• uzunca ve bitmeyen bir listedir bu. bitmesin zaten, ömrün bu listeyi işeretlemekle geçsin. ama öyle boktan şeyler olmasın bunlar. bak gece gece, hadi neyse yapayım bir liste öyle uyuyayım bari;
    -listenin sırası mühim değildir, yani ilk başa seks koydum diye seks en mühimi olacak diye bir şey yok, aklıma ilk o gelmiştir-

    *seks
    *oyun. mesela volfied. saatlerce oynabilir. ne bileyim play station olur, olmadı oyun salonlarında şu masa hokeylerinden olur, çekişmeli kapışmalı bir oyun oynanmalı mutlaka. hatta age of empires 2 oynanmalı evet. eğer 8 saat age of empires oynamadıysan sevgilinle o listeyi listeden sayma bence. ama işin en zevkli kısmı "yaa dur saldırma ben daha hazır değilim" kısmı. yok yok "hileli oynayalım 100bin altın yapalım" cümlesinden sonraki hızla yapılan "lumberjack ctrla ctrlc enter enter ctrlv enter enter ctrlv enter enter ctrlv enter enter.." faslı. ki oynayanlar bilir o arada cidden iki kez enter var.
    *üniversitenin çimenlerinde kitap okumalı, kitap okuşmalı. okuşmak, sevgililere has bir durumdur. birinin diğerine okuması anlamını taşır. benim lugatımda böyle. ama en zevklisi budur. sevgiliden ne olursa olsun bir kitap dinlenmeli. bunun kadar huzur veren bir şey yok. pardon var.. "beni ilk gördüğün günü anlatsana" kısmı.
    *evet mutlaka "beni ilk gördüğün günü anlatsana" faslı yaşanmalı. ne bileyim, yüzlerce kez dinlediğin hikayeyi tekrar dinlemek çok zevkli. anlatmak da çok zevkli. "seni ilk gördüğümde gülüyordun" bunu ölürken bile dinlemek istiyorum. evet.
    *sevgili mutlaka hastalanmalı. özür dilerim sevgilim. çabucak iyileş ama, terlediğinde atletini değiştirmek, burnunu silmek, çorba yapmak, kaşık kaşık içirmek çok zevkli. sevgiliye mutlaka çorba içirilmeli. ve evet, hasta olup sevgilinin elinden yemek yemeli.
    *böyle tam bir gün eğlenmeli. kahkaha atmalı, salak saçma eğlenmeli ama gözlerinin içine baka baka gözlerinin içi güle güle.
    *böyle tam bir gün ağlamalı. sarıla sarıla. hıçkıra hıçkıra. erkek, göğsüne yaslanmalı, rahmetli babasına ağlamalı. kadın koynuna girmeli, tüm acılarına ağlamalı...
    *sevgiliyle kesinlikle tartışılmalı. özellikle siyasi konularda. sırf tartışmak için, aynı fikirde bile olsa farklı fikirde görünmeli sevgili. çatır çatır tartışılmalı. aynı fikirde olunmamalı o gün. birlikte başka açılardan bakabilmeliler. evet bir küpün aynı tarafında duran sevgililer, arka tarafını göremezler. o küpe farklı açılardan bakıp birbirlerine anlatmalılar.
    *aç kalmalı sevgililer bir gün. birbirlerine daha sıkı sarılabilmek için. bir günü aç geçirmeliler mesela. paraları olmamalı, sonra ağlayıp sarılıp sevişmeli.
    *bir belgesel izleyip, ne bileyim arjantini kübayı, devrimi, venezuelayı izleyip, böğüre böğüre ağlamalılar en az bir kez.
    *sevgiliyle en az bir kez piyano sesi dinlenmeli. gözler kapanmalı, sadece piyanoya dikkat kesilmeli.
    *yemek. sevgiliyle yapılması gerekenlerin başlarında bir yerdedir bu aslında. benim şimdi aklıma geldi. mutfakta birlikte olmak gibisi yoktur. sen soğanları çevir ben domatesleri doğruyorum denmelidir en az bir kez.
    *bir kadın olarak söylüyorum, sevgilini kucağında bebek severken seyretmeli. bir erkeğin kollarına bebek bu kadar mı yakışır?
    *çarpışan arabaya binilmeli. farklı arabalarda. ve sanki amaç o değilmiş gibi gelip arabasına çarpmalı ve salak salak kahkaha atmalı. sanki yoldan geçerken tesadüfen çarpışmışız havası verilmeli.
    *tavla oynanmalı, böyle hırslanmalı o gün, bütün gün kafayı yemeli, tavlada eline vermeli, koltuğunun altına koymalı.
    *sevgiliyle içmeli. çok içmemeli. içince azıtıyor olm. durduramıyoruz.
    *ayak masajı yapmalı. hem yapmalı hem yaptırılmalı. henüz keşfetmemişler için bunu ilk sıraya mı yazsaydım acaba? bundan daha rahatlatıcı bir şey olamaz.
    *bir de sevgili, çekirdeklerin içini ayıklamalı. bir avuç biriktirmeli toptan vermeli. karşılıklı ama. çekirdek içlerini bir avuç biriktirip toptan vermelisin. onu yemek çok zevkli.

