• kapının açılırken çıkardığı ufacık 'çıt' sesine uyanma yeteneği. bir aralar yurtlarda hırsızlık olayı duyulmuştu, hadi onu geçtim giden bilgisayar olsun (sövmeyin hemen bilgisayar kaç para biliyon mu sen diye), bir ara taciz efsanesi vardı; kaslı maslı iri yarı bir adam odalara dalıyormuş diye. kapıyı camı kitleyip yatıyorduk, kışın ayazında boxerla yatanlarımız kışlık pijamalarla sarıyordu götü başı. velhasılı kelam götü kollamayı öğrendik biraz.
  • öncelikle evinin kıymetini bilmek ve "bir daha dünyaya gelsem yurtta kalmam" görüşüdür.
  • yurtta kullandığım sık bir cümle vardı. 'her yer kirli, her yer pis' mantığıyla yaklaşırsanız sorun olmuyor. ilerleyen zamanlarda kapıyorsun gözünü geçiyor titizliğin.
  • değişik değişik insan gruplarının fazlasıyla bir arada bulunması gibi güzel bir çevre kazandırmıştı

    (bkz: zararları da yok değil hani)
  • hakikisi lise yurdudur. üniversitede yurtta kalan insanlarda ne yazık ki doğru düzgün bir yurt anısı, şakası vs görmedim; ki bu durum üniversite yurdunun çok daha kozmopolit olması ya da insanların bir şekilde ergenlikten çıkmış olması ile ilgili olabilir. velhasılı kelam yatılı adam, lisede leyli okumuş adamdır:

    (bkz: yatılı okul alışkanlıkları/@flavius aetius)

    bonus:

    (bkz: yatılı okul alışkanlıkları/@delarue)

    dipnot: sözlükte tanıştığım ve iyi anlaşabildiğim insanlar açık ara yatılılar.

    dipnot 2: düşündüm de yurtta kalmanın en büyük zevki bir tanedir, o da yurttan kaçmak. kendi dönemim adına konuşuyorum insanları internet kafelere alıştırmak*, gelenekselleşmiş çorbacı kaçışları**, canım sıkıldı diye kaçırmak*, sigara bitti diye kaçırmak*, karnım acıktı diye kaçmak*, moralim bozuk diye kaçırmak* gibi vicdan azabına yol açacak şeylerdir. demek ki bizler kendinden kaçma sendromuna yakalanmışız:(
  • eğer o mekana gelene kadar öğrenilmediyse batak'ın öğrenilmesi artık farzdır. bunu da öğrenciye kattıklarından sayabiliriz pekala.
  • hay-van-lık. eğer yurtta pek çok kişi büyükbaş mizacına sahipse ve dna yapınız yeni hayvanlık kodlarına ayak uydurmaya meyilliyse kötü bir öğrenci yurdunda öküz, hatta aşağılık bir yaratık olabiliteniz çok yüksektir.

    7/24 rahatsız edici kapı vurma tekniklerini öğrenebilir, lavabo veya banyodan saatlerce çıkmayarak herkesi dinden imandan çıkarma konusunda ihtisas yapabilir, her türlü nimete saygısızlık yaparak yurdun çöpüne büyük katkılar sağlayabilir, gece vakti yapılacak basit bir gürültü ile tüm katın nasıl uyandırılacağına dair fikir sahibi olabilir, insanlar arasında laf taşıyarak çok çeşitli fitne ve fesatlar çıkarabilirsiniz. ayrıca odada koca çöp tenekesi olmasına rağmen yurt bahçesinin çöplüğe dönüştürebilir, hafif aralık eşya dolaplarından cep telefonu/para tarzı kıymetli eşyaların nasıl çalınacağını öğrenebilirsiniz.

    özetle; karakteriniz ve dna'nız doğuştan bozuksa öğrenci yurtlarında hayatınızı geri kalanı için korkunç kazanımlar elde edebilir, gerçek bir şeytan olarak hayata atılabilirsiniz.
  • her zaman başın sıkıştığında kapısını çalabileceğin insanlar kazandırır aslında. çünkü her ne kadar kızlar için -12 kişilik dairem adına konuşuyorum- 12 tane insanla aynı evde yaşamak bazen cinnet geçirme sebebi olsa da, orada geçen günlerde gözündeki yaşa, karnındaki ağrıya, midendeki açlığa koşuşturan insanlar olur hep. ve tabii bana kazandırdığı şeylerden biri de kadınlarla yaşamanın ne kadar zor olduğunu anlamamdır. gerçekten karı milletiyle yaşamak çok zor sevgili sözlük. kimisi çok titiz olur, dağınıklıktan zerre hazzetmez ve sen biraz dağınıksan sürekli çatışma yaşarsın. kimisi çok gevşek olur, pislik içinde yaşar ve bu pisliğe sen tahammül edemezsin. kimisi gülmeyi sevmez bet bir insan olur, sen diğerleriyle gülüşüp eğlenirken sürekli bağırır susturur. kimisi alkolik olur, odaya sarhoş sarhoş gelir sen uğraşırsın. kimisi manyak olur, sürekli über saçma sebeplerle seninle kavga eder sinir hastası olursun. kimisi çok yılışık olur, bir iki şeyini paylaştın diye bir bakarsın eşyalarını giymeye başlamış; deli olursun. ama erkeklerin böyle olduğunu düşünmüyorum. yani erkeklerin daha sığ ve bu sebeple daha iyi ilişkileri oluyor. erkeklerin birbirlerini uyarma şekilleri, yaşama şekilleri daha sıradan. gece vakti saatlerce ışığı açık bırakıp yarın ne giyeceğine karar vermeye çalışan bir erkek olmaz sonuçta. hani böyle değişik değişik ayrıntılar yoktur erkeklerin hayatında, onu demek istiyorum tam olarak. o yüzden birlikte daha rahat yaşarlar diye düşünüyorum.

    ama öğrenci yurdunda kalmanın insana kazandırdıklarını benim oda arkadaşım burada anlatsaydı eğer, kesinlikle ''dağınıklık'' olduğunu söylerdi. tanıştığımızda gayet düzenli, disiplinli, odadaki eşyaları nizami bir düzene sokmuş bir kız iken; birlikte geçirdiğimiz 7 aydan sonra sabah ne giyeceğini ayarlarken eşyalarını etrafa atan, bir yere giderken denediği eşyaları toplamadan çıkan, bir şeyler içtiği bardağını yıkamayan, yediği çikolatanın bokun püsürün çöpünü ben uyumadan önce elime poşet alıp ''çöpler!!'' diye bağırmadan çöpe atmayan bir kıza dönüştü. iyi oldu iyi, olmaz öyle eşyaya dahi hükmetmek. biraz rahat bırakacaksın. sonra toplarsın. bence siz de dönüşüm sürecine girmeden bu entryi burada okumayı bitirin. zaten daha fazla yazmayacağım, teşekkürler.
  • bu yazılanları okuduktan sonra iyiki de dışarıda bir üniversitesi yazmadım dersiniz.
    evden okula misss.
    (bkz: her seçiş bir vazgeçiştir)
hesabın var mı? giriş yap