• seninle gurur duydum cümlesinden çok farklidir, her seyin bir özeti gibidir. bir ebeveynden duyuldugunda hüzün barindirir, bir tartismanin ardindan soylenmis olabilir.

    eger bir veda cümlesi ise o vakit karsiliginda söylenecek hiçbir sey yoktur, bu da insanin içini kemirir sonralari.
  • hollywood filmlerinde uygun bir müzik eşliğinde kullanılıp, sahneyi duygu yüklü kervanlar ortamına çeviren kilit cümle. genelde ebeveynden biri evlatlarına söyler. bir anda tüm bakışlar, mimikler ambiyans değişiverir. epey abartıyorlar gibime geliyor. kültürel bişey olsa gerek.
    tabi bu çevirisi, orijinali için (bkz: i am proud of you)
  • seneler boyunca duymak için beklendikten sonra, genellikle son zamanlarını yaşayan baba tarafından söylenir.
  • sevgilinin söylemesi halinde insana dünyayı yerinden oynatabilecekmiş hissi veren anlamlı cümle.
  • sadece çocukken ebeveynlerden duyulduğunda değil, her yaşta ve her sevdiğin kişiden duyulduğunda iyi hissettiren cümle.
  • seninle gurur duyuyorum canım kendim. bugün hayatının en zorlu ve yorucu günlerinden birini atlatmak üzeresin çünkü. çoğu gitti azı kaldı, hadi bakiim.
  • babamin bana ilk defa geçen şubat ayında sempozyum çıkışı söylediği.
  • erkekleri seni seviyorum ya da sana aşığımdan çok ama çok daha fazla etkileyen cümle.

    çok hüzünlü aslında, sabahın köründe kalkıp bunu yazmak istedim. karşınızdaki adam kendini övmeye başlıyor. aslında kendisini de övmüyor, bir başkasının onun hakkında dile getirdiği övgüleri dile getiriyor. oo sen neymişsin be abi temalı öyküler anlatıyor size. sonunda birisinin ona, sergilediği hünerlerinden ötürü, onun ne kadar bilgili, ne kadar hayırsever, ne kadar iyi bir sikici, ne kadar başarılı olduğunu dile getirdiği öyküler bunlar.

    sonunda alkış getiren ufak skeçler gibiyiz. kendini alfa kurt zanneden hüzünlü köpekler gibiyiz.

    bizden bir şey beklendiğini biliyor ve onu gerçekleştirmek için kendimizi yoruyor, hayatı kendimize zindan ediyoruz. üstümüze oyuncak nişanlar asıyor ve sevginin böyle kazanılacağını zannediyoruz. sevgiyi bize kazandıracağı düşüncesiyle dünyaları feth ederken giderek uzaklaştığımız kadının bize gitgide daha çok hayran olduğunu, bizi daha çok arzuladığını, daha çok sevdiğini, bize daha çok aşık olduğunu ve bizimle gurur duyduğunu sanıyoruz. bizi çepeçevre kuşatan bu fantezilerin heyecanı içinde kendimizi daha çok koşturuyor, daha çok zorluyor, daha çok eziyor ve daha fazla nişane, daha fazla ödül, daha çok para, daha çok bir şeyler işte kazanıyoruz. sonunda tüm bu fantezilerin sadece bir yanılgı olduğunu, sevgisini kazanmak için ondan hepten uzaklaşmamız gerektiğini düşündüğümüz evdeki o kadının ve varsa eğer çocukların bizden nefret etmeye başladıklarını ve hatta kadının ilgisizliğimizden bunalıp başka biriyle görüştüğünü öğrendiğimizde yaşadığımız hayal kırıklığı epik bir tema.

    otistik çocuklar gibiyiz. hiçbir fikrimiz yok.
  • şimdiye kadar hiç kimsenin bana söylemediği cümle. bazen bunu kimseye söyletemediğim için kendime kızıyorum. bazen de inanmaya çalışıyorum, kendi başardıkların ve verdiğin mücadeleyle mutlu olmalı ve bunun için kendinle gurur duymalısın diyerek. tabi bir tık avuntu olarak hissettiriyor, eminim gerçek hisle alakası yoktur. umarım bir gün benim için önemli olan bir insandan-insanlardan bunu duyabilirim. hayatımın sonrasında çok daha fazla anlam kazanacağını hissediyorum.
  • oğluma sürekli söylediğim cümle.

    okulda ve sosyal hayatında iyi bir birey olmak için elinden geleni yapıyor. canını yediğim.
hesabın var mı? giriş yap