• "kalçalarını aç ki, dosdoğru bakayım
    karşımdaki güzel götüne ve amına
    bir göt verdiği hazla cennete eştir
    bir am böbrekler yoluyla kalbi eritir."

    *****

    "bu bir soneler kitabı değil...
    doğrusu burada tarifsiz yaraklar
    ve onları içine alan amlar ve götler var
    tıpkı bir kutudaki şeker gibi.
    burada siken ve sikilen insanlar var.
    ve amlarla yarakların anatomileri
    ve çokça kayıp ruhla dolmuş götler.
    burada insan şimdiye kadar görüldüğünden
    daha sevimli şekillerde sikişiyor
    bir fahişe hiyerarşisi içinde.
    sonunda yalnızca aptallar
    bu leziz lokmalardan iğreniyor
    ve tanrı göt sikmeyen herkesi affediyor."

    ******

    eric berkowitz'in arzuyu yargılamanın dört bin yıllık tarihini anlattığı ilgi çekici kitabı.

    yukarıdaki alıntılar ilginizi çektiyse ve okumak için yanıp tutuşuyorsanız işte size link: turuz
  • eric berkowitz'in aşağıdaki olayı anlatarak giriş yaptığı, arzuyu yargılamanın dört bin yıllık tarihini anlattığı kitaptır. bayağı sade, yorucu olmayan, fazlasıyla akıcı bir kitap. geçmişten günümüze toplumların sekse bakış açısını, ne gibi kurallar koyduğunu, nasıl evrildiğini, ne tarz ilişkilere sahip olduğunu vesaire anlatır.
    --- spoiler ---

    1956'da, kuzey rodezya'nın bir köyünde, çaresiz bir kadın evliliğini yoluna koymak için kabilenin ileri gelenlerinden oluşan yerel bir mahkemeden yardım istedi. kocasıyla ilişkisi sallantıdaydı. yakın zamanda hem kocasına hem de kendisine zührevi bir hastalık teşhisi konmuştu. kocası hastalığı ondan kaptığında ısrar ediyordu ama kadın kendisinin asla sadakatsizlikte bulunmadığını, bilakis hatalı olanın kocası olduğunu savunuyordu. adam bir keresinde kadını bıçaklamakla ve daha kötüsü, ona büyü yapmakla tehdit etmişti. ne var ki, bütün bunlar çifti mahkemelik etmeyecekti, ta ki kadını o gün mahkemeye koşturacak kadar dayanılmaz, o derece çirkin bir şey yaşanana kadar. şafak vakti kadın uyandığında memesini kocasının ağzında buldu. kocasının büyü yapma tehdidini anımsayıp korkuya kapıldı. mahkemedeki oturumda yörenin ileri gelenlerinden akil biri kocaya sordu: "karınızın memesini emerken ne düşünüyordunuz? (salondaki bir bebeği işaret ederek) bunun gibi küçük bir çocuk musunuz?.. bunu neden yaptınız? kocasının cevabı durumu daha da kötüleştirmekten öteye geçmedi. "sevdiğimden," dedi. akil adam kuşkuluydu. "sevgi ha! karınız uykudayken sevginizi bu şekilde gösteriyorsanız garip biri olmalısınız." akil adam kocayla bir süre tartıştı. koca ithamlara karşı çıkıp yalnızca karısına duyduğu müşfik sevgiyi sergilediğini söylerken, akil adam, kocanın büyü yaptığından giderek daha faha fazla kuşkulanmaya başladı. sonunda şöyle dedi "hayır, hayır... karınızla giderseniz onu öldürürsünüz diye korkuyorum." kadın geceleyin polis nezaretinde tutuldu ve sonrasında mahkeme işlemleri devam etti.
    --- spoiler ---
  • m.ö 3000'lerden beri kadına verilen değer hakkında çok da fazla bi'şeyin değişmediğini göreceğiniz kitap.

    örneğin birçok kültürde her durumda tecavüze uğrayan kız, hem tecavüze uğramış olmak, hem de tecavüzcüsü ile evlendirilmek sonu ile karşılaşırken, kızın babası da normal başlık parasının üç katını tecavüzcüden almanın yanında, tecavüzcü evli bir adamsa adamın zavallı karısını da istediği gibi kullanmak hakkına sahip oluyordu (m.ö 1800'ler asur'u). yani suçsuz iki kadın da ceremesini çekiyordu.

    ya da hitit'lerde, eğer adam kadına dışarıda tecavüz ettiyse adam suçlu ve öldürülüyor, ama kadının evinde tecavüz ettiyse kadın suçlu bulunarak öldürülüyordu. bu ev içinde ve ev dışında ayırımının biraz farklılaşarak m.ö 1500'leri hitit'lerinden m.ö 600'leri atina'sına da taşındığını görüyoruz.

    daha nice olaylar, davalar, konular ve kurallara bu değişik kitapta yer veriliyor.

    tavsiye edilir.
  • kolektif kitapın yeni kitabı. pazartesi günü kabalcıya sordum, birkaç güne gelir dedi. sabırsızlıkla bekliyorum. bir de alıntı ve link koyalım;

    http://www.kabalci.com.tr/…e-ceza-9786056355981.htm

    "yatak odasından mahkeme salonuna - seks hukukunun hayret verici tarihi...

    kraliyet metresleri, eşcinsel at arabası yarışçıları, ortaçağ travestileri, cadılar, keçi seviciler, rahibe fahişeler ve londralı kiralık oğlanlar gibi aykırı oyuncuların renklendirdiği seks tarihinde bir çağ ve toplumda hoşgörülen davranışlar bir ötekinde en ağır şekilde cezalandırıldı. ancak seks dürtüsü antik çağlardan beri kendini dizginlemeye çalışan her türlü girişime karşı koydu. seks ve ceza, dört bin yıllık cinsellik, din ve mülkiyet üçgeninin açılarının çok da değişmediğini gösteriyor bizlere.

