• kemal tahir in romanı.
  • kemal tahirin 1955 te yayinlanan ilk romani. yabanci romancilarin etkisinden uzak ilk gercek anadolu romani olarak nitelendirilmistir. kemal tahir bu ilk romanini cankiri cezaevinde yazmaya baslamis ve kogus arkadasi nazim hikmetin de editleriyle yayinlamis.
  • nazım hikmet'in üzerine "sağırdere sahici türk romancılığında bir merhaledir. bundan sonra daha ne kadar büyük eserler yazarsan yaz o, senin en taze, en ölmeyecek kitaplarından biri olarak kalacak. türkiye ki, ekseriyyeti itibarıyle bir taraftan da bir küçük ve orta köylü memleketidir; bu tabakaların klasik psikolojisini tesbit ettiğin için bu kitap edebiyatımızın klasik eserleri arasında en ön safta yer alacaktır. anladın mı kemal tahir?" şeklindeki yüreklendirici mektubu yazmasına sebep olan roman. hakkikaten türk köylüsünü tanımak, anlamak için okunasıdır.
  • kemal tahir'in köy yaşamını son derece gerçekçi bir şekilde anlattığı romanı. köyde sevdiği kızı ellere kaptıran kulaksızın mustafa'nın gurbette yaşadığı olaylar, kent yaşamını görmesi ve bu hayata tutunma çabaları sonra da tekrardan köyüne dönmesini anlatıyor.
  • devam romanı için (bkz: körduman)
  • yarasa kemiği karadeniz bölgesinde gerek yarasa büyüsü için gerek korunma batıl inancı olarak kullanılagelmiş. aşk büyüsü ve kullanma kontrol etme büyülerini geçelim. ölen yarasanın kemiklerini sıyırıp kurutup giresun'da süs diye yakasında taşıyorlarmış. onu taşıyan insan sevimli görünürmüş topluma. (belki gene büyülü, güçlü diye algılanıyordur.) sevimli buldukları insana 'sende üzerinde yarasa kemiği mi var? ne kadar sevimlisin,' derlermiş. o sebep ve gelenekle yarasadan hiç korkmayan insanlar varmış. daha çok büyüsel kullanıma dair ayrıntılı pasajlar kemal tahir'in sağırdere romanında var. yamörenli topal ismail, mustafa filan işin içindeler.

    (bkz: yamören)
  • kemal tahir’in çankırı hapishanesinde tanık olduğu kişilerden hareketle yazdığı roman. roman, ana karakter kulaksızların mustafa etrafında şekillenir.

    —- spoiler ---
    romanda olaylar çankırı yakınlarındaki yamanören köyünde başlar. yamanören köyünden murat ağanın kardeşi kulaksızların mustafa, başıboş bir delikanlıdır sevdiği kız başkası ile evlenince çalışmak için ankara’ya gider. mustafa, köydeki başarısız hayatından sıyrılıp yepyeni bir kimliğe kavuşur. roman iki bölümden oluşur: birinci bölüm olan “düğün”de mustafa’nın köydeki başarısız hayatı ikinci bölüm “gurbette” ise şehirdeki başarılı ve üretken hayatı anlatılmıştır.
    --- spoiler ---
  • uzun yıllar evvel devlet ana ile tanışıp çok sevdiğim kemal tahirin okuduğum son kitabı. öyle çok bir olayı yokmuş gibi görünürken anadolu insanının psikolojik portresini o kadar güzel sergiliyor ki. içten pazarlıkları, arkadan vurmaları, kıskançlığı, çekememezliği, haksızlığı vs önünüzden geçiyormuş gibi görüyorsunuz. ama bununla bırakmıyor sizi kemal tahir. bunların karşısına mertliği, vafakarlığı, yardımseverliği, sevgiyi, azmi ve emeği koyuyor. bunlar çatışırken siz de kemal tahir'in o akıcı diliyle sahneye şahitlik ediyorsunuz.
  • bu romanı okuduktan sonra anadolu'yu bir başka sevecek, aynı zamanda da ondan bir başka tiksineceksiniz. yüz yıl da geçse çok az şeyin değiştiğini anlamak adına dahi olsa okunmalı.
  • toplumcu gerçekçi bünyesinde yazan en sevdiğim kemal'in, kemal tahir'in çok sevdiğim "serisinin" ilk romanı. (bkz: körduman)
    anlamadığım tek şey ise: bu kitap tanınmıyor günümüzde, üstelik ithaki baskısı var bu kitabın, enteresan.
    alınıp okunması gerekir, hayata dair dersler ve sizi yerin dibine sokan cahillikler...
    okunmalı!
hesabın var mı? giriş yap