• romantizm; ağlayan yıldız, inleyen rüzgâr, ürperen gece, kendinden geçen çiçektir. / musset
  • neoklasik akıma karşı fantazi,sezgi , öznellik ve duygunun öne çıktığı akımdır.
  • master degree olduğum konu.
  • "250 yıldır, romantizmin şekillendirdiği, dışarıda bir yerlerde her türlü ihtiyacımızı karşılayacak ve tüm özlemlerimizi giderecek mükemmel birinin varolduğu düşüncesine bel bağlayıp sakın birlikte olduğunuz kişiyi terk etmeyiniz.

    bu romantizm anlayışını, her insanın bizi üzüp kızdırabileceği, çıldırtabileceği, hayal kırıklığına uğratabileceği, bizim canımızı sıkabileceği ve aynı zamanda herhangi bir art niyet olmadan aynı şeyi bizim de onlara yapabileceğimiz trajik bir farkındalıkla değiştirmemiz gerekir."

    http://dusunbil.com/…is-insanla-neden-evlenirsiniz/

    (bkz: #71165966)
  • anavatanının diğer batılı ülkelerden entelektüel yönden geri kalarak, aydınlanma döneminde elde ettiği kazanımların büyük bir kısmını yitirmesine, 1. ve 2. dünya savaşlarını başlatmasına ve ırkçılığı hala sinsice sürdürmelerine yol açan düşünmemece akımı. bu yönden, gazalî'nin sezgici-naklici anlayışına benzer.
  • kişinin içinden geldiği için değil sadece romantizm olsun diye yaptığı harcamalar silsilesine verilen içi boş duygu yoksunluğu olan ritüellerdir.
  • aşkı hissederek yaşanan her dakikadır. her hangi bir harcama, masraf veya değişik hareketler içermek zorunda değildir. düz bomboş bir akşamda battaniye altında sarılıp sinevizyondan film izlerken yüzüne yansıyan film ışığında gözlerine sıcacık bir bakış atmaktır. bir gece kayalıklarda oturup sezen aksu dinlemektir. doğum gününde hamakta oturup gökyüzünü seyretmektir. aşk içeren her anıdır. nitekim çok yanlış anlamışsınız.
  • neoliberalizm, konservatizm (muhafazakârlık) gibi tekrar geri gelecektir. ismen nasıl olur bilemem ama tekrar gündeme geleceğini düşünüyorum.

    şimdi romantizmi mum ışığı+şömine+ayı postundan halı olarak algılayan insanlar var. o romantizmden bahsetmiyorum, insanın duygularının ön plana çıkması gerektiğini savunan fikriyattan bahsediyorum.
    romantizm 18.nci asırda zuhur etmiştir. klasizizm'in temel efkarı olan denge, akılcılık ve hisleri aklın kontrolü altında tutma fikrine karşı bir tepki olarak doğmuştur. insanın tabiatına ehemmiyet verir ve hissiyatların serbest bırakılmasını ister.

    18.nci asırdaki şerait günümüzde de var. yapay zekâ, transhumanizm, lüzumu olmayan teknolojik gelişmeler vesaire derken insanlar bir bunalıma/buhrâna girecektir. ve çareyi bu yeni akımda bulmayı deneyecektir. kapitalizm ve onun dayattıklarından bir kaçış yolu olarak görüleceğinden eminim. romantizm ilk çıktığı devirde sanâyi devrimi, milliyetçilik ve rasyonalizm zirve yapıyordu. biz ise dördüncü sanâyi devrindeyiz, bazı teknolojik ve bilimsel gelişmeler bize ilericilik olarak yutturulmaya çalışılıyor. insanlar zaten sanâyi devriminden sonra köleden beter bir hâlde, artık transhumanizm gibi teşebbüsler sebebiyle para sahiplerinin, çarkı yürüten şahısların kulu köpeği olacak. ama çoğu bihaber. insancıklara maaş veriliyor, seçme hakkı veriliyor. fakat aldıkları maaşları neredeyse geri veriyorlar (masraflar ve ihtiyaçları gereği), seçme hakkıysa daha evvel birtakım zengin insanların menfaatlerine göre belirleniyor (mesela seçimlerde üç aday varsa fikirlerine %100 katılmasada bir tanesini seçme mecburiyetinde, bunu yaparken kendisini hür zannediyor).

    neo-romantizm yakında gelecektir, eli kulağında. sadece doğru zamanı bekliyor.
  • yıllar getikçe ne kadar romantik olduğumu görüyorum. iç-dış dengemde biraz sorun yaşadığım içim dışımda küfür eden tarafım, romantizmi kaçırıyor. hani sadece bizi sevenlerin gördüğü iç dünyamız var ya, oraya gelene kadar çok zaman geçiyor sevmiyorum o durumu. örneğin sen romantiksin, karşındaki değil.. aylar/yıllar geçmiş. boş yani. keşke romantik insanları başta fark edebilseydik.
    duygusallıkla romantizmin çok ayrı şeyler olduğunu düşünüyorum. hatta romantizm, aşka bağlı da değil. insanın içinde var olan bir olgu.

    (bkz: romantizm eksikliğinden ölmek)
  • insan aşık olduğu zaman hep kendi kendini aldatmakla işe başlar, başkalarını aldatmakla sona erdirir. dünyamızın romantizm dediği işte budur...
hesabın var mı? giriş yap