• karı kız yalan, dostluk mühim olan.
  • balkon çöktü
  • taharet musluğu. 30 yaşımda varlığını öğrendiğim mucize. alafırangaya geçme nedenim.
  • bitkilerinde kanser olması. hani şu ağaçlarda gördüğümüz küremsi çıkıntılar tamamen tümörmüş.

    https://uconnladybug.files.wordpress.com/…02076.jpg
  • steve jobs un standford konuşmasından bir kısım...

    "yaşamınızda, neyi sevdiğinize ve kimi sevdiğinize iyi karar verin. çünkü yaşamınızın ekseni, sevdiğiniz kişiyle, sevdiğiniz işinizdir. işiniz, yaşamınızın büyük bir zaman bölümünü alacaktır. o nedenle, yaşamınızın tadını alabilmenizin tek yolu, işinizi sevmenizdir. işinizi sevebilmenizin tek yolu ise, onun güzel ve yararlı bir iş olduğuna inanmanızdır. güzel ve yararlı olduğuna inandığınız bir işi yaptıkça, o işinizi giderek daha çok, daha çok seveceksiniz.

    henüz bulamadıysanız böyle bir iş, yılmayın, aramaya devam edin. hangi yaşınızda olursa olsun, yüreğinizin sevdiği ve "işte, bu" dediği kişiyi sonunda bulabileceğiniz gibi, seveceğiniz işinizi de günün birinde kesinlikle bulacaksınız. yeter ki aramaktan vazgeçmeyin o işi "göreceksiniz, sonunda bulacaksınız onu da"
  • oda sıcaklığında demir, metal gibi maddelerin neden daha soğuk olduğu.

    aslında öyle birşey yok. sadece size öyle geliyor. yani bir ortamdaki maddeler bir süre sonra eşit yada eşit olmaya çok yakın sıcaklığa erişirler. demir, tahta, kitap vs. hepsi hemen hemen aynı sıcaklığa sahip olurlar.

    bütün olay ısı alışverişi hızında. demiri tuttuğunuz zaman, çok daha yoğun olduğu için tahta vb. maddelerden çok daha hızlı bir şekilde ısı emerler elinizden. diyelim ki 25 derece bir ortamdasınız vücudunuz 37 derece civarı, demiri tutarsanız termodinamik yasaları gereğince elinizden ısı emmeye başlar, ama daha az yoğun maddelerden çok daha hızlı ve güçlü bir şekilde yapar bunu. tahta vb. maddeler yeterince yoğun olmadıkları için çok fazla ısı ememezler sizden ve bu yüzden soğuk hissetmezsiniz.

    aynı şey tabi ki yüksek sıcaklık ile de ilgili. fırında 300 derecede pişirdiğiniz keki çıkarırken tepsiye dokunursanız eliniz yanar, hatta su bile toplayabilir. ancak aynı ortamdan çıkardığınız keke dokunsanız eliniz çok fazla yanmaz değil mi? yani evet çok rahat olmayabilir ama demir tepsiyle kıyaslanmayacak kadar düşüktür sıcaklığı değil mi? yanlış! hemen hemen aynı sıcaklığı sahiplerdir. ama kek elinize çok fazla ısı aktaramaz çünkü yoğun değildir yeterince.

    daha fazlasını öğrenmek ve daha güzel bir anlatımı izlemek için link (ingilizce) veritasium

    edit: evet baktim ozkutle de tam olarak rol oynayan sey degilmis. asil onemli olan faktor maddenin isi iletkenligi imis. o da asagi yukari yogunluga bagli diye biliyorum ama bundan da eminim diyemem tam.
  • kırmızı giymek karşımızdaki kişiler üzerinde baskı oluşturuyormuş.

    hitler'in mülakat odasında kullanılan kırmızı halı, masasına varmadan bitiyor, odaya giren insanlar psikolojik olarak halının bittiği yerden ileri gidemiyormuş.
  • çay bardağında içilen türk kahvesinin adı "tarsusi" değil; "tarz-ı hususi" imiş efendim.
  • (bkz: #49017807)

    denmis ki "işin sırrı ısı alışverişinde" burasi dogru. ama bundan sonrası yanlış.
    'ne kadar yoğunsa o kadar iyi ısı iletir' aciklamasi, öğrendiğinizde sizi rezil eder, ufuk mufuk açmaz.

    iletkenlik, ısı veya elektrik farketmez, elektron alışverişi temelinde gerçekleşir.
    ısı iletiminde aynı elektrik akımının iletiminde olduğu gibi elektronlar işlevseldir.

    sabit bir enerjiyle (etkiyle) ne kadar çok elektron hareket ettirebilirseniz o kadar iyi iletim sağlarsınız.
    iş yoğunlukla, özkütle, ile açıklanamaz.

    yoğunluktan kasıt birim hacimdeki elektron yoğunluğuysa hani belki diyeceğim ama bunu fırından çıkan kek ve çelik tepsi ile açıklamak güç.

    her neyse, iş yoğunlukla bitiyor olsaydı, yoğunluğu alüminyumdan 3 kat fazla olan paslanmaz çelikten ısı kalkanı yapılmazdı.

    ufkunuzu açacak yerde, saçma bilgilerle açık ufkunuzu kapamayın.

    ek bilgi: ısıl iletkenlik ve özkütle arasındaki ilişki iki farklı madde arasındaki yoğunluk farkıyla açıklanamaz.
    ancak aynı madde için yoğunluk farkı bir değişken olabilir.
    bir metalin gaz, sıvı ve katı hallerde, iletkenliği değişir.
    bu da atomların titreşimlerinin artması ve artan titreşimin, elektron transferini daha güç hale getirmesinden kaynaklıdır.
  • dilli kaşarlı tostun içinde gerçekten dil varmış ya la...ben hep dil peynirinden bahsettiklerini düşünürdüm tanrım ne cahilmişim..ouuuwww my god!!!
hesabın var mı? giriş yap