• bu yaklaşıma göre amerigo vespucci ve cristoforo colombo da google ve facebook için ilk adımları atmış oluyorlar.

    evet, mantıklı.
  • demiryolu tarihçesinin aslında 16. yüzyılda başladığını bizlere öğreten recep tayyip erdoğan beyanı.
    (bkz: http://www.hurriyet.com.tr/…e-istemeselerd-40805751)
  • türkçe özürlü liderin gereksiz muhafızlığını üstlenenleri ortaya çıkarmış beyandır.
    "demiryolu için adımları attı" denmez ona, "demiryoluna giden süreci başlattı" denir, "hicaz demiryolunu yavuz'a borçluyuz" falan denir.

    neyse. şunları da demiş uzun adam, asıl bu fena:
    niye avrasya tüneli? çünkü ecdadımız fatih, gemileri karadan yürüttü. biz de dedik ki dedemiz fatih gemileri karadan yürüttüğüne göre, biz de denizin altından raylı sistemi de yaparız, otomobilleri de denizin altından yürütürüz.
  • her ülkenin para sahibi bankerler tarafından yönetilmesine eyvallah da türkiye’de bunun limitinin arş olması, ciddi bir az gelişmişlik belirtisi. yıllarca, tek derdi daha fazla insana araba satmak olan büyükler, tren yolu yatırımı için ana engel oldu. uzun vadeli, daimi bakım gerektiren yatırımlar konusunda tam bir beceriksizlik örneği olan hükümetler de , demir yoluna hiç el sürmedi. nihayetinde bugün, her yerinden araba fışkıran, uçak dışında başka ulaşım alternatifi olmayan bir ülke haline geldik.

    benim hayalimdeki türkiye’de, bir cuma akşamı, istanbul’da metro ile tren istasyonuna gitmek, oradan ister izmir’e, ister antalya’ya olsun -gece treni ile- bir bilet alıp, sabah denize ulaşmak var. insan hayal ederken bile güçlük çekiyor. ama harika bir şey olurdu.

    hayalimdeki türkiye’de tren ağı o kadar iyi ki, bir de abonmanlıklar var. misal 15 günlük abonmalık alıyorsunuz. 15 gün boyunca ege’de köy köy geziyorsunuz. ya da doğuya doğru yola çıkıyor, iran’a kadar gidiyorsunuz. yazın uzunca bir tur planlıyorsunuz. tabii yıllık izniniz varsa, yeterse, patron izin verirse. hep sistemsel prangalar izin verirse.

    beğenmediğim, geri kalmış ve fakir bulduğum italya’da bile bunu yapmak çok kolay. ülkenin dört bir yanına tren gidiyor. milano’da canınız mı sıkıldı, deniz mi istiyorsunuz, gece treni ile yola çıkıp, sabah kendinizi sicilya’da buluyorsunuz. o kadar istemezseniz, bari’ye gidin, salerno’ya gidin. deniz, kum, güneş ayağınızın altında. yanınıza pastanızı, böreğinizi alın, termos da çayınızı koyun.

    almanya zaten demir ağlarla örmüş ana yurdu dört yandan. alman övücülüğüne girmek istemiyorum.

    isviçre’den ise bahis açmak bile moral bozucu. ülkenin en küçük köyüne, en yüksek dağ mahallesine bile mutlaka tren var. cuma akşamları tren istasyonları tıklım tıklım.; herkes kayağa, hikinge gidiyor. bunlar bir de tren yolculuğunun pahalı olduğu ülkeler. araba ile gitmek hep daha ekonomik ama tren kullanımı çok daha pratik. herkes trenlere doluşuyor. bu geniş tren ağı ise sadece 8 milyonluk nüfus için inşaa edilmiş.

    bize bak bir de; daha kadıköy’den kalkıp izmit’e gidecek tren bile yapamıyoruz. 20 milyonluk şehrin tren ağı yok. metro zor anlıyorum da tren ağı neden yok arkadaşım?

    istanbul konya hattı var evet. normalde 3 saatte gitmen gereken mesafeyi 7-8 saatte gidiyorsun.

    ülkenin dört bir yanına hava alanı yapmak değil cidden marifet. ülkeyi ağ gibi örüp insanlara ekonomik, kolay ve güvenli ulaşım sağlamak mesele.

    tabii düzgün yapılması şartı ile. onlarca kişinin bir yağmur yüzünden tren kazasına kurban gitmemesi şartı ile. yapsalar bile onu hesaba katmıyorlar da.
hesabın var mı? giriş yap