• arkadaş şizofreni toplum öyle kabul ettiği için hastalık bence değil demiş özetle.
    kardeşim o insanların gördüğü şeyler ne olacak !!???
  • --- spoiler ---

    karşı çıktığım, ne batı’nın uygarlık birikimi, ne de bu ortak paydadır... karşı çıktığım; batılı bilim adamlarının, beyaz, erkek, 175cm boyunda ve 72 kg ağırlığındaki batılı ‘ortalama’ insanla yaptıkları çalışmalardan elde edilen bilgilerin, tartışılmaz evrensel doğrularmış gibi, üstelik insanın ruhsallığına uygulanması, hastane koridorlarına taşınmasıdır. bu, psikiyatrinin kör noktasıdır. uygulayıcılar ise ‘derya içre olup deryayı bilmeyen balıklardan da tuhaf’ bir yere savrulmakta, başka toplumlardaki sayıltıları, kendi toplumlarında sayıklama biçiminde yaşamaktadırlar. bu savrulmaya literatürde bir ad da bulunmaktadır: kör nokta sendromu!..

    --- spoiler ---
    makale
    onbinyılın nefesi anadolu ruhsallığı, dr. cemal dindar

    daha bir sürü şey yazılabilir farklı kaynaklardan, canım isterse yazacağım. şimdilik bu giri çeşni olarak dursun burada.
  • deli kavramına hiç takılmayacağım.

    yazarın deliler kümesi kavramı başlı başına mantık hatalıdır. akıllılar kümesi kendi içlerinde birbirlerini ve toplumsal kurallarını benimsemişlerse, deliler kümesi oluşturulduğunda onların da birbirleri ile ortak noktaları olmalıdır. sorun tam da burda başlar.
    bu tarz bir çıkarıma başlarken, öncelikle her deliyi ayrı bir küme olarak oluşturup binlerce birbirinden farklı deli kümesi ile tezinizi yeniden deneyiniz.
  • insanın eylemlerinin kendine ve başkalarına istemsizce zarar vermeye başladığında.. bu dünyanın neresine giderseniz gidin bir sorundur.
    bu sorunu anlama çabası ise bilimdir
  • arkadaşa elden ele bi michel foucault kitabı iletelim. böylece bu konuların ilk kez sorgulanmadığını okumuş olur.
  • deliler ve akıllılar kümesiyle kesişim kümesinin içine eden beyandır.

    aklı gidip gelen biri olarak ben kendimi hep kesişim kümesinde görmüştüm. sonuç olarak sanırım kümesizim, belki de kümessizim. zaten tavuk da değilim.
  • öncelikle kümeleme sisteminiz hatalı. akıllılık ve delilik keskin sınırlar ile ayrılamaz. buna spekturum bozukluğu adı veriliyor. otizm gibi düşünün kimisi insanlarla iletişimde gayet iyi normale yakınken diğerleri ile iletişim kurmak imkânsızdır. kimisi depresyona girer intihar eder. kimisi depresyona girer intihar edecek bile enerji bulamaz olduğu yerde kalır.
    bu küme ayrımını ortadan kaldırdık. peki psikiyatristler kafasına göre bu deli veya değil diyor mu? hayır demiyor dsm dediğimiz bir şey var. bütün psikiyatristler toplanıyor ve diyor ki. bizim işimiz subjektif arkadaşlar bunu daha mantıksal ve matematiksel yapalım kriterler koyalım kafamıza göre bu deli bu değil demeyelim diyorlar. oturup güzel güzel kriterler çıkartıyorlar. eksik mi ? eksik. ama araştırmalarla bunu aşmaya çalışıyorlar. çeşitli görüntüleme teknikleri geliştirildi klinik uygulamada henüz yok a yaygınlaştıkça depresyon tanısı görüntüleme ile konulabilecek.

    bir psikiyatrist sizin dediklerinizi oturur bu tablo içersinde yerleştirir ve siz tablonun neresindesiniz diye bakar. tıpta ki her teste bakabilirsiniz. hiçbiri tam sonuç vermez. olur mu hocam makineye soktuk hücreleri tek tek saydı benim hemoglobin 15miş. arkadaş bu da makine allah yapısı değil. hemoglobinler birbirine yapışır yanlış ölçer. örnek çok bekler yanlış ölçer. ölçüm aleti kirlenir yanlış ölçer. hiçbir test yoktur ki sensitivite ve spesifitesi yüzde 100 olsun. en basitinden doğum testi alırsın hamileyim diye gidersin usgyi koyarlar çocuk çıkmaz. kesin tanı daima görerek konur. henüz kafanın içini dediğimiz tarzda göremediğimiz için bu testler kullanılıyor ve hiçbiri yüzde 100 vermeyecektir. bu kafayla bütün bilimler yalan olur. çünkü kimyada da saflık ölçen şey bir makine ve illaki yanlış ölçtüğü materyaller olur.

