seni sevdim
-
daha çok "...tek mümkünüm sensin..." mısrası ile bilinen gülten akın şiiri...nedir, nasıldır, nasıl anlatılır usul usul sevmek; bir isim nasıl ölmezlenir ben bilmiyorum...bildiğim bu şiire saranların sevdiklerinin kocaman bir portresi üzerine günlerce çalışıp bu şiiri kazıdıkları*...
copy paste günahına düşmeden, ellerimle ikram ediyorum:
"...
seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim
"uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
nasıl yürür özsu dal uçlarına
ve günışığı sislerden düşsel ovalara
susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
yitik ceren arayı arayı anasını buldu
adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
soludum, üfledim, yaprak pırpırlandı ağustos dindi
seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi
seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
ve onların yoğun boyunlu kadınları
düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
yalan yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
senet senet satılmadan önce
şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
tanrı parsellenip kapatılmadan önce
seni sevdim...
artık tek mümkünüm sensin
..." -
ayni sozle baslayan meshur bir turku:
seni sevdim bir gul gibi vay
elim kolum baglanmis vay
sevdigime pisman ettiler.
ibrahim tatlisesin yorumuyla dinlenebilir. -
(bkz: sevdim seni)
-
(bkz: gene gel)
-
daha ileri boyutu için: (bkz: kimi sevsem sensin)
-
şiirlerin anlamlı olduğu bir dönemde ""uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil, nasıl yürür özsü dal uçlarına" dizeleri ile asılı bırakmış olan bir şiir.. birilerinin -onun- ezberinden dökülürken ve yüzümüz değil de işte, şiirler dökülürken ezberlerden, hani bir zaman, sevilmiş bir şiir..
oysa artık, ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya... -
seni sevdim, akşam olmak üzere, güneş bir mesai gününü tamamlıyor yani şehrimizde, akşamları güzel kılan şey miydi seni düşünmek, hani yatağımda yatıp öylece. kalbimin sıkıştığını hissetmek mesela, sonuna kadar zorlamak, daha anlamlı olsun diye nefesimi tutmaya çalışmak bir yandan. seni ne kadar çok seviyorum. bunu kendime anlatmalı mıyım önce, başkaları bunu bilsin diye ne yapmalıyım
seni sevdim, ellerimi üst üste yüz kere vurabilirim yüzüme, yüzüm kızarsın, isterse kanasın burnum, -yüzümün ne çoğu burnum- , kaşım açılsın, alnım açık, seni sevdim, evet dökülüyor saçlarım, seni sevdim, kel olmayı göze aldım, fodul ne garip bir kelime.
seni sevdim, seni kavgamın her anı için sevgilim... diyemeyeceğim, ben hiç bir zaman kavga içinde olmadım çünkü, hep eyleme uzak soldu çiçeklerim, seni sevdim , memur babanın tırsak oğluydum çünkü, okulu hemen bitirmesi gereken, şair yazar tayfasına kabul edilmedim, siyah fotr şapkalarım yoktu ve hep gülmek zorunda hissettim kendimi, seni sevdim çünkü.
seni sevdim, şiir yazmayı da. seni şiir gibi, şiiri sensin diye. yolda durup kendi kitabını satmaya çalışan ofset şair amcaların inadına sevdim şiiri. seni başkaları gibi değil, ne olmuş yani, çok güzelsen ne olmuş, ellerin beyaz gemi, benim nasır ellerim, -hayır öylesi değil- ne olmuş yani, sen yürüyünce duruyorsa dünya.
sesim buğulu değil mi benim, seni sevdim, şairlerin şairi gülten ablanın iki katınca, on katınca, ben rakıya su katınca, gelin kesilirsin gözümde birden, kırmızı kuşak takmayı saçma bulursun ya, ama sanki hatırım için, annenler üzülmesin diye yine de takacakmışsın gibi gelir, seni sevdim.
seni sevdim, ben siyahlar içinde olacaktım hani, damat dediklerine hüzün biçilmiş gibi durur ya, ardından binlerce dua dilimde, dilimde adın.
nefesimi tuttum, gözlerimi kapattım ki, gelsin otursun yüzün gözlerime, gözümdeki bebeği al koynuna, emzir, kokuna bürüneyim, nefesimi tuttum, seni sevdim kalbim bin, başım uyuşuyor sanki.
ama sen gittin, öylesine bindiğin bir arabayla sonsuza, ne kadar kalabalıktı cenaze, caminin önü, şimdi ben de mi aynı camide, hani muslukları dayayıp başımıza, sonsuz sıcak bir yaz günü, aldırmadan yaşlı amcaların arkamızdan “cık cık”larına..
seni sevdim, seni sevdim, seni sevdim... se..ni.. sev..d..i..m. seni..çok.
*küvette bulmuşlar amir bey , burnuna mandal takmış, gözleri kapalıymış bulduklarında. yüzünde bir gülümseme. -
(bkz: uyandım bir sabah)
-
birdenbire olmayandır.
-
seksenli yıllardan önce vuku bulandır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap