• --- spoiler ---
    suha- sinemaya gider misin?

    said- hayır, nablus'ta sinema yoktur.

    suha- evet, biliyorum. ama yine de sinemaya
    gitmisligin vardır, değil mi?

    said- evet, 10 yıl kadar önce. "rivoli sinemasını yaktık.

    suha- sinemayı mı yaktınız?

    said- çok kalabalıktık.

    suha- iyi de sinemayı niye yaktınız ki?

    said- sinemayı değil, israil'e idi eylem. batı şeria'da çalışanlara yolu kapamışlardı...ve biz de bunu protesto için sokaklardaydık. eylem sinemada sona erdi ve orayı ateşe verdik.

    suha- niçin sinema?

    said- niçin biz?

    --- spoiler ---
  • mükemmel bir film.

    bütün sahneleri çok çok çok doğal, tatlı, kıvamlı.

    elia suleiman gibi hany abu-assad da filistinli sinemacıların benzersiz gücünü temsil ediyor.
  • birçoğu bizimle aynı yaşlarda olan sürekli duyduğumuz tel aviv'de bugün intihar eylemi oldu, batı şeria 'da filistinlilerle israil askerleri çatıştı gibi haber klişelerinin özneleri insanların gündelik hikayesi. yoksulla zenginin, ezilenle ezenin, zalimle mazlumun binlerce yıllık mücadelesinin bir coğrafyada resmedilişi.
    bir ulusun eşit bir savaşma hakkı elinden alınırken ve bu ulus "zalimin, ezenin, egemenin" patavatsızca aşağılanmasına maruz bırakılırken, adaletli bir savaşın, ellerindeki silahların* ahlaki sorumlulukları ve sorgusu da yine ona, mazlum olana, kalıyor.
    filmde, işgal altında yaşamanın zorluğunu filistin tarafındaki yoksullukta görülürken, zenginliğini birilerinin üzerine basarak gerçekleştiren israil tarafının "modernliği" bu gerçek bilindiği sürece izleyicide* bir tiksinme de yaratmakta.

    --- spoiler ---
    - ama cennet yok, cennet sadece senin kafanda
    -böyle bir cehennemde yaşamaktansa kafamdaki cennette yaşamayı tercih ederim.
    --- spoiler ---
  • sirf yapilmis oldugu icin ovguyu hakedecek cinsten bir film, zira bu konu hakkinda boyle yaygin filmlerin olmamasi inanilmaz birsey.

    fakat ikinci yarisinda tempo epey dusuyor, o kacis sahneleri, adamlarin birbirlerini bulmaya calismasi filan bence tamamen gereksiz olmus. yani bu film, intihar komandolarinin psikolojisi hakkinda mi, israil-filistin sorunu hakkinda mi, bu soruna degisik cozumler getirmeye calisan ve birbirlerini cepheyi bozmakla suclayan magluplar hakkinda mi, hepsinden biraz mi? ee o zaman 20 dakika milletin kosturmasini niye gosteriyorsun? diyecegim, bircok gereksiz sahneyle digerlerinin zamani calinmis. karakterlerin de israil sorununun da profili dogru duzgun cizilemiyor kisa zamanda, boyle tam filme isinamadan bitiyor hersey.

    filmde hic muzik olmamasi ise guzel olmus, daha gercekci yapiyor herseyi. dedigim gibi iyi bir film, sirf yapilmis olmasi bile iyi ama insallah bu konulardaki filmlerde varilan son nokta bu olmaz.
  • cennet, hemen simdi!
    --- spoiler ---
    kendini havaya ucurmadan once veda mesaji kaydeden khaled'in annesi hazirlamisti o sandvicleri, siz o olume gitmeye hazirlanirken annesinin onu nereye gonderdigini bilmeden hazirladigi o aziklari onun gozunun onunde nasil yersiniz diye sordurtan film. iste insan takildi mi takiliyor biseye. bazi ayrintilar cok fazla butunluk anlatiyor, icinize sigdiramiyorsunuz. babam isbirlikciydi, zayifligindan faydalinilan derken said ona da, babasina da, o isbirlikcilerin idam videolarini izleyen insanlara da kizamiyorsunuz.
    o cocuklar ellerine belkide daha once hic almadiklari o makinali tufeklerle gerilla dogmus gerilla buyumus gibi veda ettirilirken ailelerine bir video kamera araciligiyla, daha birkac saat once nargile icip sehre bakmamislar miydi? biri bir kiza tutulmamis miydi? arkadasi onunla dalga gecmemis miydi?
    bunu yapan insan olmaz, evet olamaz. neyi yapan insan olamaz?
    --- spoiler ---
    dunya, hemen simdi!
  • --- spoiler ---

    dikkat çeken noktalarından biri önce said'in evinde kardeşinin sudan şikayet etmesi ve filtre değişince tadının düzeldiğinden bahsetmesi, sonra halid'in intihar eylemi öncesi kaset doldururken annesine kanaze'yi değil el muhtar marka su filtresini kullanmasını vasiyet etmesi ve en nihayetinde said'i götüren taksicinin sudan dert yanıp:

    - israilliler suya çeşitli kimyasallar katarak kısırlığa neden oluyormuş. ama bizim kökümüzü kurutamazlar. beş çocuğum var benim, demesi.

    o coğrafyada su o kadar kirli ve bulanık ki; hiçbir filtre temizleyemez belki.

