• "hepimiz kaçmak isteriz bazen… işten, evden, düzenden, sorumluluklardan, yapılacaklardan, komşulardan, arkadaşlardan hatta bazen de kendimizden…

    böyle zamanlarda bir ada fikri güzel gelir kulağa. herkesten herşeyden uzak, ana kara ile ilişkisi olmayan; sanki hiçbir derdin, kederin, geçmişin ağır hayaletlerinin atlayıp gelemeyeceği. herşeyden uzak ve bir o kadar durgun dingin renkli bir ada hayali belirir kafamızda…

    bir ada vardır, kendi halinde, zamanın sessiz sakin ve yavaş aktığı… o yavaşlıkta aslında durma ve farketme imkanı yakaladığımız. kendimizi, hayata nasıl karıştığımızı, ona nasıl dokunduğumuzu farkettiğimiz. sonra hayatın bize nasıl dokunduğuna baktığımız…

    ana karada asla mümkün olmayacak bir ben haline ada’da kavuşmanın hayalidir bizi yollara döken. tam da böyle bir zamanda, kendi adasını bulmak için bozcaada’ya yerleşme kararı alır çağatay can saka. istanbul’u, keşmekeşi, kurumsal radyoculuk kariyerini ve eski kendini bırakarak, bozcaada’da yeni bir yaşam kurar kendine. yazı ve kişi ile kendini ada insanı yapar.

    yazın kabalık sesleri, renkleri ve insanları gidince; geriye sadece yaz anıları ve kokuları kalır ada’da. bir de yalnızlığı ile barışık ada insanları…sonbaharın kavak yelleri ardından gelen, kışın gemileri bile ada’ya yanaştırmayan sert rüzgarlar ve kendinizle baş başaka kalışınız güzel yeni başlangıçlara vesile olur bazen! radyo bozcaada gibi…

    bozcaada’da yaşadığı yılları, ada’nın renkli insanlarını, hikayelerini, tadlarını kendi müzik birikimi ile harmanyalarak ada’nın sesi olmak ister çağatay can saka. ve radyo bozcaada’yı kurar.

    yazın kalbini ve aklını bozcaada’da bırakan insanlara, ada’nın rüzgarını müzikle fısıldamak ister. ya da hiç gitmemişlere bozcaada’yı tattırmak, koklatmak ve hissettirmek ister. aslında bozcaada sadece bir simgedir. ada imgesinin en güzel görünen hali olsa da; esas olan ada’nın biz insanlarda düşündürdükleridir.

    hepimiz kaçmak isteriz bazen. böyle zamanlarda bir ada fikri güzel gelir kulağa. radyo bozcaada sizi ada’ya kaçırmak için çalıyor. gitseniz de gitmeseniz de sizi bekleyen o ada’ya, kendinize bir davet aslında radyonun müziği…zamanda, iki kapılı bir handa lezzetli bir yolculuk sunuyor size radyo bozcaada. dinleyin ve ada’ya kalkan ilk vapura koyun ruhunuzu.

    bizi dinlerken, ada’nın rüzgarını kulaklarınızda, kendinizi sıcacık güneşin ısıttığı bir toprak parçasında bulacaksınız. haydi dinleyin…"
    https://radyobozcaada.com/
  • ağırlıklı olarak rembetiko, caz ve dünya klasikleri çalan, dinlerken gözlerinizi kapattığınızda kendinizi adada hissettiren, adanın rüzgarını müzikle fısıldayan radyo.

    bozcaadaya gidip de özlemini duyanlar için birebir. tam adanın ruhuna göre bir radyo.

    www.radyobozcaada.com
  • saatlerdir harika şarkılar çalarak cuma gecemi keyifle doldurmuş, bir yıl geç keşfettiğim için kendime çok kızdığım radyo...
  • bozcaada gibi, ege gibi, akdeniz gibi bi radyo. bugün keşfettim, sabahtan beri dinliyorum. hiç mi boş geçmez? valla boş yok. mis gibi çalıştım bugün harika şarkılarla.
    uyuşturmayan bir sakinlik, dingin bir neşe veriyor çaldıkları şarkılar.
    mis gibi radyo

    ben aplikasyondan dinledim ama sitesi de yayın yapıyor sanırım
    https://radyobozcaada.com/
  • ankara'dan ada'ya kaçma isteği uyandıran radyo.

    https://instagram.com/p/3lnj17g6gj/

    https://instagram.com/radyobozcaada/
  • yaz günleri sıkıcı ofisleri çalışır hale getiren en güzel fm.
  • hiç duymadığım 60'lar müziklerini tanıtan, slow latin klasikleriyle iç ısıtan, dinlediğim tek radyo.
  • bugün öğlen saatlerinden bozcaada çiçek pastahanesine gittim. pastahanenin en dip kısmında, kitaplığın yanında, her zaman oturduğumuz masada, sevgili bülent akyazıcı ve tanımadığım iki kişi vardı. "özel bir şey konuşuyorlar" düşüncesiyle, masaya oturmayıp dışarı çıktım. on adım kadar atmıştım ki ardımdan bülent akyazıcı seslendi. koluma girdi ve masaya oturmamı istedi. ben de oturdum. masadaki iki kişi ile de tanıştırdı. biri ceren saka, diğeri de çağatay can saka imiş. ceren'in nereli olduğu konuşulmadı da genç, yakışıklı çağatay'ın trabzonlu olduğu özellikle konuşuldu. bülent akyazıcı of'lu olduğundan trabzonlulara özellikle itibar eder onu biliyorum. sonra bu iki gencin bir radyo sahibi olduğunu söyledi. internet üzerinden yayın yapan "radyo bozcaada".

    (bkz: http://radyobozcaada.com/)

    radyo hakkında bilgi almaya çalıştım. sorular sordum. gayet güzel ve sabırlı biçimde yanıtladı arkadaşlarımız. daha çok müzik yayını yapıyorlarmış. bozcaada ile özel bir ilişkili bir yayın durumu yokmuş. sadece isim olarak bozcaada, radyo ile ilgi içindeymiş. o da bozcaada'ya özel sevgilerinden kaynaklanan bir durum.

    radyo hakkında daha önce bir bilgim yoktu. radyo bozcaada ağırlıklı olarak rembetiko, jazz ve dünya klasikleri çalıyormuş. müzik yayınları yanında bozcaada ile ilişkili yayınlar da yapmalarının daha uygun olabileceğini kendilerine ifade ettim.

    akşam eve gelince radyoyu internetten buldum. "adanın rüzgârını müzikle fısıldıyoruz" belirtisiyle şimdi dinliyorum. oldukça keyifli bir radyo...
  • şu zor günlerde dinlenilesi radyo kanalı. yunanca türkçe şarkılarla gecenizi renklendirebilir. egeyi , denizi gözünüzün önünde canlandırır. yine müthiş uygulama radio garden üzerinden dinleyebilirsiniz.
  • soktuğu tatil havasının etkisiyle mi ne, yunan müziğini nedense hiç sevmeyen benim gibi bünyeleri bile etkiyebilecek güzellikle parçaları bünyesinde barındıran internet radyosu. umarım hiç bozulmaz. çalışırken ideal arka fon oluyor.
hesabın var mı? giriş yap