• amerikalı tarihçi, yazar ve aktivist.

    izlediğim the god who wasn't there - orada olmayan tanrı adlı belgeselde belgeselin yapımcısı şöyle diyor:

    ölüyorsunuz. sadece varsayım. isevi bakış açısının doğru olduğunu varsayarak konuşuyoruz... ve kendinizi cehennemde buluyorsunuz. ateş çukurlarında yanıyorsunuz. tarifsiz işkenceler görüyorsunuz...v.s. yani durum feci. birden, pişman olup, inanmış olmayı dilemez miydiniz? inanmak gayet kolay.

    bunun üzerine aşağıdaki cümleyi sarf etmiş bilim adamıdır.

    hayır, zannetmiyorum. bu daha iyi olmazdı.

    eğer cennette oturuyor olsaydım... milyonlarca ve milyonlarca belki de milyarlarca insanın cehennemde tarifsiz acılar çektiğini bilseydim... ve onlara yardım etmek için, elimden hiçbir şey gelmeseydi...
    benim için asıl cehennem işte bu olurdu.

    (paragrafın orijinali)
    if i had to sit in heaven forever, knowing that there are these people, millions and millions- probably billions of people, suffering these eternal horrible torments and there was nothing i could ever do for them, that, to me, would be hell.
  • doğası gereği mistik/gizemli olması elzem konuları büyüleyici bir berraklıkla anlatan, zamanında beni saatlerce ekrana mahkum etmiş aykırı tarih araştırmacısı.

    hiç kompleksi de yok. columbia university gibi taşşaklı bir okuldan tarih doktorasını aldıktan sonra akademide cazip iş bulamayınca, bana biraz para verin, sizin seçtiğiniz konuda çalışayım diyerek başladığı incil ve isa araştırmalarında hiç ummadığı bir yere varmış: incilin (ve diğer kutsal kitapların) safsata olduğu artık bariz, ancak bunun haricinde aslında isa diye birinin hiç olmadığını iddia ediyor. yüzde yüz böyledir demiyor, hatta anladığım kadarıyla saygın tarihçiler tarafından fırçalanıyor bazen, ama tam sunumunu dinlerseniz argümanlarının sağlam olduğunu farkedebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap