mustafa kemal atatürk

• türkiye’nin, türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkûmmuş gibi, türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı. memleketin ve milletin çıkarlarının gerektirdiğini yapmakta korkak ve mütereddit idiler. türkiye’de fikir adamları, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardı. diyorlardı ki, ‘biz adam değiliz ve olamayız. kendi kendimize adam olmamıza ihtimal yoktur.’ bizim canımızı, tarihimizi, varlığımızı, bize düşman olan, düşman olduğundan hiç şüphe edilmeyen avrupalılara, kayıtsız şartsız bırakmak istiyorlardı. ‘onlar bizi idare etsin’ diyorlardı.”
  
  mustafa kemal böyle demiş 6 mat 22'de
  
  ondan sonra diyorlar ki atatürk abartılıyor. yüz yıl önceden bugünün at hırsızlarına ayar veren adama saygı duymak dışında ne yapılabilir?
  
  dünya üzerinde devlet yönetimini ele geçirip, ele geçirdiği yasama, yürütme ve yargıyı tamamen halkın çıkarına şekillendiren bir insan daha var mı? tarih boyunca, hangi devleti deviren adam devirdiği devleti kayıtsız şartsız vatandaşlara pay etmiştir? tarih devletleri deviren insanların diktatörlükleriyle doludur. sosyalizm gibi son derece halkçı bir sistemi getirmek vaadi ile halkları arkasına alıp çarı devirenler, hanedanlıkları yok edenler en iyi ihtimal lenin gibi, mao gibi diktatör olmuştur. en iyileri, ki kendisini ben de severim, fidel gibi yaşlandıklarında yönetimi oğluna devretmiştir.
  
  halk ayaklanması olmaksızın da hiç bir millet devlet erkini kendi lehine çevirememiştir.
  bir tane adam gösterin bana devleti ele geçirip zenginleşmeyen, yönetimi oğluna, yeğenine bırakmayan, başına geçtiği devletin gücünü köylüye, işçiye, çoğu okur yazar olmayan vatandaşına devreden.
  diktatörlüğü ise milletin anasını siken muskacılara, üfürükçülere karşı olmuştur. bugün yine kendisinden dünyanın nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen muskacılar, üfürükçüler, din sektörünün ceoları, beyaz yakalıları, en çok da mavi yakalıları nefret etmektedir. haklılar da, o olmasa hala haraç kesip toplumu şekillendiriyorlardı. çünkü seküler olamayan her toplumda din turizm gibi, otomotiv gibi bir sektöre dönüşmek mecburiyetindedir.
  
  bu yüzden şili'den yeni zellanda'ya kadar adamın heykelleri dikilmiş.
  
  bu devrimciliği, toplumculuğu, ilericiliği, bilimsel yaklaşımı, anarşiyi, fedakarlığı, alçak gönüllüğü anlamak, temellendirmek akit gazetesi muhabiri ufkuyla falan olacak iş değil.
  
  pek çokları bu saygının bir heykelden, bir dakikalık saygı duruşunda kıpırdamadan durmaktan ibaret olduğunu sanıyorlar. bunu kavramak okul hayatımız boyunca öğretilen "atatürk yurdu düşmanlardan kurtardı" sığlığıyla olacak şey değil. ne yazık ki hiç bir zaman kavrayamayacaklar. kendileri zannediyorlar ki biz sadece ilkokulda bize anlatılan düşmanlardan kurtardı cümlesinin peşinde düşüyoruz, tüm olayımız bu, biz geri zekalıyız da şu cümle için yırtınıyoruz atatürk diye diye.
  
  gelmiş geçmiş en büyük devrimci, devlet adamı, kahraman, asker ve halk adamı.
  bizim bütün atatürk saygımız ve hayranlığımız bilinen 2000 yıllık insanlık tarihinde onun gibi bir devlet adamının daha görülmemiş olmasıdır.
  saygı ve özlemle...