• eğer mimari eserleri yapmasalardı, anadolu'da neredeyse hiç türk imzası olmazdı.

    çok övündüğümüz osmanlı 600 sene boyunca marmara bölgesi haricinde anadolu'ya bir çivi çakmamıştır.
  • kendimi daha yakın hissettiğim tarihim. osmanlı sanki bir karanlık gelir bana hep. zaten ömer hayyam,nesimi,hacı bektaş veli,mevlana celaleddin rumi,yunus emre gibi tarihim içerisinde adını duyduğumda "ha bak o başka" dediğim bütün adamlar meğersem selçuklularda yetişmiş. arada geçen 600 yıl sadece savaş, ve karanlık. bir önceki devletim selçuklular olsa islamiyeti daha cana yakın bulabilirdim belki. tabi islamiyet yeni yeni kabul ettiriliyor ırkıma. haliyle direniyoruz: biraz güzelleştirelim, bi sevimlilik katalım.
    osmanlıda ne oluyorsa artık. büyük ülke yönetmek için daha bir yobaz olmak, böyle çirkinleşmek gerekiyor sanırsam. ayrıca tarih kitaplarımdaki selçuklu tasvirlerini de her zaman daha güzel bulmuşumdur. daha zevkli, daha yakışıklı.
  • bayragi mavi uzerine beyaz cift basli bir kartal ve onun da uzerinde oku ile gerilmis bir yay olan imparatorluk. cift basli kartalin bizans olarak adlandirdigimiz dogu roma imparatorlugu nun amblemi oldugu goz onunde tutulursa, dogu roma imparatorluguna son verme maksadi rahatca anlasilabilinir. bu emel buyuk oranda dogu romanin anadolu topraklarinin tamaminin ele gecirilmesi ile gerceklesmis ama son noktayi koymak osmanli padisahi ikinci mehmed e nasip olmustur. imparator unvani krallarin kendilerine bahsedebilecegi bir sifat degildir. imparator olmak icin bir imparatorun soyundan gelmek veya bir imparatorluga son vermek, ona ustunluk saglamak, gereklidir. selcuklu devleti ise imparatorluk olabilmek icin dogu roma imparatorlugunun anadolu topraklarini ele gecirmis, onun bayragini almis ve dahi uzerine turk gucunu temsilen bir de turk ok ve yayi koyarak o kartal amblemini kullanma hakkini da neye dayandirdigini gostermistir. benzer bir adaptasyon daha yaklasik 4 yuzyil sonra ruslar tarafindan kullanilmistir. istanbulun fethinden sonra bizans imparatoru konstntinin yegeni sofia ile evlenen rus krali o gunden itibaren imparatorluk sulbune sahip ciktigini belirtir sekilde cift basli bizans kartalini kendi bayragina koymus, lakabini da prens *den car` :tzar `*a yukseltmistir.
  • kendimi osmanlı'dan çok daha üyesi, devamı olarak hissettiğim, gezilerimde gördüğüm mimarilerindeki güzelliğe tekrar hayran olduğum hükümdarlık
  • müslüman olmalarına rağmen bir osmanlı gibi rağbet görmemelerine üzüldüğüm türk devleti. halbuki anadolu'ya osmanlı'dan çok daha fazla hizmetleri vardır. osmanlı boğazların bu tarafına sadece asker toplayacağı zaman uğrarken bu insanlar anadoluyu karış karış imar etmişlerdir. eee, ne demişler, deveye diken, ....

    (bkz: yeni selçukluculuk)
  • selçuk bey'in müslüman olmadan önce hristiyan veya musevi olma ihtimali var.bana göre hristiyandı.hristiyanlıkta da mikail,israil gibi isimler var.musevilikte'de öyle.mikail ve israil isimleri sami kökenli.o dönem orta asya'da hristiyan olan moğol ve türk boyları var.mesela kereyit türkleri hristiyan,naymanlar hristiyan,merkitlerden hristiyan olan var.merkitler,cengiz'in ana soyu

    .bunun yanı sıra cengiz'in uluğ anası olan alan koa'nın hikayesi meryem'in hikayesine benzer.kısaca şöyle: alan koa'nın kocası dobun mergen öldükten sonra 3 çocuk daha dünyaya getirmiştir.oturduğu çadırın üstünden bir ışık huzmesi girmiş ve alan goa hamile kalmıştır.bu çocuklardan birinin adı bodoncardır ve cengiz'in ceddialası bu kişiden gelmiştir.yani cengiz'in soyunda hristiyan ögeler yadsınamaz diye düşünüyorum.

    selçukluların ve cengiz'in de aile efradında maral veya bugu(geyik) kutsal hayvan olarak da geçer.bu selçuklu hanedanında vardır.selçuklu ve cengiz ailesinin bir akrabalığı olması muhtemel.bunun yanı sıra o sıralar yani 10.yy'da hazar denizi civarında hazarlar var.bilindiği üzere museviler.selçuk bey'in hazarlar ile de münasebeti olmuş olbilir.çünkü oğuzlar'ın 10.yy'da yaşadağı şehirler cend,savran,cuvara sütkent,suğnak gibi şehirler.bu yerleşim yerleri hazarlar'a hiçte uzak olmayan kentler.musevi olma ihtimalleri de var.ama şahsi görüşüm hristiyan olmaları daha muhtemel çünkü selçuk'un babası dokak bey,oğuz yabguluğuna bağlı.oğuz yabguluğunun ve hazarların arası bozuk.
    yani selçuk'un islam öncesi kesin olarak hangi din üzere olduğu muallak bir konu çünkü yeterince kaynak yok.
  • osmanlılara nazaran anadolu halkının gerçek ceddi, dedeleridir örnek verirsek memleketim olan sivas'a osmanlı'dan kat kat hayrı dokunmuş devlet.bakınız ;

    -sivas ulu cami (1196)
    -şifaiye medresesi (1217)
    -buruciye medresesi (1271)
    -gök medrese (1271)
    -divriği ulu cami ve darüşşifası (1228)
    -yıldız köprüsü

    ayrıca yine sivas çevresinde yaşamış ama osmanlı'dan yine kat kat daha fazla hayrı dokunmuş devletlerin yaptığı eserler;

    -çifte minareli medrese (1271 ilhanlılar)
    -şeyh hasan bey kümbeti (1347 eretna)
    -ahi emir ahmet türbesi (1333)
  • türk tarihinin üvey evladı. arapça ve farsça öğrenerek bu alana yoğunlaşmak yemiyor tabi. en iyisi 19. ve 20. yüzyıl osmanlı tarihinin cılkını çıkarmak. zaten belge de çok, hepsi türkçe, matbu evrak da fazla, ohhhh ne güzel. ha tabi bir de dini ve siyasi nedenler var. şu an anadolu türk ve islamsa, bunun yegane nedeni selçuklulardır. osmanlı'nın sallamadığı taşrayı baştan başa yüzlerce eserle donatmışlardır.
  • "kınıkların şefinin adı selçuk ya da salçuk'tur. 'küçük sal' ya da 'küçük sel' anlamına gelmektedir, çünkü bir nehri aşmayı başarmıştır (sirderya mı?). selçuk'un üç oğlu vardır, hepsinin ilk adı arslan'dır, birinin ikinci adı israil, ötekinin mikail, üçüncüsünün de musa'dır; kimisi bu adların incil ve yahudilikten esinlenerek (çünkü selçuk'un babası dokak, musevi hazarların hizmetinde çalışmıştır) kimisi de hristiyanlıktan esinlenerek koyulduğunu iddia etmektedir. buna karşın bunların üzerlerinde tektanrılı ibrahim dinlerinin etkisinin çok az olduğu belirtilmelidir çünkü kardeşler içinde en başarılı olan arslan mikail oğullarına tamamen putatapar inanıştan gelen adlar verir: tuğrul yani 'doğan', çağrı yani 'atmaca'..."

    (bkz: jean-paul roux)
  • ''selçuklular eğer müslüman dünyada önemli bir konuma gelmek istiyorlarsa islamiyeti kabul etmeleri gerektiğini anladılar ve çok zekice bir hamleyle şiiliğin giderek parladığı bir dönemde büyük kitlelerin bağlı olduğu sünniliği seçtiler. halife kartını oynadılar ve kendilerini halifenin kulu ve koruyucusu ilan ettiler.''

    ''bu seçimler çok siyasi seçimlerdi. selçuklular din konusuna o kadar da önem vermiyorlardı. kalplerinde şamandılar ve islamiyet örtüsü altında uzun süre bu inanca bağlı kaldılar. anadolu destanlarından elimizde kalan dede korkut kitabı sonraki dönemlere ait olsa da hala çoktanrılı inancın temalarıyla doludur (kurt, su, ağaç tapıncı) ve aslında dede korkut örtülü biçimde bir şamandan başka bir şey değildir.''
hesabın var mı? giriş yap