• kendisine karşı türkiyede süreç çoh eyi yönetilimiştir
  • haziranda en azından minimize olacak olandır. tabi yine toplu taşıma ve kapalı alanlarda maske zorunluluğu getirilmesi koşuluyla.
  • ebola 1976’da tespit edildi, aşısı 2019’da onaylandı. tabi o zamanın teknolojisiyle anca diyelim de 43 sene be abi. kötümser olmayalım ama bu belanın çaresi uzun zaman alacak bunu bilelim. aşısı bulundu haberlerinin hiçbir dayanağı yok. zaten 1 sene içinde aşısı bulunursa bu komplo teorilerini destekler ki bu da ayrı felaket.
  • ciddi hastalıktır. tamam arkadaşlar ölüm oranı aşırı yüksek, hepimiz ölücez. yakalanırsak kendimizi fırına atalım direkt...

    abim şu karanlık yazıları bırakın. insanların buna artık ihtiyacı yok. siz burda aklı olana hizmet ediyorsunuz genelde. ilk 3-5 sayfada ya da ufak bir veri analiziyle rakamlar ortada zaten.
  • burada ne olacağını biliyormuş gibi net konuşanlara inanmayınız. doğru cevap ne olacağını bilmiyoruz gidişat gösterecek. belirli bir başka hastalığı örnek gösterenler de sars-cov-2'nin o başka virüsle aynı işleyişini nereden biliyor acaba?! sars gibi bazı virüsler kendi kendine kayboldu. bazı virüsler değişip etkisi daha hafif hale geldi. bazısı da beklenilenden uzun sürdü maalesef.

    sonuç olarak ne olacağı bilinmiyor. araştırmalar gösterecek. bu salgın elbette kötü ama tarihteki ağır salgınların yanına yaklaşmaz. gördüğümüz vaka ve hayatını kaybeden sayıları 8 milyarlık (milyar) dünya nüfusunda. şu anda insanlar da daha bilinçli ondan çoğumuz evde oturuyoruz, daha iyi besleniyoruz, temiz su daha yaygın vs. tarihte bazı salgınlarda millet birbiriyle savaşıyordu. ayrıca şu an dünya nüfusuna bağlantılı olarak daha fazla bilim insanı var ve virüs her tarafı etkilediği için görmediğimiz sayıda araştırma yapılıyor her tarafta. geçmişteki virüslerin gidişatıyla kıyaslamak ondan da yanıltıcı olur.

    önlemimizi alalım nitekim virüsü kontrol altında tutmakta, daha kötüye gitmesini engellemekte önlem şart. ama ilerisi için iyisini düşünelim. ne olacak göreceğiz zaten.
  • cambridge üniversitesi'nden genetik bilimciler, sars-cov-2'nin genetik haritasını çıkarmış.

    buna göre, araştırma ekibi, 24 aralık 2019 ve 4 mart 2020 tarihleri arasında dünyanın dört bir yanından örneklenen virüs genomlarından elde ettikleri veriler ışığında, covıd-19'un ‘a’, ‘b’ ve ‘c’ olarak etiketledikleri ve birbiriyle yakından ilişkili soy kümelerinden oluşan üç farklı “varyantını” ortaya çıkarmış.

    genetik bilimci dr. peter forster ve meslektaşları, wuhan'daki yarasalarda keşfedilene en yakın covıd-19 türünün “a” tipinde (''original human virus genom'') bulunduğunu, fakat şaşırtıcı bir şekilde a tipinin kentteki baskın virüs türünün olmadığını bulmuşlar.

    çalışmaya göre, ''a'' tipi virüsün mutasyona uğramış versiyonları wuhan'da yaşadıkları bildirilen amerikalılarda görülürken, abd'den ve avustralya'dan gelen hastalarda çok sayıda a tipi virüs bulunmuş.

    wuhan’daki baskın virüs türü olan ‘b’ varyantı ise doğu asya’daki hastalarda yaygınmış. ancak araştırmacılar, bu varyantın daha fazla mutasyona uğramadan dominant olduğu bölgenin dışına yayılmadığını söylemiş.

    araştırmaya göre, "c" varyantı, fransa, italya, isveç ve ingiltere'de bulunan ve salgının erken döneminde görülen hastalarda rastlanan baskın sars-cov-2 türüymüş. çalışmayı yürüten genetik bilimciler, c tipi virüsün, çin topraklarında bulunmadığını, ancak singapur, hong kong ve güney kore'de görüldüğünü belirtiyor.

    sonuç olarak, çalışmada, hem yarasalarda hem de pangolinlerde bulunan virüsle en yakından ilişkili olan a varyantı, araştırmacılar tarafından “salgının kökü” olarak tanımlanıyor. "b" varyantı iki mutasyona uğramış "a" tipinden türetilirken, "c" ise sars-cov-2'nin "b" tipinden türeyen yeni varyantı halini almış.

    forster, çalışmaya dair dikkate değer başka bir konunun, wuhan'daki b tipi virüsün, doğu asya nüfusunun büyük bir bölümüne immünolojik ya da çevresel olarak uyum sağlamış olabileceği bulgusu olduğunu söylüyor. dolayısıyla, ''virüsün doğu asya dışında oluşan bir tür direncin üstesinden gelebilmesi için yeniden mutasyona uğraması gerekebilir'', diyor forster ve ekliyor: ''bu ilk aşamada, doğu asya'da diğer bölgelere göre daha yavaş bir mutasyon oranı görüyoruz.''

    bununla birlikte forster, yapılan son çalışmanın, covid-19'un insanlar arasında ilk enfeksiyonunun ve yayılmasının eylül 2019'un ortası ile aralık 2019'un başı arasında gerçekleştiğini gösterdiğini belirtiyor.

    kaynak: forster, peter & forster, lucy & renfrew, colin & forster, michael. (2020). phylogenetic network analysis of sars-cov-2 genomes. proceedings of the national academy of sciences. 202004999. 10.1073/pnas.2004999117.
  • yalan dolan bir hastalık. size bir sır vereyim mi? kimse bunu size söylemeyecek. sağlıkçılar söylemeyecek çünkü işlerine gelmez, egolarını yenemezler ve kendilerine verilen ilgi ve alakadan vazgecemezler. politikacılar söylemez, bundan başarı hikayeleri çıkaracaklar,pr yapacaklar. medya söylemez bilin bakalım neden? kimse söylemez, benden duymuş olmayın. aramızda kalsın.
    edit: bir alttaki çok bilmiş, söyle de bilek kardeş. saglikciymis, konuşması yasakmış. sağlık kulübünün ilk kuralı sağlık kulübünden bahsetmemekmis. he yavrum he
  • covid-19 salgınına neden olan koronoavirüs türü. yarasa koronavirüsleri ile gösterdiği genetik benzerlik nedeniyle yarasalardan (bkz: rhinolopus sinicus) sunda pangolinlerine (bkz: manis javanica), oradan da insanlara taşındığı düşünülmektedir.

    insandan insana yayılımı nefes sırasında oluşan damlacık partiküllerinin taşınması yoluyla olduğu kanıtlanmıştır.

    diğer tüm koronavirüsler gibi bir retrovirüstür. insanlarda hastalığa neden olan 7. koronavirüs olduğu bilinmektedir (diğerleri 229e, nl63, oc43, hku1,mers-cov, sars-cov.).

    4 yapısal proteinden oluşmaktadır ve 50-200 nm çapıyla en büyük virüslerden biridir. ace2 reseptör proteinlerini bağlanma noktası olarak kullanmaktadır.
  • bir hastalığın aşısının bulunması için geçen süre finansmana, dolayısıyla ne kadar insanı etkilediğine bağlı olabiliyor.
    sarsın ilki için aşı çalışmaları yapılırken birden yok olması sonucu projeler rafa kaldırıldı, eğer kaldırılmasaydı bugün daha rahattık.
    bu ekonomik etmeni görmezden gelip "ebolaya 132091031 yıla aşı buldular, hiv'ye bulamadılar bile" diye felaket senaryosu yazmanın mantıklı olduğunu düşünmüyorum.

    ebola yapısı itibariyle çok ölümcül bir virüs, yakalananı da anında yataklık yapıyor ve dolayısıyla fazla yayılamıyor.
    hiv ise direkt bağışıklık sistemini hedef alıyor, dolayısıyla daha farklı bir durum, ayrıca bulaşması bazı şartlar gerektirdiği için aşıya gerek duymadan da azaltılması ve engellenmesi mümkün. neticede aşı bulaşmayı engellemek için yapılır, bunu unutmamak lazım, ilaç değildir.

    bu iki hastalıkla da milyarlarca insanın hayatını etkileyen sars'ı kıyaslamak mantıksız.
hesabın var mı? giriş yap