• ilkokul 2.sınıftayken sıra arkadaşım reyhan'ın hindistan cevizi kokulu silgisini yemiştim. hergün buram buram hindistan cevizi kokusu bütün sınıfı sarardı. ben de işte garibanlık, gözüm döndü bir gün ve arkadaşım tenefüsteyken silgiyi kıtladım. tabi beklediğim tad yoktu hemen tükürdüm, silgiyi de kabına geri :)
  • msn vardı o zamanlar takılıyoruz, öğle sıcağında evde, yaz günü, arada yaz okuluna gidiyoruz, bir kız var uzunnnn zamanlardır gözüme kestirdiğim, kız acayip sexy ve zengin, arada fotograf atıyor msn'den evinin havuzundan, of çok sıkıldım bunaldım ayaklarına. neyse o gün oturuyorum, kız online oldu, direk kıza yazıp atlamayayım dedim şak kız yazdı naaapıoosunnn? evdeyim arkadaşlarla bira içiyoruz bu sıcakta ne yapılır ki yazdım, yalanımı sikiyim evde mal gibi oturuyorum. yaaaaa canımmm, benimde canım çok sıkılıyor, annem yazlığa gitti, burcu vardı biliyorsun oda erkek arkadaşına gitti 3 saat boşum istiyorsan gel hem havuzda serinleriz hemde sana sürprizim var dedi, gelirken de alkol al dedi, arabayı da düzgün kullan 3 saatimiz var dedi. içimde kızın beni beğenmesine karşılık büyük bir gurur oluştu, oturduğum yerde ayağa kalkıp kendi etrafımda bir tur döndüm, ardından da bir panik oluştu, şimdi sıçtım diye.

    şimdi gelelim garibanlığımıza, arabam yok o zamanlar meteliğe kurşun atıyoruz, hiç araba fotosu koyamadığım gibi, arabam olduğu yalanını da hiç atmazdım, kız nerden çıkardı arabamın olduğunu anlamadım, şimdi ki gibi herkeste araba yoktu o zamanlar eşten dosttan istiyelim, metrobüs te yok aq zamanında otobüs bir topluyor kardeşim e5 'ten insanları üsküdara gitmem zaten 2 saat, cebimde 10 lira var ancak 3 bira alınıyor, garibanlığıma haykırdım o gün aq. neler yapabileceğime şöyle bir baktım aklımdan neler neler geçti ama nafile yok olmuyor garibanlık iliklerimize işlemiş resmen, 15 dakika içinde pes ettim zaten,bu sefer kıza ne söylicem diye paniklemeye başladım. bunu hangi erkek değerlendiremez abi, bunu değerlendiremeyen erkek ya gay'dir ya da gariban. neyse 30 dakika içinde kızı aradım, ya otoparktan çıkarken arabayı sürttüm şöyle oldu böyle oldu şuan çok sinirliyim, sesimde ki volümde yüksek inandırıcılığı olsun diye. bu arada otoparklı evimde yok. kız artık şansına küs dedi. bir daha kız çağırmadı, o günden sonra fazlada konuşmadı.
  • şofbenimiz yoktu, banyoya bir kettle almıştık; suyu ısıtıp ısıtıp kovaya döker üzerine de soğuk su ilave edip maşrapa ile yıkanırdık. hem boşa su da israf olmazdı. mutfaktaki ile de makarna haşladığımız olmuştu tüpümüz bittiğinde. yemin ediyorum football manager'da mersin idmanyurdu'nu yönettiğimde daha zengin hissediyordum kendimi. hey gidi...
  • cüneytt abiye selamlar. cebimizde 2 lira var ekmek alıp doyabiliriz veya parayı iddiaya yatırıp bekleyebiliriz neyse parayı yatırdık iddiaya bekliyoruz kupon kesin tuttu tutacak son dakika hakemi bekliyoruz derken uğursuz ev arkadaşımız gelip beddua etti inanır mısın sözlük z bir hafta tuğla gibi ekmekleri kemirdik????
  • akşam fırından bayat simitleri alıp tost makinesinde işitip yemiştik ve bunu sürekli tekrarlamıştık
  • otobüse binerken bileti okuttuğumda yetersiz bakiye nedeniyle otobüsten inip 3 km'lik yolu yürümüştüm. otobüsteki birinden de kart isteyemedim. daha da kötüsü, bilet 85 kuruşken bakiyemde kalan paranın 80 kuruş olmasıydı.

