• bir resim sergisine girdim. beni tanıyanlar bilir,siyah çerçeveli ve kalın camları olan kocaman bir gözlüğüm var. işim yüzünden düzgün giyinmiştim. kravat takmayı sevmiyorum, papyon takmıştım. sergide bir natürmortun önünde durdum ve bakıyordum.
    gombrich'in sanatın öyküsü kitabında var olan her şeyi detaylı anlatacak kadar sanat tarihine, onlarca ressamla ilgili saatlerce konuşacak kadar da resim bilgisine sahibim.
    duvardaki resime bakarken dalmışım, yanıma bir kadın geldi.

    kadın: beğendiniz mi?
    ben: (tanımadığım bir insanla yapacağım bir konuşma olacak bu, kısa kessem iyi olacak, hayır desem muhabbet uzar, uzatmayayım.) evet
    kadın: ben yaptım!
    ben: harika!
    kadın: beğendiniz yani?
    ben: natürmort sevmem ama beğendim.
    kadın: anladınız mı peki? (bu nasıl soru be?)
    ben: (sessizlik) anladım tabi... (sessizlik) şeftali, üzüm...(sessizlik)
    kadın yavaşça uzaklaştı. kurtulmuş oldum.

    yaptığı resimde resim sanatı açısından değerli hiçbir şey yoktu. amatör bir ışık gölge oyunu, taklit bir üslup. bir aptalı cesaretlendirmek büyük bir risk. o günden sonra kaba bir insan oldum. beğenmediğim şeyleri de kırıcı bir netlikle söyledim.
  • georges lemmen:
    fanlı natürmort, yak. 1907-1908 : görsel
    çiçek vazosu, 1910 : görsel
    çiçekler ve elmalar : görsel
  • nature-morte ingilizce'de "hareketsiz hayat" olan kökleri ortaçağ'ın memento mori (ölümlü olduğunu hatırla) geleneğinde olan bir resim tarzıdır.
    fotoğrafçılığın ilk ilgilendiği tarzlardan biridir.

    günümüzde tam olarak sanat biçiminde olmasa da enformasyon haliyle yaşamaktadır.
  • kısaca olu doga (cicek,meyve vb...) resimleri. [parantezcik ters oluvermis]
  • konusu cansız varlıklar (ölü hayvanlar) veya nesneler (meyveler, çiçekler, vazolar, vb.) olan resimlere verilen isimdir. fransızca: nature morte , "ölü doğa" anlamına gelen tanımlamadan türkçe'ye geçmiştir. bu terim sanat alanında 17. yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanmıştır. manzara ve portre resimlerinin dışında, çeşitli nesnelerin bir araya getirilerek bir kompozisyon oluşturmasıyla ortaya çıkan resim türüdür.
  • natura: doğa ve morta: ölü adlı iki nadide latince kelimenin birleşmesinden oluşmuş bir laf-ı güzel dir. pastel renkler kullanılarak bitkilerin çeşitli ortamlarda resmedilmesiyle ifade edilir.
  • naturmort genelin sandığının aksine sadece çiçeğin, böceğin resmedilmesi değildir. batı sanatında sembolizm vardır ve naturmortlarda resmedilen her bir nesen aslında bir şeyi simgeler.
    mesela ceviz içi ya da ekmek, isa'nın etini,
    ceviz kabuğu, isa'nın gerildiği çarmıhı,
    deniz ürünleri, şehveti,
    elma, ilk günahı,
    zambak, meryemin lekesiz, günahsız olduğunu
    şarap, isa'nın kanını
    kestane, iffeti.......falan filan.
    naturmortlarda resmin anlattığı bir hikaye vardır.
  • fikret kızılok, ajda pekkan'a ithafen söylemişti bu sözü vakti zamanında şarkıdaki maymun şarkısında:

    "bir natürmort olmuş artık sıfatın
    surat ruhun aynasıdır derler ya
    gerilmiş bir dümbelek, ıslanmış iki dudak
    buluşmuş anlamsızlıkta"
  • özellikle meyve, tabak, vazo, masa, sandalye gibi cansız nesnelerin "masanın köşesindeki tabak içindeki meyveler" ya da "sandalyenin üzerindeki vazonun içindeki çiçekler" gibi çok da yaratıcı olmayan kompozisyonlarla anlatıldığı resimlerin genel adı. ilk olarak 17. yüzyılda hollandalı ressamlar tarafından yapılan naturmortlar, günümüzde, kursuna katıldığı resim atölyesinde çalışmaları sergilendi diye kendini "ressam" addeden bazılarının, manzara resimleriyle birlikte yapmayı en çok tercih ettikleri resimlerdir. başarılı örnekleri için (bkz: cezanne, picasso)
hesabın var mı? giriş yap