• dini bütün arkadaşlarımızın kahkaha attıran anılarıdır. mesela camide müminenin biri tesbihini düşürür furkan kardeşimiz de kendisine içi kaynayan bir hanımefendi var sanıyor. iki gün sonra babası geldi babasıynan buluştu ahahaha tövbe bismillah çok komik ya.
  • başlığı açan suser iyi dalga geçerek açmış lakin canı sağolsun diyerek yazıyorum.

    sabah namazını tek başımayken kılamadığımı çünkü kıldığım sırada inanılmaz bir korkunun tesiri altında kaldığımı daha önce bir giride yazmıştım.

    adananın sabancı merkez camii vaktiyle bana hayli yakın olduğundan arada cemaate katılırdım. bir sabah camiye daha girer girmez şokadanak olduğum yerde kalıverdim. birçok* çeçen, bir alay çeçen, çeçenler hem de geleneksel kıyafetleriyle, yaşları 30 ila 60 arasında değişen yaklaşık 50 - 60 kişilik bir grup. bir an suskunların başındaki sahne geliyor aklıma.. ulan ruhanilere mi karıştım? bu grup ne iş? sanki şeyh şamil'in ruhaniyeti maiyetiyle beraber sabahı adanada ikame edelim demiş.

    şoku atlattıktan sonra gözüm imamı aradı. biraz uzaklaşmıştı gruptan, odasına giden kapının ağzında oturmuştu. çeçen cemaate icabet etmemiş muhtemelen camii cemaati biraz daha toplansın diye beklemeye koyulmuştu. kim bilir belki çok efkarlıydı hiç bir sabah namazını bu denli kalabalık bir cemaatle beraber kılmak nasip olmadığı için. bu arada çeçenler sünneti bitirmiş farz hazırlığına başlıyordu. tamam dedim ben de onlara katılayım. benim gibi erken gelmiş ve şaşkın şaşkın çeçenleri izleyen bir kardeşte ben cemaate katılınca gelip yanıma saf tuttu. çeçenler bizi, güler yüzlü, bi süzdüler ve namaza durduk.

    evvelinde şafii olduğum halde artık hanefiydim çünkü bimdeki kasiyer ablalar her gün abdestimi hiç ede ede beni bunaltmışlardı. tabii ben nerden bileyim çeçenler şafii. sabah namazında kunut okumayalı yıllar olmuş. ve o an geldi çattı ben rükudan sonra secdeye vardım.

    alnım secdede müthiş bir yalnızlık hissettim. sonra baktım bi ses kunut duası okuyor. dönüp sağıma bakma ihtiyacını bastıramadım ve hafifçe döndüm. çeçenler kapkara kıyafetleriyle ayakta el bağlamış imamlarını dinliyorlardı. inanmayacaksınız ama bellerinde kamalarıda vardı ve ben tamda kurbanlık koyun pozisyonundaydım. birkaçının yüzünü de gördüm bu halimi farkedip nasıl da kahkaha atmıyorlardı hayret. bense yer yarılsın da içine gireyim modundayım. acaba solumdaki beni takip edip namaza duran kişi ne alemde diyerek bu sefer hafifçe sola döndüm yüzümü, garibimle göz göze geldik. evet o'da galiba içinden 'ne iş ya bu' diyerek bana saydırıyordu.

    çeçen imamın bizden haberi olsa belki de çabuk davranırdı ama aheste aheste okurken kunut dualarını benim nerdeyse boynum tutulacak ve kalkamayacaktım. çok uzun hissettiğim süreden sonra imam çok şükür duaları bitirdi. namaz biter bitmez adeta kaçarak çıktım camiiden, yanımdaki kişide aynı sıkıntı içerisindeydi ve suçlu olarak beni görebileceğinden ondan da kaçıyordum. hatırlamıyorum ama camii imamı yüzümü unutana kadar camiiye gitmemiş olabilirim.

    hâlâ da merak ederim o çeçenler o kıyafetleriyle o vakitte adanada ne peşindeydiler.
hesabın var mı? giriş yap