• doğru bir sanrı. evet komutanı değildir, ama kahramanıdır. savaşlarda kahramanlar hatırlanır.
  • yeni askerden gelmiş, rütbelere takıntısı olan kişinin beyanatıdır. kubilay'ımız da yedek subaydır fakat kahramandır biz türkler için. mustafa kemal er bile olsa bu yaptıklarını yapsa, mütemadiyen çanakkale'nin tek kahramanı yine mustafa kemal olurdu.

    hayatında okuduğu kitap ayşegül serisini geçmeyen, kahveden ordan burdan duyduklarıyla tarih, siyaset yapan bilir kişilerin üstünü fosforlu kalem ile çizdiği cümledir ayrıca. çanakkale'liyiz tarihi sizden öğrenecek değiliz!
  • (bkz: hll knk)
  • mustafa kemal'in çanakkale savaşı'nda 3 tümene komutanlık yaptığını bilmeyen embesil vatan haini deyyus fikri.
  • doğrudur. kendisinin yıldızı çanakkale savaşıyla parlamıştır. 1915 harp mecmuasında neden "18 kolordu kumandanıyla 38 tümen kumandanının" değil de "anafartalar grubu kumandanı miralay mustafa kemal bey" ismiyle mustafa kemal'in fotoğrafının yayınlandığını da aksi iddiadaki arkadaşlara sormak lazım? uzaktan atıp tutmak kolay herhalde. fotoğraf "anafartalar kahramanı" adıyla ilk sayfaya konmak istenmiş, ancak "enver paşa" kontrolündeki sansürle bu engellenmiştir. 1916'daki mecmuanın kapağında da görüldüğü üzere sansüre tepki gelmiş ve fotoğraf ilk sayfadan yayınlanmıştır. fakat bu kez ismi yer almamıştır.

    bu tarihlerde tahtta sultan reşad, fiili idarede ise mustafa kemal'in hayatı boyunca en azılı rakipleri olacak olan ittihatçılar ve elbette mustafa kemal'i en çok kıskanan isimlerden enver paşa bulunmaktadır. bazı dangalakların iddia ettiği "ilkokul öğretmenleri ve devrim yasaları işbirliği" ortada yoktur henüz. mustafa kemal bu başarısıyla tanınmış ve halk arasında "anafartalar kahramanı" olarak nam salmıştır.

    ilaveten:

    "bir keresinde yeni kazılmış bir siperin dışında duruyordu. avcılarımızın yoğun ateşi altındaydı. bir ingiliz bataryası da o sipere ateş açtı. toplar menzili ve hedefi buldukça şarapneller gitgide daha yakınlarına düşmeye başladı. vurulması matematiksel olarak kesindi. kurmayları sipere girmesi için yalvarmaya başladılar. dürbünle görüyorduk. fakat o sigara yakıp gayet sakin bir şekilde sigara içmeye başladı. ne yakınında patlayan şarapneller , ne de yoğun avcı ateşi... mustafa kemal'e bir şey olmuyordu. çünkü o'nu vuramıyorduk. o, zaman zaman eline bir tüfek alıp yoğun ateş altında, siperden dışarı çıkıyor, avustralya siperlerine dikkatli, telaşsız ve isabetli atışlar yapıyordu. bu kısa menzilde bile avcılarımız onu vurmayı başaramıyorlardı. vurulmuyordu... onu vuramıyorduk."

    h.c armstrong, bozkurt, 5.baskı, s.47.

    edit: linkler yenilendi.
  • sanmak değil gerçektir.
    gelibolu da yatan 16 yaşındaki çocuklar da bizim komutanımızdır, onca vahşetin içinde koşa koşa cepheye yemek yetiştiren korkusuz kadınlar da bizim komutanımızdır.
    siz faşist bir deliyi dünya lideri sanmaya devam edin.
  • ne sikmiş ki mübarek hala acısı çıkamadı işte. maşallah ne yarrak varmış paşamda, yıl 2013 olmuş, onlarca yıl geçmiş ama hala göt kıllarını gece gece "yarrağı kaç santimdi" hesabına düşürüyor. kerhanedeki orospular bile yarrağa alışıyor, sizdeki bu hazımsızlık nedir.. o yarrağın sonunu böyle göremeyeceksiniz çok sızlanmayın.
  • birilerinin rütbe üzerinden ''kahramanları büyütmeyin'' tarzında yaptığı telkin. ot kafalılık başka bir şey tabi. ona göre seyit ali diye bir adam, çanakkale'de anlatmaya değmez. o kim? adını bugün haklı olarak birçok kişinin bildiği bir adam. adam binlerce onbaşıdan biri oysa. seyit onbaşı diye anılıyor hatta. biz anıyoruz yani.
    bu troll de olmamış. trollük de akıl ister, beyin cücük olunca trollcük oluyor.
hesabın var mı? giriş yap