    --- spoiler ---
  • iç sarsıntısı yaşatan film. doğruyla yanlışın, varlıkla yokluğun, katille kurbanın içiçeliğini çok sade, çok tarafsız ama çok derinden hissettiriyor. gözüne gözüne olmadan, acıtmadan fakat son derece içten ve vuran bir anlatım.bittiğinde koltuğa çakılı kalıp bir süre hareket edemiyorsun. mutlaka görmeli.
  • --- spoiler ---

    said ve khaled cocukluktan beri iki arkadas olsalar da, tamamen farkli karekterlere sahipler. khaled'i bir fikirden etkilemek daha kolay, biraz maceraci ve hayalperest. sorunun farkinda ama fazla sorgulamiyor, cünkü tam anlamiyla onu ne bekledigini olayla yüz yüze gelince fark ediyor ve "akillaniyor". said ise daha icine kapanik, sürekli düsünen ve kafasina taktigi birseyi sonuna kadar götüren kisi. babasinin da collaborateur olmasi elbetteki onu bu karari vermekte cok etkiledi, ama genel anlamda sessiz gözükse de daha agresif bir yapiya sahip. iyi kötü diye ayirim yapiyor ve bulundugu caresiz durumdan ancak radikal bir cözüm ile kurtulabilecegine inaniyor. bir kac kez vicdani el vermiyor sanki bu isi yapmaya. örnegin; annesiyle konusurken ona olan bakisindan anlasiliyor, ya da hoslandigi ama soguk davrandigi kizla olan muhabbetinde de belli oluyor, ama yine de kendini duygularindan arindirip fikrinden geri dönmüyor. ilk binecegi otobüsteki kücük kiz sayesinde de bir kez daha durakliyor olsa da, sonucta tekrar tekrar kendini "toparliyor" ve amacindan vazgecmiyor.

    koprodüktörü arte olan bu film "sade ve sakin" gözükse de düsündürücü ve etkileyici sahneler iceriyor. hele de ordaki hayatin detaylarini cok güzel perdeye getirmisler bence, örnegin fotografcinin tripleri gibi. ki said'in ölmeden önce son fotografini cektirmesi de aslinda hayattan sandigi gibi kopamadigini, bir sekilde "hala burdayim" dercesine izini birakmaya calistiginin göstergesi (söz konusu abu assam'in kizina kalan fotograf). filmi bence cok dikkatle izlemek gerek. detaylarla islenmis resmen. beni en cok etkileyen sahneler ise:

    said'in annesi kahve falina baktiginda fincanin icinde hicbir sey göremediginde sok olup "senin gelecegin yok!" demesi ve bunun üzerine said fincandaki tortuyu daha evvel parmagiyla cikarttigini annesine göstermesi ve "aslinda evet yok, cünkü kendim silecegim hayatimi" demeye getirmesi;

    bu ise tesvik edenlerin olaydan bir gün öncesi ailelerine bir sey anlatmalarini önlemek icin son geceyi yanlarinda gecirmeleri, ailelerin yüzlerine bakarken böylemesine sakin davranmalari, hatta bir sey yokmus gibi davranmalari;

    görevlerini yerine getirecekleri günde said ve khaled'in canli halde gasl alindirmalari (ama abdestleri agaca iseyerek aslinda bozuldugu da tuhafima gitmedi degil);

    son yemeklerini aldiklarindaki olusan leonardo da vinci'nin l ultima cena tablosu görüntüsü;

    said ve khaled'i yolcu eden abu karem'in "öldügünüzde her yere posterleriniz asilacak" diye vadetmesi;

    sanki bir merchandising ürünüymüs gibi videolari satilmasi. collaborateur'larin fimleri ise "sehitlerinkinden" daha "degerli" olmasi;

    son olarak da said'in derin "cennet" yesili gözlerinde filmin bitmesi.

    --- spoiler ---
  • intihar bombacısı kimliğini kazanmanın sadece vatan sevgisinin,direniş ruhunun,dini inancın değil de kişinin geçmişinin ve içsel çatışmalarının da etkisiyle gerçekleştiğini gösteren film...hatta bu içsel çatışmalar bazen diğer sayılanlardan çok daha fazla ağırlık kazanabiliyor,aynen said'de olduğu gibi.şöyle ki filmin başında tereddüt eden,"bir hata yapmıyoruz değil mi" sorusunu dile getiren kişi saidken,sonlara doğru;saidin babasının işbirlikçi olması sühanın sorgulaması ve saidin annesinin belki de farkında olmadan söylediği cümlelerle ön plana çıktıkça;halid vazgeçen said ise başka bir seçeneğin olmadığına inanan taraf olmaya başlamıştır...saidi bu yola sürükleyen tek şey vatanının direniş yolları kapatılarak onursuzlaştırılması değil kendi babasının da- muhtemelen ailesinin iyiliği için- işbirlikçi olarak hem kendini hem de geride kalan ailesini onursuzlaştırmasıdır.saidi bu onursuzluğa katlanamadığı için intihar bombacısı olmayı seçmiştir ve bu anlamda allah'ın vaat ettiği cennet inancıyla hareket eden halid'den oldukça farklıdır..belki bu yüzdendir ki halid cennet diye birşey yok ihtarıyla kendini yeniden düşünürken bulup vazgeçtiği halde,said geçmişini ve kendini silemediği için yolundan dönmemiştir...
  • --- spoiler ---

    filmin sonunda said patlatır otobüsü arkada da etnik birşeyler` :djivan gasparyan olabilir` falan çalar diye umuyordum ama sahneyi bize düşünmek için bırakmış yönetmen.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap