patinaj
-
bir konu üzerinde bilgiçlik taslamak, habire o konu üzerinde durmaya çalışmak, gereksizliğe mahal vermek, artizlik yapmak, gandhi olmak...
-
yersiz çaba, zamansız efor.
-
cocuklar da bisikletle yaparlar bunu. ben cok iyi beceremezdim ama bir tane arkadasim vardi sahane yapardi.
-
pati-naj. kedi ve köpeklerin patileri üzerinde kayma hareketi.
-
daimi konuğu* ve sunucusundan* daha fazla ciddiye aldığımı düşündüğüm sourberry programı. programda paylaşmak üzere tespitler yapıyorum, söyleyeyim de haftaya şunlar şunlar konuşulsun diyorum kendimce, öyle böyle değil. asosyal bünyeye kale alınmak iyi geldiğinden olabilir, bilemiyorum tam.
-
(bkz: gitmek mi zor kalmak mı zor)
-
özlediğimiz sourberry şeysi.
-
bunu hep ikili ilişkilerin, insanların partnerleriyle hayatlarının önemli bir sorunu olduğunu düşündüm. gülcan özer şurada çok iyi anlatır: https://youtu.be/6hi9uw76zou?t=789
ama şimdi fark ediyorum ki kişinin hayatla baş başa da patinaja düşmesi gayet olası ve aslında aşılması gereken bir boktur. detayları sonra bir ara şey yaparız; şimdi sarhoşum. -
bu sabah ilk kez başıma gelen sinir bozucu durum.
öncesinde defalarca kullandığım yokuş yolun başında araba gitmedi, patinaj çekmeye başladı.
arkada bekleyen arabalar, hareket edemeyip bağıran tekerler, aptal yol, kendine gel araba noluyorsun derken uzatmanın alemi yok deyip dörtlüleri yakarak geri gidip başka yola sapmamla son bulan gerilim, stres dolu dakikaların yerini okul trafiği aldı.
aracın kontrolü sende değilken canavara dönüşebiliyormuş, bugün anladım.
güvenli araçta, trafiğe can kurban. kazasız belasız günler olsun. -
kaygan yolda tekerleklerin kayması ve taşıtın olduğu yerde sayması.
(bkz: pati cektirmek) , (bkz: kirk yillik sofore patinaj ha)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap