• öğrencileri tarafından genel olarak sevilip saygı duyulan insan. uzmanlık alanı siyasal düşünceler tarihi, siyaset teorisidir. kıta felsefesine yakındır, postmodern felsefede uzmandır, özellikle foucault. analitik felsefeye rawls, sandel dışında pek uğramaz. kavramların hareketine çok önem verir, öğrencilerinden metinden kavramları çekip çıkartmalarını ister. sınavlarda zorlamaz, bir olay, resim vs verir ders bağlamında yorumlayın der bu kadar. derse ilgili iseniz a1 alırsınız. knowledge ile data arasındaki farka önem verir. üniversitenin size data yükleme yeri olmadığını söyler. sürekli plato ve aristo'ya geri dönüşler yapar: tüm siyaset felsefesi ya birinin yolundan gitmiş, ya uzlaştırmaya çalışmış ya da ikisini de reddetmiştir der.

    hermaneutik aracılığıyla işler derslerini, size haftalık bir filozofun kendi metnini okuyup ondan çıkarım yapmanızı ister. öğrenciyi kırmaz kolay kolay. dersine öğrenciler de eşlik etti mi resmen bir sahne sanatçısı edasıyla şevke gelir. avrupa'ya gittiğimde aynı bölümdaşlarım filozoflara bu kadar hakim olamama çok şaşırmıştı ki bunun yarısının sebebi kendisidir.

    yeri gelir bugün dışarıda işleyelim dersi diyerek çimlerde işler, ders çıkışında öğrencilerle bir saate yakın sohbet ettiği çok olmuştur. bölümde bir ekol oluşturmayı istediğini çok defa belirtmiştir.

    benim için kendisinin tek dezavantajı gene ders anlatırken hermaneutik kullanması oluyor. metnin kendisini aktarmaya çalıştığı için, bu bizim pozitivist sistemdeki kategoriler vs olmayınca el feneriyle kapkaranlık bir ormanda yol bulmaya dönüyor. fakat ormanı gerçekten bilmiş oluyorsunuz, başkasının çektiği resmi görmek yerine. bize öğrettikleri karşısında bu yazıyı yazmayı borç bilirim.

    bölümde iseniz kendisinden en az bir ders almanız kesinlikle tavsiyedir. benzer dersleri veren bican şahinde fena değildir fakat o öğrenciyi yorumlatma değil genel resmi göstermeye çalışır. detaya fazla girmez. liberalizm baskındır onun fikirlerinde, kamuculara bana kalırsa ruhtan hoca ağır gelmekte, kendisi daha uygun olmaktadır. örsan akbulut ondan çok daha farklı bakar, batı marksizm'i, politik ekonomi ve sosyal tarihçilik üzerinden inceler. ondan da başka bir ders almanızı tavsiye ederim. ruhtan hocada söylem, örsan hocada bağlam, bican hocada ise canon odak noktasıdır.
  • notabene yayınları, biyopolitika isimli derleme iki kitap bastı. 1. cildi de, `platon'dan arendt'e biyopolitikanın felsefi kökenleri` alt isimli. hemen iki cildi aldım ve ilkini okudum. güzel yazılar var. ama genel olarak foucault'nun biyopolik iktidar kavramını fazla indirgemeci ele alıp, adından da anlaşılacağı üzere, platon'dan başlayıp, düşünce tarihi içerisindeki bazı önemli felsefecilerin görüşlerini biyopolitik iktidar üzerinden okumaya çalışan yazılar var. bilindiği gibi foucault, biyopolitik iktidarı, batı'da 17-18. yüzyıldaki bazı dönüşümlerden yola çıkarak kavramsallaştırıyor. dolayısıyla bu derlemedeki yazarlar iddialı fikirlerle biyopolitik iktidara ekleme yapmaya çalışıyorlar. bazısı ilginç fikir de veriyor. ama dediğim gibi foucault'nun bu kavramla ilgili iddiası çok daha derinlikli ele alınmalı (mesela agamben gibi)

    neyse bu girişten sonra gelelim esas meselemize. 1. cildi, bu akademisyen abimiz, "biyos politikos" isimli bir makaleyle şereflendirmiş. makale, aristoteles'i biyopolitik bir okumayla ele almaya çalışıyor. çalışmış aslında, bir türlü ele almıyor ya da biz fanilerin anlamayacağı şekilde, bence sadece kendisi için, yazmış. eski yunanca öğrenip aristoteles okumak ve üzerine foucault külliyatı bitirmek, yazıyı anlamaktan daha kolay olur. zira o kadar kavram sıpıtılmış ki yazıya arada eski yunanca kavramları, giriş düzeyinde de olsa, öğrenmek kaçınılmaz. yazı, bir kere foucault'yu kavramaktan bir hayli uzak. aristoteles kendi kitaplarında daha anlaşılır. yalçıner'in aristosu da bilinen aristo mu uzmanlar toplansa ve karar verse iyi olur.

    yalçıner'den önce, mika ojakangas platon üzerine biyopolitik iktidarı tartışmış, hem çok anlaşılır hem de derinlikli olmuş. demek ki mesele eski yunan felsefecileri değil, türk tipi akademisyenin felsefeyle imtihanı. ne kadar az anlaşılır yazılsa o kadar iyi bir yazı. akademinin ezoterik bilgi üretme takıntısı bu. özgeçmişinde, felsefe de yok üstelik. lisans istanbul üniversitesi kamu, lisansüstü de hacettepe üniversitesi kamu. aynı üniversitede kamu yönetimi bölümü'nde hoca.

    neyse ben yazıya ve dahi yazara taktım sanırım. "etnisite ve milliyetçilik: eleştirel bir değerlendirme" isimli bir makalesini daha okudum (yalçıner, etnisite ve milliyetçilik alanına teşrif ederse tabii ki eleştirel olacak). ama bu yazı da anlaşılmıyor. literatüre tüy kadar katkısı da yok.
  • hacettepe üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünün babasıdır. öğrenci ve akademisyen arasındaki derin hiyerarşiyi aşmaya çalışan, bölüme gelen öğrencilerin sıkıntılarını her anlamda, elinden geldiği kadar, gidermeye çalışan ve akademik anlamda nirvanaya ulaşmış bir akademisyendir.

    makalelerinden, eserlerinden, ders anlatışından veya konferans vb. etkinliklerde yaptığı sunumlardan anlam çıkartamayanlara, 'abi bu adam ne diyor' diyenlere, özellikle siyaset felsefesi alanında çalışanlara, üzülerek bildirmek istiyorum ki siyaset felsefesi ve kuramlarını birkaç kere daha gözden geçirmeliler.

    tanım: bölümün diğer değerli hocalarıyla beraber (siyaset bilimi) yetiştirdiği öğrencileri gümbür gümbür gelen ve onlar tarafından çok sevilen akademisyen.

    p.s. altayspor
hesabın var mı? giriş yap