• haksız yere aşağılayıcı şekilde öldürülmesi avrupa kamuoyunun osmanlılardan nefret etmesine yol açtı. öyle ki victor hugo türklerin barbar olduğunu ima eden yazılar kaleme alacak, beethoven ise yunan bağımsızlık savaşını destekleyen besteler hazırlayacaktı. patriğin öldürülüş biçimi isyanla alakasız yunan kentlerinin bile ayaklanacak kadar öfkelenmesine yol açtı.

    bu cinayetin müsebbibi olan benderli ali paşa'nın idam edilen son sadrazam olduğunu hatırlatalım.
  • mora'daki isyana destek verdiği gerekçesiyle, ikinci mahmut döneminde patrikhane'nin kapısında asılarak cezalandırılan hristiyan bir dinci, din tüccarıdır.
  • yunanistan'ın bağımsızlık savaşında yunanlıları psikolojik açıdan çökertme amacıyla patrikhane kapısında asılan ünlü patrik. ama olay tam ters etki yapmış yunanistan'ı bağımsızlığa götüren süreçte motivasyonu artırmıştır. asıldığı kapı bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. patrik bartolomeos ile yapılan bir söyleşide kendisine kapının neden açılmadığı sorulduğunda, grigorios'a yapılan haksızlık kabul edilip itibarı iade edilmedikçe açılmayacağını, zaten kapalı kapının zamanla bir anıt olarak kabul edildiğini anlatmıştır. muhtemelen ne osmanlı yönetimi ne de türkiye hükümetleri bir özür dilemediğinden dolayı hala kapalıdır bu kapı.

    rus çarına yazdığı iddia edilen mektup benzer birçok örnek gibi düzmecedir. zaten dikkatli okunduğunda ulus devlet söyleminin bir parçası gibi durmaktadır.
  • yine rum, yunan dölleri, sevicileri ve yine yalan dolanlar.

    kendisi vatan haini, binlerce insanın öldürülmesine sebep olmuş biri. sözde din adamı...

    mora'da isyanda öldürülen binlerce sivil türk var ve ayrıca yahudilerde var öldürülen. tabii ki yahudilerde nefret ile öyle yapacaklar ve hakları da yapmak.

    tarihçi dakin, mora yarımadası’nda 40.000, barbara jelavich ise, silahsız 15.000 müslüman’ın katledildiğini yazmaktadır.

    1821 nisan tarihine kadar mora yarımadası’nda yaşayan 50.000 kadar müslüman’dan bir teki bile kalmamıştır. müslüman türkler ya kaçmış ya da rumlar tarafından öldürülmüştür. ingiliz yazar st. clair, bu konuda şunları yazmıştır:

    “yunanistan’ın türkleri pek az iz bıraktılar. 1821 yılı ilkbaharında ani olarak, tümüyle ve dünyanın haberi olmadan yok edildiler”.

    ortodoks rumlar sadece müslüman türkleri değil, diğer milletlerden olanları da öldürüyordu. 5 ekim 1821 tarihinde, 35. 0000 türk ve arnavut, musevi ve diğer milletlerin yaşadığı tropoliçe’de de 10.000 kişi katledildi.

    ocak 1822 tarihinde akrokorint kentinde 1.500’den fazla müslüman öldürüldü. böylece rum ayaklanması, 1822 yılı yazına kadar türk, rum, musevi, arnavut ve diğer milletlerden olmak üzere 50.000 kişinin ölümüne neden oldu ve bütün avrupa bu katliama sessiz kalarak sadece izlemekle yetindi.

    idam edilen patriğin rus çar'ına mektubu

    osmanlı devletinde rus sefiri (büyük elçisi) olarak uzun seneler
    çalışan ignatiyef, "isyana elebaşılık etmek" suçundan fener
    patrikhânesi'nin kapısında asılan, patrik gregorius'un, rus çarı
    aleksandr'a yazdığı mektuba hâtırâlarında şöyle yer veriyor:

    - "türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayr-ı mümkündür. çünkü türk'ler,
    çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. gayet mağrurdurlar ve izzet-i
    nefis sahibidirler. bu hasletleri de, dinlerine bağlılıklarından ve
    kadere rıza göstermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden,
    padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine itaat duygularından
    gelmektedir. türk'ler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ü
    idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar.
    gayet kanaatkârdırlar. onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve
    şecaat duyguları da an'anelerine olan merbutiyetten (bağlılıktan),
    ahlaklarının salâbetinden (kuvvetinden) gelmektedir.

    türk'ler'de evvela itaat duygusunu kırmak ve manevî rabıtalarını
    (bağlarını) kesretmek (parçalamak), dinî metanetlerini zaafa uğratmak
    icap eder. bunun da en kısa yolu, an'ânât-ı milliye ve mâneviyelerine
    uymayan haricî fikirler ve hareketlere onları alıştırmaktır.

