• soyleyen kisi antalya veya istanbul gibi hayvani neme sahip sehirlerde yasiyorsa ciddiye alinmamasi gereken soz. keza, romatizmali bir suru insandan ogrendigim kadari ile romatizmal agrilarin artmasinin nedeni havanin cok nemli olusuymus.

    hatta bunlardan biri ic anadolu'da pek bi nem olmadigindan hic agri duymadigini, emekliliginde nevsehir, konya gibi bir sehre yerlesmek istedigini soylemisti.
  • doğrudur.

    zira değişen hava şartlarında ya da yağmur yağacağı zaman, romatizma hastalarının duyduğu ağrının psikolojik olmadığı bilinmektedir. ve fakat doktorlar da bu konuda bir görüş birliğine varmış değiller ne yazık ki. bunun baş müsebbibi de, hastaların şikayetçi oldukları hava şartlarının çok çeşitli olması ve birbirleriyle çelişmesidir. yine de, en çok şikayetçi olunan durum, hava basıncı düşerken nem oranının da beraber değişmesi yani yağmur gelmeden önce olan değişikliktir. hava şartları ile kemikler, eklem yerleri, buralardaki elemanlar ve sıvılar arasında bilimsel bir ilişki halen kurulamamıştır ama bunca hastanın şikayetini de göz ardı etmek mümkün değildir.

    sırları daha yeni çözülen ve çok geniş bir alanı kapsayan romatizma hastalığından muzdarip ve hava şartlarının ağrılarını arttırdığından şikayetçi olan hastalara, doktorların şimdilik önerdikleri tek bir tedavi yöntemi vardır; o da havası daha kuru ve bol güneşli bir yere yerleşmek.

    son bir kaç saattir, bu bacaklarla ne yapacağını bilemeyen mavikedi, battaniyenin altından bildirdi. sağlıkla kalın!...ve pencereleri falan kapatın. yağmur yağacak.
  • bir ritüeldir. önce ağrıyan eklem ovuşturulur, camdan dışarı bakılır ve 'yağmur yağacak' denir. sonrasında ise sıcak su torbasıyla polar battaniye nerdeyse bulunur, üstüne bir de sıcacık laptopu karnımıza koyup film izlersek çok şukela olur.
    edit: ben demiştim. yağmur başladı işte
  • istanbul, antalya gibi zaten delicesine nemli sehirlerde yemez malesef... 40 derece sicakta bile inim inim inletir insani istanbul... kütürdet beni rutubet diye bosuna sarki yapmiyor millet...
  • üç kağıtçı filminde kemal sunal ın sürekli yaptığı eylemdir.
  • dün gece "yok canım bu yaz günü ne yağmuru" derken bugün kendimi sağanak altında buldum. şimdi de aynı nokta aynı şiddetle ağrıyor, yarın evden çıkmayacağım neyse ki. dışarıda işi olanlar (istanbulda) şemsiyelerinizi yanınıza alın, yağmur güzel de saç baş yamuluyor o fena.
    (bkz: çocukluğundan beri romatizması olan insan)
  • bir türevini "dikiş yerlerindeki ağrı" olarak işittiğim ve daha garibi deneyimlediğim olay. annem eski dikiş yerleri sızlayınca yağmur yağacak derdi ve yağardı. 9 yaşında başımı yardıktan sonra bir yıldan daha uzun süre her sızı hissettiğimde yağmur yağdı. daha sonra bu sızlama kayboldu. bir bilenden açıklama beklemekteyim.
  • havayı eklemleyen hatta havayı dizleyen adam olarak doğru bulduğum söylem.

    özellikle dizlerim, ciddi boğucu nem ve sonrasında gelecek yağmur öncesi can sıkıcı derecede ağrımaya başlar.

    bunu basınç değişiminin, zaten zarar görmüş eklem dokularını yıpratması şeklinde açıklayan akademik söylemler mevcut.
  • (bkz: romantizim ağrısı tutunca yağmur yağacak demek) diye okuduğum başlık.
  • benimki tuttu bugün hava durumuna bakayım dedim tabii ki yağışlı.. yazıklar olsun
hesabın var mı? giriş yap