    "elbette tecavüz, zina, ensest ve seks hukuku alanına giren diğer tüm meseleler insanlığın varoluşundan beri vuku bulmuştur. değişen tek şey, insanların birbirlerinin bedenlerini kontrol etmek için kullandıkları yöntemler ve bu yöntemleri kullanma gerekçeleridir."

    eric berkowitz antik mezopotamya'da zina yapan bir kadının kazığa oturtulmasından başlayıp 1895'te oscar wilde'ın "büyük ahlaksızlık" suçuyla hapis cezası aldığı döneme kadarki seks hukukunun uzun tarihini gözler önüne seriyor.

    seks ve ceza, mahkeme tutanaklarıyla tarihi belgelerde yer alan gerçek insanların hayatlarından yola çıkarak insanlık tarihine ayna tutarken, insan ruhunun karanlık taraflarını ortaya çıkarıyor. berkowitz zaman zaman tüyler ürperten, zaman zaman hayal gücünü zorlayan bir yolculuğa davet ediyor okurları."
  • ismi herkesi yanıltsa da son derece başarılı bulduğum araştırma/inceleme türü kitap.
    aynı anda hem tarihi, hem yasaları öğreniyorsunuz. özellikle ortaçağ kısmı çok ürkütücü.
    bir kadın olarak zaman zaman çok öfkelendiğim oldu.
    adını "kadınlara zulmün tarihi" koysaymış yazar pek sırıtmazmış. bununla beraber ırkçılığın, bağnazlığın köklerinin ne vakit oluştuğu konusunda da okuru aydınlatarak gidiyor.
    sanırım devamı şu günlerde türkçeye çevrildi. onu da okumak isterim.
  • okuması en keyifli antropolojik çalışmalardan bir tanesi. adı ilk bakışta bdsm çağrışımları yapsa da, çağlar boyunca insanların cinselliğe bakış açısı ve devlet denen acayip mekanizmanın kimlerin çiftleşeceğine kafayı obsesif biçimde takmış olmasını pek güzel aktarmaktadır.
  • ''zaman geçtikçe erkeklerin kadın korkusu düpedüz düşmanlığa dönüştü.''
  • sizi okurken gören insanlarda "ooooo" nidası ve manidar mimikler şeklinde tepkiler verdirten ancak özünde mahkeme tutanakları vb. kaynaklardan cinselliğin tarihine ışık tutan güzel kitap.

    derinlemesine sosyolojik tespitler yok, bunun yerine salt örnekler üzerinden ilgili dönemde insanların cinselliğe bakış açıları, o dönemin normalinin ne olduğu ve nelerin uygunsuz görüldüğü anlatılıyor. yazılı tarihin başından günümüze doğru geldikçe ahlak kavramının sertleştiği, özellikle yahudilik ve hıristiyanlıkla birlikte cinselliğin tabulaştığı hatta bir ara durumun abartılarak "hiç ilişki yaşamamak en iyisi" seviyesine kadar geldiğini okumak ilgi çekici. tabi bu arada "ahlaksız" kişilerin aldığı cezalar da gittikçe ciddileşiyor. ancak ironik olarak cezaların pek bir işe de yaramadığını görüyoruz. antik yunan'da ya da roma imparatorluğunun hıristiyanlık öncesi dönemlerinde olup da sonradan lanetlenen ne varsa -tabi daha büyük riskler alınarak- yine yapılıyor, hatta insanlar daha da pervasızlaşıyor.

    son olarak imparator emeklisi olunca yapılacak küçük şımarıklıklara dair kitaptan bir alıntı:

    "tiberius, vistilia’yı sürgün etmiş, isis rahiplerini de çarmıha germişti, ama capri adası’nda geçirdiği emeklilik dönemindeki yaşantısı muhtemelen daha pervasızdı. yüzerken kalçalarını ısırmaları için oğlanlara para vermekle kalmayıp soylu kadınları aşağılamayı da fetişleştirmişti. hatta onun zina taleplerine teslim olmayan bir kadın kendini öldürmüştü."
  • eric berkowitz'in eseri. kollektif kitap'dan çıkmış.

    yazar hakkında çok az bilgiye ulaşabildim; lakin kitap konusu son derece orjinal görünüyor.
  • tarih obasında görünce paylaşayım dedim. kesinlikle okumanızı tavsiye ederim, ortadoğu cehenneminin 4000 yıldır nasıl hayatımızı şekillendirdiği konusunda gayet güzel, anlaşılabilir bir kaynak.
hesabın var mı? giriş yap