    türk'ler, haricî muaveneti (dış yardımı) reddederler, haysiyet hisleri
    buna manidir. velev ki, muvakkat bir zaman için zahirî kuvvet ve
    kudret verse de, türk'ler'i harici muavenete alıştırmalıdır.
    maneviyatları sarsıldığı gün, türk'ler'i kendilerinden şeklen çok
    kuvvetli, kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren
    asıl kudretleri sarsılacak ve maddî vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak
    mümkün olabilecektir. bu sebeple, osmanlı devleti'ni tasfiye için,
    mücerred olarak harp meydanındaki zaferler kâfi değildir. ve hatta
    sadece bu yolda yürümek türk'ler'in haysiyet ve vakarını tahrik
    edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir.
    yapılacak olan, türk'ler'e bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu
    tahribi tamamlamaktır!"

    fener rum patrikhanesi'nin açtığı okullardan birisi olan ikonomos
    akademisinin 1884 yılı ders müfredatında olan ada belediye başkanı
    tarafından ele geçirilen ders müfredatında şunlar yer alıyordu:

    1) türk'ler ezeli bir düşman olarak rumlara tanıtılacak.
    2) türklerin en küçük hataları büyütülerek avrupa'ya duyurulacak ve uygar dünya türklere düşman edilecek.
    3) türk'ler ekonomik bakımdan çökertilecek. bu amaçla zengin türk'ler sakat ticaret yollarına götürülecek, bol faizli krediler açılacak,ağır şartlarla rehin kabul edilecek.
    4) türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecek. bu amaçla küfürler öğretilecek ve bu küfürlerin türk'ler arasında yayılmasına çalışılacak. türk'ler ziyana ve diğer ahlaksızlıklara teşvik edilecek. türk gençleri arasında kabadayılık ruhu aşılanarak sevgi ve saygı bağlılıkları kırılacak. aralarına ikilik sokulacak.argoya benzer bir küfür dili türk'ler arasında yayılarak milli dil ve duyguları bozulacak. zengin rum tüccar ve esnafı türk hocalara bol hediye ve veresiye vererek onları elde edecek. hocalar içkiye alıştırılacak. her türlü uydurma inanışlarla dini inançları saptırılacak. onlara yalan yanlış olaylar anlatılıp, türk halkı ile hocaların arası açılacak.
    5) türk hükümranlığı baltalanacak. bu iş yavaş yavaş geliştirilip,bizans yeniden kurulacak.
    6) türk halkı arasında sürekli olarak anlaşmazlık tohumları ekilecek.ayaklanmalar düzenlenip zamanında aradan çekilerek türk'ler arasında kardeş kanı akıtılacak. komiteler kurulup türk köyleri basılacak.
    7) bir savaş sırasında türk halkını sefalete götürecek her yola başvurulacak. türk topraklarındaki en önemli gıda maddeleri, halkın elinden hızla ve gizlice toplanıp adalara gönderilecek. buradan komşu ülkelere satılacak. rum tüccarların uğradığı zarar milli bankalar tarafından para olarak ödenecek.
    8- doktor ve eczacı rumlar, hastaları özellikle kimsesiz hastaları gizlice zehirleyip öldürecek. kör, sağır, sakat edecek. saf dışı bırakmaya çalışacak.
    9) tarım politikasında türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından mahrum edilecek. borçların kolayca çoğalması sağlanacak. böylece türk'ler ellerindeki toprakları rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.
    10) yüksek rütbeli devlet memurları rüşvet, ziyafet ve hatta kadın ikramları ile etniki eterya'nın emrine alınacak. ancak bu işler tamamen okuldan yetişmiş papazların talimatına ve okulun tayin edeceği kişilerle bunların vereceği direktiflere göre uygulanacak.
    11) fırsat çıktıkça özellikle resmi binalarda yangın çıkarılacak.,ölümlü kazalar yaratılacak, savaş gemilerine yangın ve yaralar açılacak.
    12) bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki istekleri hemen yapılacak., verecekleri mektuplar kendi işlerinden önce yerine götürülüp teslim edilecek.
    13) bütün rum ustaları kesinlikle türk çırakları kullanmayacaktır.politik düşüncelerle bir türk çırak almak gerekirse rum usta, türk çırağı bir hizmetçi gibi kullanacaktır.
    14) bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek, kredileri kesilecek ve rum toplumu arasından
    kovulacaktır.
  • maalesef osmanlı'nın hoş görüşünü silip götürmüştür, keşke osmanlı'nın patrigi olarak kalsaydı...
  • mora isyani'na destek oldugu gerekcesi ile asildigi soylense de ba$ta ilber ortayli olmak uzere bazi tarihcilerin bu teze kar$i ciktiklari ve olsa olsa bu isyani engelleyemedigi icin donemin osmanli padi$ahi ikinci mahmut tarafindan asilmasi emri verildigi soylenen ki$idir.. bu tezi ise, yunanistan'in bagimsizligini elde ettikten sonra kendi yunan kilisesini kurmasi ve istanbul'daki patriklik ile ili$kilerini azaltmasi ile desteklenmektedir.. bir de o patrikhane kapisinin tekrar acilmasi ile ilgili bir efsane vardir (efsane diyorum zira ortada resmi bir aciklama ya da kaynak yok), o da ne zaman ki $ehir (istanbul) tekrar rumlarin eline gecer ya da bir turk devlet/din adami o kapinin onunde asilir, i$te o zaman kapi tekrar acilir..
hesabın var mı? giriş yap