• sağlam cümleler, edebi akıcılık...
    ne güzel yazıyor bu gerilerden gelen ses.
  • isyanlı sükût bu olsa gerek.
  • (bkz: begin again)
  • türkçesi sahtekar sevgili
  • yazılarına çok kıymet verdiğim bir yazar aplamız. üzülsek de, ayrılma tercihine saygı duymaktan başka bir şey gelmiyor elden. allah kendisinden razı olsun..
    (bkz: bu gitmeler gitme degil)
  • gitmesiyle -gitmesiyle diyorum, çünkü filmlerdeki "x was here." misali bir entry yazsa da artık sözlüğe yazmayı geçtim, gireceğini bile sanmıyorum- sözlükte kalma zamanımı haftada şöyle bir yarım saat kadar azaltmış sözlük yazarı, ona bu kararı için ne kadar minnettar olsam azdır. artık bu yarım saatte onun yazdıklarını okumak yerine başka işlerle meşgul olurum. misal bir el tavla atarım, baktım oyun çok hızlı bitti biraz çekirdek çitlerim, olmadı yatar uyurum; gözlerimi somut manada da kapatmam daha bir anlamlı olur belki. hem böylece yüzümdeki kadir baba ifadesinin yerini yavşak bir pınar altuğ gülümsemesi alır, çevremde olanları unutup geleceğe güler yüzle bakarım, pozitif olurum.

    beni bana bırakayım da, esas aklıma takılana geleyim. yok yok, öyle salya sümük "aa niye gittiniz, ölümü görün gitmeyin, bakın allah'ın adını verdim." tarzı ısrarda ya da tanımadığım bir insana içinde geçen "neden, oyunbozan, değer mi, inşaallah" kelimelerinin uyuşan kimyalarından çıkan gazın da desteğiyle fosur fosur yapmacıklık fışkıracak bir hayıflanmada bulunacak değilim. merak ettiğim şey sadece şu: yazdıklarıyla ne kadar mantıklı ve makul olduğunu kanıtlamış biri, neden ondan önce de dinin çok ağır bir şekilde eleştirildiği, hz. muhammed'in bestseller bir kitabın yazarı olarak tanımlandığı, dinin kitlelerin afyonu olduğu söylenen bir mekana girip hakikaten özene bözene yazıldığı belli olan onca emeğini "kirletir"? "burası özgür bir platformdur, tck'ya uyduğu müddetçe her şey yazılabilir, haytdır huytdur." demek istemiyorum kesinlikle. insanın tercihidir tabii ki, kutsal gördüğü şeylere edilen hakaretleri okumak istemeyebilir, sözlüğü bu yüzden terk edebilir. fakat diyorum ya, niye girer o zaman, en baştan niye kabul eder, o kadar yazıyı yazıp kendini okutturur, sonra bir anda gider? çok kirli olduğunu düşündüğü etrafı toparlamaya gelip olmayınca çekip gitmiş midir? bunlar cevapsız kalmaya mahkum mustafa mutlu soruları, ya da sesli düşünmelerim diyelim. yazdığı her şeye olduğu gibi sözlükte kalan imzasına da saygım sonsuz. gittiyse vardır bir bildiği diyelim, hiç memnun olmasak da çaresiz bir önkabulde bulunalım.

    bu arada bana bu hafta normalden yarım saat daha fazla harcattı, hem de yarına yetişmesi gereken bir sürü şey varken. ama verdiği onca şeyin yanında bunun lafı olur mu, o da benim açgözlülüğüme, kadir kıymet bilmezliğime yorulsun. arkasından bir kova su dökelim, yolu açık olsun.

    ya da "phoney valentino yazmıştır nasıl olsa." rahatlığı kalmaz artık içimde, gücüm yettiğince bir iki laf da ben söylemek isterim. kim bilir.
  • herdem kurbanı olduğumuz, peşin hüküm , haşin yargıdan nasibine düşeni almış yazardır. artık alışmadık mı diye sormak gerekir?. kanıksanmadıysa eğer, henüz çok genç olmanın getirdiği tecrübesizliktendir.
    bu çiğ tavır içinse şiddetle hucurat suresi tavsiye olunur.
  • phoney valentino
    boyle bir yazar aslinda yok
    --------------------------------------------------------------------------------
    (offline)

    • genel
    karma 222 (anar$ist)
    toplam entry 0
  • sufistike coder.
hesabın var mı? giriş yap