    başka olursa yazarım ben yine.
  • hesap.

    mallığın lüzumu yok, hesap yapın, hesapsız olmayın.
    hesapsız sevince sik gibi kalıyorsunuz ortada o gidiyor.
    aldım verdim ben seni niye sevdim olay bu. verdim verdim verdim verdim biz birbirimizi çok sevdik olmuyor!

    bu mına kodumun başlıklarını d ahep ben içnce açıyorsunuz alacağınız olsun...
  • naçizane,

    -pierre loti'ye gidin. ama oturup da bir bardak çaya 5 lira vermeyin. her yerde içersiniz orada içmeyin. evden sandviç yapıp götürün, bir merdiven bulun oturun. benden tavsiye domates peynir iyi gider. ha bir de tepeden aşağı bakıp geri dönmeyin. mümkünse dönüşte teleferiğe binmeyin. yürüyün ne olacak! ara sokaklara girin. güzel evler vardı.

    -gülhane'de çay bahçesi var. setüstü. yukarlarda bir masaya oturup bakır demlikte çay için. yanınıza mutlaka şiir kitabı alın. zira istanbul'un o güzelliğine ancak şiir yakışıyor. ama romantiklik yapıp sandalyeleri birbirinize çevirmeyin. koca boğaz var orada. kadıköy var, üsküdar var. koca istanbul var lan. birbirinize hep bakarsınız.

    -mutlaka ama mutlaka can gox konserine gidin. mümkünse sizi farkedebileceği bir açıdan bakın ona. dua edin görsün sizi. gelip mutlaka gelip konuşacaktır. şahane şeyler söyleyecek, size bir sürü anı bırakacaktır. tecrübeyle sabittir, evet.

    -ben hiiç haz etmem ama kokoreçin önemli bir yeri var insan hayatında. yiyin. sevmiyorsanız bırakın o yesin. siz yalnızca "bu iğrenç şeyi nasıl yiyor lan" diye düşünüp, "ne yapsam da bugün öpüşmesek"in yollarını arayın. sonra kokoreç bile yiyemedik diye ağlarsınız.

    -hep gündüz buluşmayın. hiç hesapta yokken gecenin bir vakti buluşma ayarlayın.

    -sıradan olmamak için uğraşıp ilişkinizi sikmeyin. içinizden nasıl geliyorsa öyle davranın. rutine de bağlamayın ama.

    -tatile gidin imkanınız varsa. bence ege olsun. çeşmeydi, ölü denizdi saçmalamayın. küçük küçük kasabalar var sahillerde. daha az insanın bildiği. daha güzel. gidin çadır kurun. olmadı şileye kaçın. riva'da şahane uçurumlar var. yok yok valla çok güzeller. az paraya çok eğlenirsiniz benden söylemesi. istanbul'da yaşayanlar için yol parası da yok.

    -ucuz tavuk döner yiyin. seyyar satıcıdan pilav almadan sakın ayrılmayın.

    -otağtepe'ye gidin. ama o bilinen tepeye değil. o muhitin ara sokaklarına. benim gördüğüm en güzel semtlerdendi. "muhteşem çıkmazı" diye bir çıkmaz var ya. aralardan hep göz kırpıyor deniz. bu da bonusu.

    -göksu deresine arkanızı döndüğünüzde hemen solda çay bahçesemsi bir şey var. diğerlerine göre daha ucuz. orada oturabilirsiniz bence. bir dede var, ahşap teknesiyle günde iki sefer geçiyor oradan kürek çeke çeke. ters biniyor tekneye özelliği o. umarım görürsünüz.

    -ücretsiz müzeler var. bu madde hakkında söyleyeceklerim bu kadar.

    -beraber de olun yine ama ayrı ayrı bir sarhoş olun. yani biriniz zil zurna sarhoşken ötekiniz ayık kalsın. acayip malzeme çıkar benden söylemesi.

    -geçirdiğiniz her gecede sevişicez diye zorlamayın kendinizi. bir uzanın yan yana bir sohbet edin. yine sevişirsiniz. geceleri de bir şeyler konuşabilirsiniz valla bak. çığlıklarınız yerini sohbete bıraksın bir gece.

    -eğer öğrenciyseniz ve farklı şehirlerdeyseniz, onun öğrenci evini, öğrenci hayatını mutlaka ziyaret edin. yumurta falan pişirsin size. benim için de yiyin.

    -kışların kıymetini bilin. yazların canı cehenneme.

