• pozitif ayrimciligin bokunu cikarmak.
  • bir yazarın, altında bekareti nafakaya sattığı başlık. iki düşün bir yaz lan. yazdığın şeyin ne anlama geldiğinin farkında bile değilsin.

    çok mesaj geldiği için bir edit yapma gereği duyuyorum.

    (bkz: #100618831) entry'de kardeşimiz diyor ki, "evlenirken bakire olsun boşanmışsa aranıyordur orospu ama nafakaya gelince meeee ."

    meali şu; bakire arıyorsun ama nafaka istenince mee liyorsun. bu söz, "lahanayı yerken katır kutur sapına gelince mee" den alıntı, uyarlama. yani bekaret ile nafaka olgusunu bir bütünün iki parçası olarak tanımlıyor. yani bekaretimi alırsan diyor(ne demekse) nafakayı vermen haktır. halbuki bu şekilde "kadını" alınıp satılan bir değer olarak görüyor. yani bekareti diyor elde ettiysen bunun maddi bedelini ödeyeceksin, öderken şikayet etmeyeceksin. çünkü sen bekareti elde ettin. aslında fikrin içinde bu sözüyle iki kayaya birden tosluyor. birisi bekaret olgusuna biçtiği kılıf, diğeri ise bunun maddi karşılığı.

    feminist olmadığım halde kadın erkek farketmez bakirlik, bakirelik, bekaret vs.. kavramlar benim için bir anlam ifade etmemektedir. bu kadar söylüyorum. insan savunduğu fikre nasıl ihanet eder canlı örneği. tabi ki iyi düşünemediğinde ihanet eder. muthemelen farkında da değil arkadaş.

    editiki: meriç kardeşim demiş ki profilime girsen anlayacaksın erkek olduğumu. birincisi senin profiline bakmak zorunda değilim (bkz: #88293967). ikincisi de şimdi anlıyorum ki, erkek olduğun için toslamışsın o kayalara. kadın olsam senin benim hakkımı savunmanı istemezdim açıkçası. çok kötü la argümanların.
  • 25000+1 olacakti fakat olamadi. anlatayim.

    adamla kadin bosandiginda cocuk kucucukmus. kadin yoksulluk nafakasi istememis, sadece cocugun istirak nafakasi var. gecen yillar icinde adam istirak nafakasini bazen odemis bazen odememis, oyle boyle bugune gelmisler. ara sira odenen nafaka bir yana, babanin cocugu arayip da "halin nedir" dedigi de duyulmamis.

    kadin asgari ucretle calisiyor. cocuk buyudu, lisede. baba ortada zaten olmadigi gibi, bir seneye yakindir nafaka da odemiyor.

    odenmeyen nafaka icin icra takibi baslattik. tabii ki odemedi.

    o esnada artik dolmus parasi bile olmayacak nafakanin artirilmasi icin dava actik. cevap vermedi, durusmaya da gelmedi. hadi miktarlari da soyleyeyim, 2016'nin bir zamanindan beri 450 tl olan aylik nafaka temmuz 2020 itibariyle 650'ye cikti. bu yani.

    odenmeyen 450 tl'ler icin icra takibini onceden acmistim. 650 tl'ler icin ayri bir takip acmam gerekiyordu. cunku bunlar farkli mahkeme kararlari. (merak etmeyin, boyle hallerde mukerrer tahsilat olmuyor.)

    hapis cezasi cikmasi icin, icra takibinde belli bazi ifadeleri mutlaka kullanmalisin. 450 icin acilan takipte eksik bir ifade var. o yuzden icra takibim gecerli evet ama hapis cezasina basvurma imkanim yok.

    sonradan actigim 650 takibinde ise hicbir eksik yok. icra emrinin tebligini izleyen 30. gunde de odeme olmayinca derhal ceza mahkemesine basvurdum. odemenin son gunu 2 ocak cumartesi gunuydu. 4 ocak pazartesi ogleden sonraya kadar bekledim. gelen giden olmayinca yapistirdim sikayeti.

    ve sonuc: bugun 6 ocak carsamba. daha benim sikayet hakimin onune ya gitti ya gitmedi, o kadar yeni. ama artik adam e-devletten falan gordu zaar ki, dosya borcu bugun pasa pasa yatti.

    peki diger takip? hapis tehdidi olmayan?

    kapisina dayanip haciz yapicaz mecbur. ya da adamin uzerine bir sey bulursan alirsin...

    nafaka magdurularmis da nafakadan hapis olur muymus... hihim evet...

    guzellikle odediniz de almadilar mi?
  • çekilin, avukat geldi.

    bu ülkede şu anda nafaka ödeyemediği için hapis yatan 25.000 kişi varsa, ben saçımı kazıtırım.

