öpüşmek

• damarlarinizdaki kan basinci beyninize, gogsunuze ve de bacaklarinizin arasina siddetli bir ritim ile vurmaya basladiginda ve de karsinizdaki kisinin gozlerindeki bugulu piriltiyi gordugunuzde, 40 derece atesten beter bir sekilde iceriden isinmaya basladiginiz ve de ayni zamanda sirtinizda bir usume hissettiginiz anda yapmaniz gereken, yapmassaniz da binbir defa pisman olacaginiz, kadin ve erkegin en guzel ilki.
• (bkz: buse cesitleri)
• sıradan bir insanın, ömrünün iki haftasını bunu yaparak geçirdiği aktivite.
• ilk baslarda kücük öpücüklerle baslayan daha sonra isin içine dil faktörünün girmesiyle karsı cinsin öpüsecem die senin agzının etrafındaki bilimum noktayı salya altında bırakması halinde pek hoşlanılmayacak hadise.
• karsı cinsin dudaklarının da önemli bir etken oldugu, eger sıcak,biraz dolgun ve sehvetle karsılık geliyorsa 12 saat boyunca bıkmadan yapılacak bir edim.
  (bkz: öpüsürken gaza gelmek)
• su içmek kadar hayati...
  ve susuzluk kadar ölümcül...
• hayati sadece optugunuz dudaklarda hissettiginiz, sadece tukuruk degil, her turlu duygu transferi yasanan muazzam olay. yasanmadan anlatilamaz, yasansa bile kelimelere sigmasi zor eylem.
• çocuk yorumu;
  
  "bir insanla başka bir insan yatağa yatıp öpüşüyorlarsa ona öpüşmek denir."
  rüveyda (9)
  
  "besela komuşular gelmiş onları öpmessen hemen kızıp giderler ondan annem hep op der"
  büşra (9)
  
  "insan evlenir. sonra öpüşür."
  tuğba (10)
  
  "çok ayıp demek."
  gamze (10)
• (bkz: opustukten sonra dudakların kıvama gelmesi)
• iki insanın birlikte yaşaması sıcaknefeslerin hissedilmesi