    kimseye eyvallahımın olmaması, kim bilir belki de bu yüzdendir..
  • beşiktaş'ta tansaş vardı ben hazırlık okurken. param bitmişti, bizimkilerin göndermesine de 1 hafta vardı. elimdeki parayı günlere bölüp harcamaya çalışıyordum. tansaş' tan yurta akşam yemeğini kaçırdığım için bisiler almaya gittim. çığ köfte almak için fiyatını hatırlamıyorum x liralik istiyorum dedim. genç bir görevli vardı. tamamen doldurdu. istedigim fiyat etiketini koydu. benden olsun dedi. olmaz dedim aynı okuldayız sorun yok dedi gülerek:)kendisini tanımıyordum sanırım bir daha görmedim kendisini, gorsemde hatırlama özelliğim yok ilk gördüğüm insanı. oda arkadaşlarımla yemiştik hepsini 6 kişiye fazlasıyla yetmişti...
  • midem bazen dışardaki ucuz dürümleri hazır yiyecekleri falan kaldıramazdı benim. annem de yemek yapamaz aç kalmasın sıcak yemek yesin diye tabi bir de finallerim var kıçtan soluyoruz neyse yakın illerde olduğumuz için bir tencere karnı yarık yapıp göndermiş sağolsun.
    benim de yine midemin pis huyu; aynı yemeği ikinci günden sonra yiyemez. neyse dedim dolapta da duruyor bozulmamış salata falan dört beş gün üst üste yedim yarığı. öldüm dostlar öldüm.
    ertesi gün arada selamlaştığım alt komşum beni merdivenlerde yakaladı illa yarın akşam yemeğe gel falan. lan zaten açım finallerin son günleri sağolsun teyzenin eve gittim tabi hatta sofraya bile yardım ettim derken sohbet bir yandan geldi sıra ana menüye ve ana menüde ne vardı dersiniz a dostlar?

    yarık.
    yedim. yine yeniden. yedim.
  • üniversitede kaçıncı sınıftayım hatırlamıyorum ama yaşadığım şehre de geçinemediğim için yatay geçiş yapmışım. hem okula devam ediyorum hem tekstilde fason işlerde çalışıyorum ama az para kazanıyorum. çevrede de hep inşaat işi yapan uzaktan akrabalar var, tekstili bırakıp yanlarına gidiyorum ama iş o kadar ağır geliyor ki haftada en fazla üç gün çalışabiliyorum.

    gel zaman git zaman inşaat işini biraz olsun kaptım. hatta daha da ileri gidip boya işlerine dadandım. kayrak taşlarının aralarını siyaha boyama işi alıyorum, hem iş rahat hem parası iyi hem de kulaklığı takıp tek başıma takılıyorum.

    denizli'yi bilen yazarlar varsa; bu forum çamlık'ın alt tarafında üniversite dolmuşlarının incilipınar parkından sonra hemen sola döndüğü köşede taş satan bir yer var, dükkan sahibinin adı ahmet, uzun saçını siktiğim. yanında da bekir diye canlı cenaze bir herif çalışıyor. bu ahmet bana boya işi paslıyor ben pazarlığımı yapıp çalışıyorum. sen git çalış ben zaten müşterilerden senin adına ayrı para kazanıyorum. aradan belki on sene geçti hala nasıl yaptığını anlamıyorum. ulan pazarlığı yapan benim, işi yapan benim.

    bir gün yine iş aldım, adamla pazarlığımı yaptım ama nasıl kibirli bir orospu çocuğu anlatamam. ilçeye gidilecek, yaz sıcağında güneşin altında çalışılacak. beni arabayla aldı, yol yarım saat, herif o süre boyunca bana hava atıyor. ulan milyonluk herifsin hava atacak beni mi buldun diyorum içimden. dönüşte oğlu almaya geliyor beni, fen bilgisi öğretmeni, altındaki araba o zamanın parasıyla 110 milyor. kendisi de babasından aşağı kalmıyor, hava atarken söyleyince öğreniyorum.

    benim babasıyla yaptığım pazarlığa göre günlüğüm 40 lira, 3 yevmiyem var. çocuk beni babasının yanına götürüyor, ben 120 lira beklerken adam bana 90 lira veriyor. işte o arada anlaştığımız fiyat bu değildi falan derken ben adama beddua ediyorum arasında. herif de ben seninle mi uğraşacağım, ahmet'le ben zaten pazarlığımı etmiştim sen kimsin gibisinden bir şeyler söylüyor. adama bayağı bir beddua ettikten sonra üstümü bile değişmeden ahmet'in dükkana gidiyorum ama yok yerinde. bekir var, ona ediyorum bütün lafları ama yemin ettiriyorum söyleyecek diye ahmet'e. hatta çevre dükkanlardan insanlar da geliyor artık ne kadar bağırmışsam.

    ahmet'ten telefon gelsin diye bekliyorum. paramı versin diye değil ha, adamın anasına karısına o kadar sövdüm ki arayıp onun da bana sövmesi lazım diyorum. artık ya bekir ibnesi ahmet'e söylemedi ya da ahmet o kadar ibne ki o lafları sindirdi. meğer bu ahmet, taşları müşteriye satarken benim boya parasını da hesaba katmış, adam o yüzden bana eksik para veriyor.

    hakkımı alamadığımla kaldım, bir daha da ahmet beni iş için aramadı. dışarda bir sene okudum, mecazi anlamda değil; aç yattığım oldu ama bu olay kadar koyan çok az şey yaşadım.
  • lisedeyim harçlığım bitmis cebimde son üç lira. dedim amcamlara gideyim okul çıkışı o garanti harçlık verir. bir lira dolmuş parası kalan iki liraya da evin çocuğuna abur cubur. beş kuruş filan kaldı son. sonra kimse harçlık vermedi... eldeki üç liradan oldum. neyseki eve kendi bıraktı da yürümekten kurtuldum. bu da böyle bir animdir.
hesabın var mı? giriş yap