showgirls

• kanal d çocuk kulubünde geçen hafta yayınlanmış film...
  
  rtük den 47 kırbaç cezası bekliyorum.
• zamanında bornova sinemasında 100.000 tl vererek seyrettiğim film. parayı neden belirtiyorum çünkü o kadar para karşılığında o kadar çıplak kadın görmek o zaman için bile mümkün değildi.
• show tv'nin kırmızı noktalı zamanlarında izlediğimiz ilk softcore. zamanla hardcore, orgy, bukkake, bdsm ve türevlerine ulaşmamıza katkısı büyüktür.
• şu filme 4,4 puan vermek insanlık ayıbıdır. imdb kullanıcılarının şuur kaybı yaşadığı bir nokta sanırım bu film. 4,4 nedir ya? benim puanım 7 buçuktan 8. gayet iyi film.
• paul verhoeven çok iyi bir yönetmen ve usta bir zanaatkar. kariyerinde total recall, starship troopers, robocop, basic instict gibi ana akım sinemada iz bırakmış filmler var.
  
  usta aksiyon ve bilimkurgu'nun gücünü arkasına alarak robocop'da yaptığı kapitalizm ve tüketim toplumu eleştirisini eğlence, cinsellik ve kadın üstünden showgirls'de yapıyor.
  
  --- spoiler ---
  
  yolculuğunun her bir durağında kendine yeni bir kimlik yaratan nomi, gerçekten mutlu olacağına inandığı ve kendini ait hissettiği yerde sonsuza dek yaşamak isteyecek birisi. geçmişini olduğu gibi arkasında bırakmak isteyen nomi, sevilmeyi, paylaşmayı da gerçekten isteyen birisi.
  
  las vegasa geldikten sonra yıldızlık basamaklarını tek tek tırmanırken, beslenmesiyle, arkadaşlarına olan bağıyla hala "kendisi" olmaya devam etmeye çalıştı ama hırs, yükselme arzusu ona istemediği şeyleri yapmaya zorladı. şimdi bu noktada şöyle bir durum oluştu, şovun ta kendisi olduktan sonra nomi artık ait olduğu yeri bulduğunu hissetmişti ve buna kendini inandırmayı da başarmıştı.
  
  ta ki arkadaşı molly'nin başına gelen trajediye ve etrafındakilerin şerefsizliğini görene kadar. nomi, yeni bir kimlik yeni bir durak yeni bir yolculukla belki bir sonraki yolcuğunda gerçekten mutlu olacağı yeri bulmayı başarabilir.
  
  --- spoiler ---
  
  soru şu; bu film özünde yer alan kadın bedeninin istismarına yönelik bir hiciv mi, yoksa bunu yaparken isteyerek ya da istemeyerek kendisi mi istismar ediyor? bunu biraz the wolf of wall street filmindeki cinsellik, küfür, uyuşturucu sahnelerine benzetiyorum. yani abartıyı net göstermek için abartmak. the wrestler filminde randy robinson'un ringde yaşadığı tüm acı, çok iyi çekilmiş sahnelerle gösteriliyordu. orada dövüş ringinde randy, striptiz sahnesinde ise marisa tomei üstünden gösterilen "tüketme, değersizleştirme" eleştirisi burada da mevcut ve samimi.
  
  mubi'ye bu filmi paylaştığı için teşekkür ediyorum ve amerikan sinemasının sağlam ana akım işlerine daha fazla yer ayırmasını istiyorum. there will be blood, apocalypse now, heat gibi. festival seçkisi ve konsepti değerli ama showgirls, the matrix, the shawshank redemption gibi filmler bizim çoculuğumuz, ergenliğimiz ve sinemaya aşık olma sebebimiz.
• havuzdaki sevişme sahnesi zamanında pek çok erkeğin hayallerini süslemiş olan film.
• en kötü film kategorisinde ödül kazanmıştır bir sürü.
• tahmin ediyorum bundan bir 20-30, hadi bilemedin 10 sene sonra rahatlıkla "heey te heey bizim gençliğimizin yılbaşı adetiydi showgirls" diyebileceğiz. eskilerin yılbaşı dansözü geleneğinin günümüz özel kanallarındaki yansıması değildir de nedir showgirls?
• bu filmde elizabeth berkley'in dansci arkadasi olan (hatta filmin siyahi karakteriyle yatan) sarisin hatun teeee mulholland dr da karsimiza karavanda yasayan, bir sigaraya erkeklerle beraber olan junkie rolünde cikar.
  
  (bkz: ne hafiza be)
  
  sanal edit: imdb'ye göre rena riffel imis gercek adi, showgirls de ise penny/hope rolündeymis.
• elizabeth berkley di hatunun adı.hele direğe sürtünme sahnesi vardı ki öhey yane.