• 10 temmuz 1866- 3 eylül 1951 tarihleri arası yaşayan rus asıllı fransız bilim insanı ve cerrah. esas adı samuel abramoviç voronoff'tur.

    voronej'de bir yahudi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen voronoff, ülkede yahudilere karşı uygulanan pogromdan dolayı 18 yaşındayken ailesiyle birlikte fransa'ya göç etmek zorunda kalır. college de france'da tıp eğitimi almış, bu sırada daha sonraları nobel ödülü alacak ünlü cerrah alexis carrel'in asistanlığını yapmış, organ nakli üzerine çalışmışlardır.

    1896-1910 yılları arasında çalışmalarını mısır'da sürdürürken, kastrasyon ve eunuch üzerinde yoğunlaştı. daha sonraları charles edouard brown sequard'ın çalışmalarını devam ettirme kararı alarak xenotransplantasyon konusunda uzmanlaştı ki, esas ününü bu sayede kazanmıştır. bu sırada hocası carrel rockefeller fonlarıyla çalışmalarını devam ettirirken, kendisi de standard oil company'nin kurucu ortaklarından bostwick'in sağladığı maddi destekle çalışmalarını sürdürmüştür. elbette zengin ailelerin bu desteği "ölümsüzlük" dürtüsünün kendilerini yoklaması ve bilimin bu yönde gelişmesine katkı sağlamak olarak açıklanabilir.

    ilk çalışmalarını köpekler ve gine domuzları arasında yaparken, sonraları boğa, koyun ve keçiler üzerinde organ nakli operasyonları yapmıştır. çalışmalarının esas hedefi genç hayvandan alınan testisin yaşlı hayvana nakledilmesiyle yaşlılık belirtilerinin ortadan kaldırılması düşüncesidir. elbette maymunlardan alınan tiroit bezinin insanlara nakledilmesi düşüncesi de mevcuttur.

    maymundan insana ilk yasal organ naklini 12 haziran 1920 tarihinde şempanze ve babundan aldığı testis dokusunu bir insana nakli olarak gerçekleştirmiştir. 1923'te londra'da yapılan uluslararası cerrahi kongresi'nde voronoff'un rejuvenation üzerine olan bu çalışması takdir edilmiştir. "rejuvenation by grafting" kitabında; çalışmasının hastaya daha iyi bir hafıza, daha uzun süreli çalışma, göz kasları etrafındaki gelişmeden dolayı gözlük kullanmama ve yaşam süresini arttırma ile şizofreni hastalığını iyileştirme gibi etkilerinden söz etmiş.

    o vakitler fransız toprağı olan cezayir'in başkenti algiers'da* kurduğu özel klinikte 1930'lu yılların başında üç yüzü aşkın hastaya maymundan hastaya testis dokusu naklini gerçekleştirmiştir. hatta artan talebi karşılamak için menton'da bir maymun çiftliği kurmuştur. nisan 1928 tarihinde türkiye'ye geliyor kendisi, zaro ağa'yı inceliyor ve mustafa kemal atatürk ile yaşlılığı önleme ve gençleştirme tedavisi üzerine görüşüyorlar. burada hemen parantez açalım: o tarihlerde atatürk'ün sağlığı hakkında özellikle batı avrupa medyasında çeşitli spekülasyonlar dile getiriliyor, hatta kendisi 12 mart 1928 tarihinde isviçre'nin le matin gazetesine bu tür haberlerden rahatsız olduğunu ve o sıralar ölmeye niyetinin olmadığı minvalinde bir röportaj veriyor. elbette operasyon geçirdi mi geçirmedi mi bilmiyoruz.

    daha sonraları kadınlar için de benzer bir proje izlemiş ve kadın yumurtalıklarına maymun yumurtalığı nakletmiştir. daha sonra ilya ivanov ile birlikte insan rahmine şempanze spermi enjekte ederek kırma bir tür yaratma çalışmalarında bulunmuşlardır, konu hakkında ivanov başlığında bilgilenebilirsiniz.

    sonraları, voronoff'un hastalarında görülen iyileşme belirtilerini, meslektaşları plasebo etkisi olarak açıklamış ve voronoff'un tedavi yöntemini reddetmişlerdir.

    hakkındaki en büyük iddialardan biri ise: 1980'li yıllarda üretilen aids virüsünün insanlara ilk olarak voronoff'un ameliyatları sayesinde geçtiği ve bu şekilde yayıldığı söylentisidir.

    çalışmalarıyla, mihail bulgakov'un güzel romanı köpek kalbi'nin ilham perisi olmuştur. ayrıca doyle'un sherlock'cuğumuzun the casebook of sherlock holmes* kitabındaki the adventure of the creeping man* öyküsüne de ilham verdiği söylence halindedir.

    eklemeyi unutmuşum: kendi adına açılmış güzelce bir sayfa vardır, onun için buyrunuz: [http://voronoff.wordpress.com/ http://voronoff.wordpress.com/]
  • giovanni papini’nin gog kitabının bir bölümünde ölümsüzlük çalışmalarına vurgu yapılan ve xenotransplantasyonla tanınmış cerrah. primatlardan insanlara yaptığı transplantasyonlarda hiv virüsünün yayılmasında etkili olup olmadığına dair araştırmalar halen devam etmektedir. şöyle karikatürize bir tanıtımı da mevcut.
  • mısır'da görevliyken çocuk yaşta hadım edilenlerin fiziksel olarak gelişmediğini ve cinsel olgunluğa erişemediklerini gözlemleyince erkek üreme organlarının insalara canlılık ve güç verdiğini, testislerin yetişkin erkeklerin gücünün kaynağı olduğu çıkarımına vardı ancak insan donör yoktu. ilk etapta idam edilen suçlulardan alınan dokuları nakletse de talep artınca o da maymunlara yöneldi.

    yöntemlerinde genelde maymun erkek erbezi, testisi ya da tiroid bezi dokularını insanlara naklediyordu. ilk dönemlerinde genelde iyi dönüşler alınca popülerleşti. 1920'li yılların sonlarında yöntemlerine o kadar çok talep vardı ki bir maymun çiftliği bile kurdu. müşterileri arasında zenginler ve sporcular bolca bulunmaktaydı ancak sorun şu ki yöntemlerinin hiçbir değeri yoktu ilk yıllarında onu alkışlayan tıp camiası yeni veriler geldikçe onu hilecilikle suçladılar.

    yaklaşık 20 sene popüler olan yöntemleri özellikle hastalık bulaştırma başta olmak üzere yan etkiler farkedilmeye başlanınca ve getirilerinin plasebo etkisinden başka bir şey olmadığı anlaşılınca değerini yitirdi.
hesabın var mı? giriş yap