayland, filipinler ve japonya gibi çömez ülke hükümetlerinin de bu suçun işlenmesinde abd'ye yardımda bulundukları sonucuna ulaşmıştır.
  • 1998 tarihli bir köşe yazısında etyen mahçupyan kendisinden bahsetmiş.

    http://www.radikal.com.tr/…/05/yazarlar/etymah.html
  • leninzme getirdiği önemli eleştirilerden biri de,leninizmin örgütlenme modeliyle ilgili eleştirisidir.aybar'a göre ; sovyetler'de,çin'de devrimi devrimci önderler örgütlemiştir...marksist-leninist teoride kapitalizmin özünden meydana gelen proletarya,bu tarihsel savaşımını örgütleyecek,kendi diktatoryasını kuracak,bu sosyalist aşama geçildikten sonra komünizme doğru yol alınacak ve devlet mekanizması ortadan kalkacaktı.fakat pratikte devrimi örgütleyen önderler (lenin,stalin,kalinin,mao,lin biao vs.) ,devleti de örgütlemiş ve devlet giderek kırtasiyeci,oligarşik,hiyerarşik bir şekil almıştır.

    sovyetlerin çekoslavakya işgalinden sonra,eleştirilerini daha da artırmış ve sscb'yi destekleyen behice boran'la fikir ayrılığına düşüp,partiden ekibiyle ayrılmıştır...
  • 27 mayıs 1960'tan sonra yeni anayasa hazırlığı yapılırken cemal gürsel'e yazdığı bir mektupta sosyal devletin, düşünce özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün önemine vurgu yaptığı için "devlet başkanına komünistlik propagandası yapmak" ile dava edilen türkiye işçi partisi eski genel başkanı.

    1962'de genel başkanlığa seçilmesinden önce hür ve zincirli hürriyet gazetelerini çıkarmış, truman doktrini'ni ve marshall planı'nı eleştirmiştir. devletler hukuku doçenti olduğu için 1966-67'de amerika'nın vietnam'da işlediği savaş suçlarını araştıran mahkemede yargıç olarak yer almış ve insanlık suçlarını yerinde inceleyen heyete dahil olmuştur.

    27 mayıs darbesinden sonra nispeten daha iyi bir anayasaya geçildiğini, bazı sosyal hakların getirildiğini ama yine de düşünce özgürlüğünün sağlanamadığı, komünist partilerin kurulamadığı kısıtlı bir demokraside yaşadığımızı söylemiştir. "gerçekten de demokrat parti, demokrasi vaat ederek iktidara gelmiş, ama bu vaatlerden hiçbirini tutmadığından başka, son zamanlarda adamakıllı bir meclis diktası kurmuştu." demesine rağmen darbelere karşı olduğunu belirtmiş, tam demokrasiye bu tür tepeden inme hareketlerle geçilemeyeceğini söylemiştir.

    1946'da demokrat parti'den milletvekili adayı olduğu zannedilse de işin aslı böyle değildir. zira aybar, kendisine önerilen milletvekilliği vaadini reddetmiş ve siyasi görüş farklılıkları nedeniyle demokrat parti'ye girmemiş, bağımsız aday olmuştur. hatta bu olayın sonrasında demokrat parti'nin "yeni türkiye" isimli gazetesinde "kendisine çok değer verdiğimiz aybar, son zamanlarda bazı komünist dergilere yazılar yazmaya başladı. şaşırdık kaldık. hep beraber aybar'ın malesef solcu olduğuna, hatta daha ileri komünist olduğuna karar verdik." yazılmıştır.

    tip'nin tabandan gelen bir parti olduğunu; "bey takımları"nca yani nüfuzlu kişilerce değil, köylü, işçi ve sendikacı kökenlilerle kurulduğunu söylemiştir. aybar, partinin en büyük farklarından birinin, marksizme eleştirel gözle de bakabilme yetisi olduğunu düşünüyordu. aybar'a göre tip, "işçi sınıfının demokratik öncülüğü etrafında birleşen, tüm emekçilerin temsilcisi olduğunu söyleyen, onları iktidara getirmeyi" ve insanın insanı sömürmesine son vermeyi amaçladığını açıkça belirten bir partiydi. parti programı bunun yanı sıra tam bağımsızlığa önem veriyor ve bu doğrultuda türkiye'nin nato'nun eline oyuncak olmamasını, üslerin kapatılmasını ve ikili anlaşmaların feshedilmesini amaçlıyordu.

    atatürk'in dış politikasını uyguladığını iddia eden süleyman demirel hükümetinin dış politika programını, meclisteki ap'lilerin ağır hakaretlerine rağmen "atatürkçülüğün, atatürk dış politikasının en kısa fakat en doğru tanımı, tarifi, türkiye'de herhangi bir yabancı nüfuza, yabancı sultasına meydan vermeyecek bir politika izlemektir. kurtuluş savaşı'mızın tarihsel nedenleri ve bütün atatürk devrimlerinin temel hedefleri hep budur. türkiye'nin yabancı nüfuzdan masun bulunmasıdır. gerekçesi ne olursa olsun, böyle bir politikanın atatürkçülüğe karşı bir hareket olduğu şüphesizdir. bugün türkiye'de 35 milyon metrekarelik vatan toprağı abd'nin egemenliği altındadır." diyerek eleştiriyordu.

    "ikili anlaşmalarla amerikan devletinin üsleri haline getirilmiş bu vatan topraklarına, amerikalıların izni olmadıkça devlet kademelerinde hangi yeri işgal ederse etsin, hiçbir vatandaşımız ayak basamaz. yurdumuzdaki amerikan üslerine türk zabıtası giremez, türk subayı, türk komutanı, türk hakimi giremez, milletin vekilleri giremez, türk bakanları giremez. bu üslerden havalanacak uçaklar, füzeler bizim haberimiz olmadan, büyük millet meclisi'nin onayı alınmadan, yurdumuzu her an vahim tehlikelerle karşı karşıya bırakabilir. hal böyle iken hükümet programında bu durumun sona erdirileceğine dair tek bir kelimeye rastlamadık. tersine amerika ile olan münasebetlerin daha da kuvvetlendirileceği söylenmektedir. bu şartlar altında bugünkü bağımlı durumumuzun ortadan ne yoldan kaldırılacağına dair somut teminat verilmedikçe ve hele amerika ile olan münasebetlerimizin daha da kuvvetlendirilip geliştirileceği ifade edilirken, hükümetin atatürk dış politikasını izleyeceğine dair sözlerini şüphe ile karşılarız." mehmet ali aybar, millet meclisi tutanak dergisi, cilt 1, 176-177

    bu tür bağımsızlık düşkünü söylemlerin, atatürkçülüğü kavrayamadığı halde milliyetçi geçinen cenahlar tarafından düşmanca "siz yurdumuzu komünist rusya'nın egemenliği altına sokmak istiyorsunuz!" ithamı altında yok edilmek istenmesi.. mecliste bağımsızlıktan bahis açanların yuhlanıp, dövülmesi.. türkiye topraklarındaki yabancı etkinin pasifize edilmesi gerektiğini söyleyen ve sovyetler birliği'nin yayılmacı politikalarını bile eleştiren insanların "moskova'ya def olun!" sloganları ile susturulması.. o gün tam bağımsızlık isteyen sosyalistler, bazı değerlere körü körüne bağlı kalmış fanatikler değil, sscb marksizminin yozlaşmış yanlarını revize etmek isteyen kişilerdi. bu sebeple çekoslovakya'nın sovyet işgali altında kalmasına dahi karşı çıktılar. ayrıca genel kanının aksine, behice boran da sovyetler birliği'nin çekoslovakya'yı işgalini net bir şekilde eleştirmişti yani bu konuda aybar ile aralarında fikir birliği vardı.

    geliştirilen bu özgürlükçü sosyalizm düşüncesi, önce komünizmle mücadele derneği ve abd destekli gruplar tarafından kaba kuvvetle, sonra da özgürlükçü sosyalizmin revizyonist olduğu iddiasıyla iç kışkırtmalar başlatan provokatörlerle yıkılmak istenmiştir. nitekim değişik fraksiyonlar, aybar'ın revizyonist olduğunu söyleyip fikir ayrılığı yaşamışlardır. bu kesmin revizyonist olmakla suçladığı aybar, aslında sosyal demokratları "sol olmayan sol" diye tanımlamaktadır: "sol, kapitalist düzeni değiştirmeyi amaçlayan bir hareket. kapitalizmin sivriliklerini törpülemeyi amaçlayan hareketleri sol saymıyorum."

    maruz kaldığı tüm hakaretlere ve partisinin bölünmesine*** rağmen güleryüzlü* ve özgürlükçü sosyalizm hakkında önemli düşünceleri olan bir liderdir.
hesabın var mı? giriş yap