• cinsel hayatlarını, alışılagelmiş ve alışılagelmemiş biçimleriyle ilişkilerini, evliliği, iş hayatını,
    bağlılıkla ilgili mitik toplumsal baskıları, çok eşliliği, tek eşliliği,
    eşcinselliği ve önyargıları sorgulayan/anlatan,
    bunu yaparken de üstüne komik olabilen güzel mi güzel bir dizi ...
    bir erkekle seviştiği için iş görüşmesinde aşağılanan kadından,
    iş yerinde siniri bozulduğu için ağladığında, "kadın" olmakla suçlan,
    hatta ve hatta hayatı boyunca vajinasına hiç bakmamış,
    aynayla ilk kez kendi vajinasına baktığında da bayılmış bir kadına kadar herkes var bu dizide.
    o yüzden belki bilmemne üniversitesinde bilmem kaç senede alınmış bir doktoraya sahip olmasa da,
    sex and the city gerçek, yalın, dürüst bir feminist manifesto bence.en azindan ilk birkac sezonu diyelim ve ortami germeyelim.
  • --- spoiler ---

    6x6 hop, skip and a week bölümünde samantha'nın ilişkilerle ilgili bir sözü var, bana göre mutlaka uyulması gereken tavsiyeler arasında yer alır; şöyle ki: "a bump in the road is never good and you shouldn't bother staying around to find out how not good" yani "ters giden bir şeyler gördüğünde daha kötüsünü yaşayabileceğin süre kadar o ilişkide kalmamalısın"

    ayrıca;
    (bkz: maya angelou/#19286044)

    --- spoiler ---
  • yunus günce adlı meşhur bu dizi için...

    "one night stand kültürüne ağırlık verilmesini istiyorum. sex and the city ne kadar izlenirse o kadar rahat ederiz. bu yüzden sex and the city'nin tekrar yayına girmesini istiyorum."

    ...demişti.

    abazanlığını orijinal bir şekilde anlatan erkek ise "benim niye aklıma gelmedi lan bu?" diye ayaklanmıştı.

    aslında sex and the city 4 kadının "am, göt, sik, meme" hayatını anlatan bir diziyken, türkiye'de böyle görevler yüklenmişti sırtına. bu yüzden, nasıl olduysa oldu, bir dönem cine 5'in amiral gemisiydi. cine 5'in ilk 2 dakikasını şifresiz vermesi sebebiyle, sadece o ilk 2 dakika izlenebiliyordu ama olsundu.

    neyse bu dizide carrie bradshaw diye bir karakter vardı. ya ayşe arman'ı izleyip o karakteri yazdılar, ya da ayşe arman bu karakteri izleyip kendi kariyerini bu yönde şekillendirdi. üçüncü bir seçenek yok. böyle bir benzerlik yok zira.
  • sarp apak da bu dizi için...

    "benim gözlemim şu; bence belli bir yaş grubundaki kızları sex and the city dizisi mahvetti."

    ...demiş.

    öyle bir dizi ki bu, sadece 2 dakikası izlenebiliyordu ama hakkında bu kadar konuşuluyordu. sonra yayından kalktı ama giderayak yeni nesillerin kalitesini de bozdu.

    böyle bir overratedlık görülmedi. ötesi de görülmez umarım. alt tarafı "am, sik, göt, meme" sohbetleri lan.

    ayrıca "sex and the gecekondu" hesabı kahve önlerinde bu sohbetlerin 10 misli fantazi içeren cinsel fanteziler konuşuluyor zaten. "geçen 10 posta attım, karı delirdi" "kadın, elbisemi yırttı aga" ...
  • esprilerinin anlaşılması için çok iyi bir ingilizce ve amerikan tarzı hayatı tanıyor olmanız gerekir.

    ''abi, dört kadın abazan muhabbeti yapıyor, başka bir şey yok'' denmesinin nedeni de bu çoğu zaman; sen o kadarını anlayabiliyorsun.
  • imdb'nin bu haberine göre üçüncü filmi yapmak yerine 7. sezonla geri dönebilirmiş. ben böyle anladım. bir de bilenler baksın.

    http://www.imdb.com/news/ni14081598/
  • bir kadını dört ayrı parçaya bölerek kadının aşk ve seks hayatını anlatan komik dizi. yani carrie, samantha, charlotte ve miranda'yı toplasan bir kadın ederler. kadınların seks hayatını anlattığı için cesurdur, eğlencelidir fakat konuyu eninde sonunda beyaz atlı prense bağladığı için de standart romantik komedidir. yine de kadınlar, aşk ve seks konularında şahane tespitler yapmışlığı vardır. daha iyisi çekilene kadar ben bunu sevmeye devam ederim.
  • diziden sonra filmleri çok gereksiz ve sıkıcı geldi, dakikası fazla olan dizi bölümü gibiydi de neyse, dizide çok beğendiğim bikaç kısım var, onları şey edeyim dedim. frenemies isimli charlotte ve sam'in kavga edip yeniden barıştığı bölüm, carrie-aidan-mr.big arasındaki ilişkiler, aidan ve carrie barıştıktan sonra yaşadıkları, miranda'nın steve'i sevdiğini kabullenebilmesi güzel kısımlardı. onun dışında bi zaman sonra karakterler tüm abartılı tepkilerine rağmen normal gelmeye başlıyor, tamam 4 kadın arkadaş seks hikayesi paylaşmıyor olabilirsiniz ama konu sadece bu değil. ilişkileri kadınların bakış açısından oldukça gerçekçi anlatıyor, olaylar da öyle karşılaşmanın imkansız olduğu şeyler değil.
  • --- spoiler ---

    diziyi saniyeler önce bitirmiş biri olarak john'un ne biçim bir mallık örneği olduğunu sorgulamak istiyorum. o hep big kalaydı, hatta adını mahkeme kararınca değiştirip adını mister soyadını big yapaydı da şu günleri görmeyeydik..
    --- spoiler ---
  • simdi her ne kadar bu dizideki diyaloglarin son derece zekice kurgulanmis ve yazilmis oldugunu dusunsem de, her ne kadar bu diziyi eglenceli ve hatta ilk sezonlarini entellektuel bile bulsam da bu dizinin bunca yillik feminist ideolojinin onurunu kurtarmak icin perperisan oldugu "kadinligi" bir bakima yerden yere vurdugunu da kabul etmeden gecemiyorum.

    dogruluk payinin varligini ve kadinlarin zekasi uzerine asirlardir suregelen tartismalari bir kenara koyarsak, dogrusu bir kadin olarak, bahsi gecen bir takim mevzularin bizzat oznesi olarak icinde bulunmus olmak diziyi izlemeye devam etmemdeki en buyuk motivasyon olmustur. ancak gelgelelim bitmek tukenmez bir yalnizligin, iliskilerdeki tutunamamisligin ve yanlis uzerine yanlis yapmanin goklere cikarildigi bir dunyanin pek de ozenilesi oldugunu dusunmuyorum. isin kotusu bu bitmez tukenmez yalnizligin, iliskilerde dikis tutturamamazligin ve yanlis uzerine yanlis yapmanin sadece kadinlar uzerinden anlatilmasi ise kadinlara saglam bir hakaret gibi geliyor bana.

    suncacik omrumde yalnizliktan muzdarip, iliskilerinde dikis tutturamayan ve yanlis uzerine yanlis yapan kadindan cok erkek tanimis olmam da dizinin gercekciligini sarsan bir unsur olarak durup duruyor karsimda.

    ha bir modaydi, izledik mi izledik, bitti gitti. hos bir sada kaldi geriye.
hesabın var mı? giriş yap