    ee geldik toplumun inandığı şeyi doğru sayıyor. bunu da konuşmadan anlayacak ipuçları var. kafasından sıkıyor mu harbiden gördü mü? bu da kendi içinde değerlendiriliyor. gördüğü imajı tanımlamasından vs. onun dışında dini öğeler kafada şüphe oluşturur ama siz bunun için içeri alamazsınız. fakat dini şeyleri çok gördüğünü iddia eden kişilerin bir sorunu vardır. akıllı deyip yollamazsınız. fakat her dine inananı da alıp içeri koyamazsınız. öyle olsa dünyanın çoğunu koyardık. keza her inanan ben cin gördüm melek gördüm diye gelmez. normal bir hayat yaşarlar.

    son olarak sevdiğim bir söz vardır. zamanında ortadoğu'da güzel bir akıl hastanesi olsaydı. dünyadaki din kaynaklı sorunların çoğunu yaşamazdık.
  • iyi bir psikiyatr önerebilirim..
  • bu arada psikiyatrik hastalıklıkların genelde organik bir sebebi var.
    hastasın ve doktora gidib düzeliyorsun. adamlar daha ne yapsın. pubmed aramasına hastalıl adı yazın ve çıkan araştırmaları sayısına bakın. bilim dalı olması için daha ne olması lazım
  • cehenneme övgü kitabı okunduktan sonra, gelip burada başlık açılmış diye düşünüyorum. ama bu tespit psikiyatrinin bilim olmadığının ispatı değil, başlığı açan yazarın bilimden anlamadığının ispatı bence.

    öncelikle, psikiyatride "deli" diye bir sınıflandırma yoktur. zaten yazılmış bu ama ben de tekrar etmek istedim anlaşıldığına emin olmak için. hadi onu bir kenara bırakalım, psikiyatri ve psikoloji arasındaki ince ayrımın farkında bile olmadan yazılmış bir yazı.

    "norm" denilen kavram psikoloji için geçerlidir. "normal" olarak adlandırılan şeyler çoğunluğa bağlıdır. ama psikiyatrinin bu durumla hiçbir ilgisi yoktur. psikiyatri, ruhsal "hastalık"ların teşhisi ve tedavisi ile ilgilenir. o zaman önce hastalık tanımına bakmak gerekir. tdk şöyle yapmış hastalığın tanımını: "organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu; ruh sağlığının bozulması durumu."

    en yalın haliyle şöyle izah edeyim anlaşılır olması için: mutlu olman için serotonin üretebiliyor olman gerekir. yeterli miktarda serotonin üretemiyorsan, ortada bir hastalık var demektir ve tedavi edilmelidir. ya da olmayan şeyler görüyorsundur; ortada bir hastalık vardır. halüsinasyon görmemek bir norm değildir. çoğunluk görmediği için görenler anormal kabul ediliyor diye bir açıklama söz konusu olamaz yani. orada olmayan bir şeyi görüyorsan, bu beyninde bir bozukluk olduğunu gösterir.

    yani psikiyatri normal olana göre şekillenen bir şey değildir. bir hastalık ya vardır, ya yoktur. dünyadaki herkes aids olsa, bu normal kabul edilebilir mi? sen aids değilsin diye hasta kümesine mi gireceksin o zaman? bilim böyle bir şey değildir. önce bilimin, psikolojinin ve psikiyatrinin iyice sindirilmesi gerekiyor bu konu hakkında yorum yapabilmek için. desteksiz tespitlerden öteye gidemiyor yoksa.

    başlık sahibi, bir insanın deli olup olmadığı neye göre belirleniyor diye sorup, kendince cevaplamış "çoğunluğa göre" diye. yanlış. psikiyatride bireyin ruh hastalığı, dsm sınıflandırmasına göre belirleniyor. gözlemlenebilir, kanıtlanabilir, tekrar edilebilir "bilimsel" bir sınıflandırma.

    psikiyatri nedir, ne değildir; önce onun idrak edilmesi yerinde olacaktır bence.
hesabın var mı? giriş yap