    öte yandan; haberde "nafaka mağdurları hapiste çürüyor" demiş; sanki sanırsın yıllarca yatıyorlar içeride. bunun hapis cezası "3 aya kadar"; 3 ay değil bak, 3 aya kadar... (abi ne gerizekalılarımız var ya, dünden beri elli tane mesaj geldi "üç aycık yatsınlar canım, ne olacak" demişmişim. ya bu kadar mı salaksınız; okuduğunuzu anlamaktan da mı acizsiniz? hapiste çürüyecek kadar kimse yatmıyor, insanların yattığı maksimum üç ay diyoruz; o da yani alışkanlık haline getirdiysen üç ay yatarsın! ben haberin sunuluş şekline uyuz oldum, konuyu başka tarafa çekme derdindeler. mesele bu!)

    doğur, doğur, sal meydana, nafakasını da ödeme; sonra ay ben hapislerde çürüdüm... iyi canım, oldu. çocuğunuz varsa eşek gib i ödeyeceksiniz o nafakaları, yapmasaydınız! kadına süresiz nafaka konusunda fikirlerim farklı, ama çocuğuna ilelebet nafaka ödemek zorundasın sevgili sığır, zo-run-da-sın!

    anlamak istemeyen geri zekalılara edit: siz evinizde göt büyütüp super mario oynarken ben avukattım. 20 yıllık meslek hayatımda çoook yıkılan yuva gördüm. beş tane çocuk yapıp karısını ve tüm çocuklarını sokağa atan, metresleriyle gününü gün eden iş adamından tutun da, allahın günü eşek yüküyle dövdüğü karısını gecenin bir yarısı çırılçıplak mahalle parkına terk eden öğretmene kadar...

    şimdi size göre 3. sayfa haberi olan bu olayların hepsi gerçek. hepsi bir yerlerde yaşanıyor. babasın. çocuk sahibisin. çocuğun sokakta aç biilaç ama sen karı kıza yedirecek para buluyorsun.

    bu adam 15 gün yatmasın mı sizce? bozduğu kamu düzeninin telafisi ne olacak? yaktığı canlar, sokağa attığı evlatlar ne olacak?

    öyle uzaktan osurmak kolay canlarım, sıkıyorsa gelin bir de yakından bakın.
  • bekarlık vergisi mi?

    nafaka ödeyemediğin için mapus mu?

    ortadoğuda sıradan birgün.
  • bu kişiler nafaka ödememek uğruna hapis yatmayı göze almayacaklarına göre, en baştan yüksek meblağ belirlenmiştir diye düşünülmeyip hapise atılan kişilerdir.
  • şimdi siz zannediyorsunuz ki "nafakayı ödeyemediği için hapiste yatan 25000 kişi"nin tamamı eski karısına tonla para ödemediği için hapiste. yanılıyorsunuz.

    büyük çoğunluğu "iştirak nafakası"nı ödemediği için yatıyor orada. yani "çocuğunun bakımı" için gerekli giderleri ödemiyor.

    o yüzden türkiye'deki toplumsal gerçekleri hiçe sayıp işlerine geldiği için "yoksulluk nafakası rerörö" diyenlerin gerçek dışı argümanlarına bakmayın. o kocaman başlıkları atan gazeteleri normalde tuvalet kağıdı olarak bile kullanmazsınız, anladınız siz onların hangi gazeteler olduğunu. ikiyüzlü olmayın.
  • "ödeyemediği" ifadesiyle açılan bir başlık olduğu için tanımım;
    mazlum ve mağdur insanlardır.
    "ödemediği" ifadesi olsaydı eğer;
    karaktersiz insanlar olur.
    başlığı canlandıran avukat arkadaş, herhalde herkesi, kendisi gibi ayda 2-3 dava alıp 15-20 bin lirayı cebe, kemiksiz indiriyor zannediyor.
    bazıları için o küçük dediğiniz rakamlar o kadar imkansız olabiliyor ki, insanlar özgürlüğünü o rakamlara değişmek zorunda kalabiliyor.
    avukatsanız eğer (sürekli müvekkil ziyareti için girdiğinizden dolayı) zaten çok iyi bilirsiniz ki, o cezaevine değil üç ay, bir gün bile girmek istemesiniz.
    umarım tanrı herkese avukat şansı verir.
  • 2 evlilik yapan çok yakın bir arkadaşım var. ilk evliliği iğrenç bir kadınla. boşanmalar da kızın yalan söylemesi ve aldatmaya yeltenmesi üzerine oldu. kevase yani. bu kadın, şu anda sevgilisiyle yaşıyor, özel bir okulda öğretmenlik yapıyor ama maaşını asgari ücretten göstertiyor. ve her ay tıkır tıkır nafaka alıyor. almadığı günün ertesinde de hemen yasal olarak yakalama emri cikarttiriyor. bosanirlen de ilk önce anlaşmayla dünya para tazminat almaya çalıştı, bir dakika bile uğramadığı eski eşinin şirketinden hisse almaya çalıştı falan. avukatı desen daha büyük bir yüzsüz. kendi de pay alacak ya, hakim her hayır dediğinde itiraz eden, süreci uzattıkça uzatan bir mezarcı.

    boşandığı için ortada kalan kadınlara üzülüyorum ama böyle durumlar gördükçe gerçekten sisteme değil insanların ahlaksızlığın kızıyorum. yani bu durumda yasa tabii herkese eşit uygulanması gerekiyor. yasalar hesapta güçsüzüm korunması üzerine kurulmuş, ve bu durumlarda elinden çocuk ve ev bakmak dışında bir şey gelmeyen kadınlar için tasarlanmış. bu başlıktaki feminist malların argümanlarının aksine...

    bem gene suçu kötü niyetli insanlarda bulacağım. hakimlerin bence bu durumları iyi anlamaları gerekiyor. olayın çözümü bence ancak bu şekilde oluyor. özel okulda öğretmenlik yapan kadının asgari ücretli maaşını kabul etmemesi lazım bence yoksulluk göstergesi olarak.
hesabın var mı? giriş yap