    -söylememe gerek yok aslında ama, önce kadıköy'ü sonra istanbul'u eskitin. bence izmir'e de uğrayın.
  • evlenmek.
  • bazı şeyler vardır; ne arkadaşla, ne kardeşle, ne akrabayla, ne de yalnız başına yapılmalıdır. illa da sevgili yakışır yanına. örneğin her erkek hayatında en az bir kere sevgilisine traş olmalıdır.
  • makara kukara...

    yapabilene helal olsun.
  • gece yarısı tv izlerken sıkılıp dışarı çıkmak, ilk otobüsle istanbula gitmek, yol boyunca uyumak, sabah kadıköy iskelede kahvaltı yaptıktan sonra vapurla büyükadaya gitmek.akşam yemeğini orda yedikten sonra vapurla eminönüne geçmek, ordan taksime gitmek, birer kadeh şarap içerek bir sonraki otobüsle dönmek ve ertesi günü uyuyarak geçirmek...
  • dans etmektir.

    oyle dugunde "haydi genjler cikin yalniz birakmayin" dansi degil. en cok yalnizken ve bolca alkol almisken, kafan zaten dönüyorken, belki biraz ciplakken, ruhunu soymuşken karsisinda, sarılmışken sımsıkı, düşünmüyorken hic bir şeyi.

    bir dakikalığına durmusken dünya, dünyayla birlikte dönmektir sevgilinin kokusuyla ve ölmektir bir anlığına.
  • şimdi buraya çok ayıpçı şeyler yazacağımı düşünüyorsunuz değil mi? amcık kafalılar sizi. hayır! aşk-sevgi işleri benim açımdan önemli. ben, belki sevgisiz bir adamım. dediğim gibi; şişko, küçük pipili, kendini yiyip bitiren sosyopatın tekiyim. belki de çok yakışıklı, burada yazdığı gibi her hatuna atlayan bir playboyum. bu söyleceklerim benim gerçekte kim olduğumdan bağımsız, daha çok ne yaşamak istediğim ile ilgili.

    sevgiliyle yapılması gerekenler...

    sevgi dediğiniz şey koskocaman ama eksi sonsuzdan artı sonsuza doğru çok boyutlu bir şekilde uzanan evren çizgisine göre küçücük hayatımızdaki değerli anların toplamı aslında. yaşamımız boyunca ne kadar seviyor ve seviliyoruz ki?

    bir sevgilim vardı. kadını çok üzmüştüm. boktan bir karı için bunu terkettim. ortada bıraktım. bir elinde çantası ile sabahın beşinde taksi durağına gidişini hiç unutamam. boynu büküktü. bir gün kendisini aradım. kırgındı ama konuştu. son derece saygın bir insandır. benim gibi bir pisliğin hak etmediği türden bir insan. dedi ki, aşk güzeldir ama karşılıklı aşk her zaman bulunmaz, çok nadirdir. biz birbirimize aşıktık, birbirimizi çok seviyorduk. sadece tenlerimiz değil ruhlarımız da uyuşuyordu.

    haklıydı.

    eğer, bir zaman makinesi icat edilseydi o sevgilimle bir gün geçirmek isterdim. sadece bir gün. onun güzel gözlerini görmek, o küçücük beyaz ellerini tutmak, dalgalı saçlarını okşamak, o güzel kiraz dudaklarından öpmek ve yeniden birlikte gülmek için.

    birlikte baltalimanı'na gitmek, el ele sahilde dolaşmak, onu kandırıp balık ekmek sırasına sokmak (ben sırada beklemeyi sevmiyorum), o balık ekmek alırken yandaki küçük çocuğa dil çıkartmak ve onu çıldırtmak, bunu sevdiğime anlatıp birlikte gülmek, bir büfeden şarap alıp paylaşmak, konuşmak, eli tutmak ve hiç bırakmamak. daha aslında yapılacak çok şey var ama onun sesini özledim. onun sıcaklığını, sevgisini, bana olan güvenini, bana bakmasını...

    diyordu ki senin hayatındaki en güzel şey benim. evet, o benim yaşamımdaki en güzel şeydi. en güzel ve en değerli.

    sevgiliyle yapılması gerekenler...

    benim gibi eşek olmaz ve size değer veren insanı kaybetmezseniz, o sevgili ile yapılması gereken ve birlikte zevk alacağınız her şeydir.

    ama gözler önemli. o bakışlar çok şey anlatır...
  • ortak planlar yapın bol bol gezin onun bilmediği yerleri siz o'na gezdirin. sizin bilmediğiniz yerleri o size gezdirsin. tatilleri ayrı geçirmeyin. geri kalan ince ayrıntıların hepsini bu arada yaparsınız zaten.

    edit: kusura bakmayın püf noktayı unutmuşum; önce kendinize bir sevgili yapın.
hesabın var mı? giriş yap