müstahak
-
havuza dusen sarj aletini ertesi gun prize takinca cikan dumanlar.
-
(bkz: allah mustehakini versin)
-
mevzusu, meselesi eşhasla olmayanların; intikam, dişe diş, göze göz d(iy)emeyenlerin, son kertede herkesin ve herşeyin layığını, iyi veyahut kötü,bu hususta doktorası mevcut olan külli iradenin takdir'i ilahisinden bulacağına olan inancını, bunu buldurmaya ise bizatihi kendilerinin vesile olmasına inançsızlığını anlatıp, üst merci ve mevkiye havale edilen evrak ile eşhasın üstüne vurulmuş damgadır.
-
-
aranip hak ettigini bulmak..
bir nevi kadersel/ tanrisal tatli ceza olabilir veya kötü anlamda bela olarak nüksedebilir.
"sen bu kafayla daha beterine de müstahaksın!" demis mesela necati cumalı. -
kullanımının en leziz örneği, "madem ki demokrasi türk milletine en müstahak bir yönetim şeklidir..." biçiminde, mustafa kamil zorti tarafından ortaya konmuştur*.
-
yalın ayak gezerken boka basma durumu
-
bir annaanne lafı. bir de münafık vardır, yol arkadaşı. örnekle inceleyelim:
cocuk bahçe duvarına çıkıp çıkıp atlamaktadır.
anneanne- fenalık yapma! düşersin.
(çocuk aldırmaz. biraz sonra düşer ve bağırmaya başlar)
anneanne- münafık! müstehaksın! -
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap