• serart'ın 12. ve en etkileyici parçası. kendini sürekli tekrar tekrar dinlettirip, diğer parçalardan rol çalıyor gerçekten de. bir de neden bahsettiğini anlayabilsem...
  • serart'ın en güzel şarkısı. her saniyesi güzeldir. her şeyi güzeldir. hele vokal..
    ayrıca bu beste sezen aksu'nun bahane albümünde çile parçasında kullanılmıştır.
  • yetiiii naninani
    nanaaa
    yetiiii naninani*

    şeklinde bir nakarata sahip, arto tunçboyacıyan''ın vokaliyle süslenen tek düze, ama çok sıcak bi serart parçası. sözlerini kimse anlamasa da güzel şeylerden bahsettiği kesin.
  • jenna ross'un da vokal yaptığı, serart'ın uygarlık öncesi ruh halini vermeye çalıştığı çingene hipnoz şarkısı.
  • (bkz: narnia)
  • sözleri aşağıdaki gibi olan şarkı:

    you sell love to me
    fathers love is what i bleed.
    ı'll lay you down and make you mine.

    leash your flesh with lust and greed,
    drag nails throught your hands and feet,
    make you my jesus sacrifice.

    do without your salvation,
    just to see you bought by temptation.
    come here lover lie with me tonight.

    let me bring such earthly pleasures.
    ı surrender any measure.
    all the angels sing, thy will divine.

    ardından serj tankian solosu ile parça güç doruğuna ulaşır.

    not:arto ile serjin nağmeleri çözebilmiş değilim.
  • basta gelen tavla, koy kahvesi sesleri, sicacik sazlari ve inanilmaz duzenlemesi ile insani sekilden sekile sokan, asiri guzel sarki. loop'ta fazla tutulmasi sonucu insani anadolu turnesine cikarabilecek kuvvette pastoral etkisi var; dikkat edelim.
  • parçanın başındaki tavla sesleri gerçekten şarkıya yakışır. ayrıca gene bu anda arkadan gelen hafif hırıltılı konuşma gibimsi sesler de direk insanı anadolu kahvelerindeki yaşlı insanları hatırlatır.

    parça masal gibi diyeceğimiz bir şekilde başlayıp, devinimi bir kaç yer hariç hiç bozmadan devam ettirip biter. ayrıca şarkının bazı yerlerinde kadın* ve erkek vokal* farklı şeyler söylerler. gerçi 2 vokalli kısımlarda erkek vokal sözden ziyade melodik bir şeyler mırıldar ama olsun. serj' in çemkirmeli solosuna ise zaten dicek bişi bulamıyorum. olmuş gibi.

    serart' ın deneysellikte yakaladıkları güzel bir taddır narina.

    (bkz: serart)
  • girişinde çalan saz melodisi urfa türkülerini hatırlatır. şarkı boyunca arkada usul usul gelen bu saz tınılarıyla dilore nenelerim tadı almama neden olan bir şarkıdır. severek dinlerim.
  • böyle ne desem eksik kalacak, tarife gelmez bir şarkı. dün gece evine gittiğimiz bir arkadaşımız sayesinde tanıdım, o andan bu yana hem kafamın içinde çalıyor hem de itunes'da loop halinde.

    sabah uyandım ilk işim serart'ı indirmek oldu. hemen açtım, 12'nci şarkı. etnik gibi değil gibi, chill out gibi değil gibi, elektronik gibi değil gibi. anlayamadım, anlatamadım be ahparig...

    en başındaki o bağlama tıngırtılarının ardından "şu fırat'ın suyu akar serindir..." diyecekmiş gibi geliyor, ama bir anda şarkı yüzünü bambaşka bir yöne döndürüyor. arto tunçboyacıyan çatlak sesiyle vokal yaparken, jenna ross okumasam hayatta anlayamayacağım sözlerle giriyor şarkıya. ama en çok serj tankian'ın solosunda kopuyor şarkı ki bence herhangi bir dilde bir anlamı yok dediklerinin, gerçi bir yerde thank you diyormuş gibi geliyor ama yüzde 1500 sallıyorum yani.

    bir tek o sonraki dj stands for disc jockey kısmını sevemedim sevemiyorum. mümkün olsa dinlerken atarım o kısmı...
hesabın var mı? giriş yap