• devamlı yaptığımız bir şey.

    yazın sıcaktan şikayet ediyoruz kışın soğuktan.

    gözleri yüzde 20 görebilen bir arkadaşım vardı. kar yağdığı zaman, insanlar soğuktan, trafikten şikayet ederken o sevinirdi. bütün gün dışarıda olurdu. pırıl pırıl caddeleri birazcık olsun daha net görebildiği için..

    oysa biz yüzde 100 görebilen bir çift gözümüz olduğunu bile unutuyoruz çoğu zaman.
  • bir sufi hocası, müridinin sürekli bir şeylerden şikayet etmesinden bıkmıştı...

    bir gün müridini tuz almaya gönderdi. hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı hocası ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.

    çırak, yaşlı hocasının söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındaki suyu tükürmeye başladı. "tadı nasıl?" diye soran hocasına yüzünü buruşturarak "iğrenç" diye cevap verdi.

    sufi hocası gülümseyerek müridini kolundan tuttu ve dışarı çıkarttı. sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü... ve çırağına bu kez de, bir avuç tuzu göle atıp, sonra da gölden bir avuç su içmesini söyledi. sonra aynı soruyu sordu: "tadı nasıl?"

    "ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak. "tuzun tadını aldın mı?" diye sordu hocası, "hayır" diye cevapladı çırağı. bunun üzerine hocası, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

    -"yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. ıstırabın miktarı hep aynıdır. ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. ıstırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. onun için sen de artık bardak olmayı bırak, bundan sonra göl olmaya çalış."
  • simdi ona oyle demeyelim deee direkt muhatabina karsi hakkini savunamiyor diyelim, homurdaniyor diyelim, ne bileyim soyleniyor diyelim. degilse herhangi bir yanlis muameleyi sikayet etmek elzemdir. bukemedigin eli buktureceksin. ozellikle cinnet esigini epey asagi ceken cogu devlet dairesinde bana kopek muamelesi ceken memuru ben hayallerimdeki kopegin gotune sokma noktasina geliyorum cogu zaman. kendisiyle gelebilecegim son iletisim noktasina kadar gelip de sonuc alamiyorsam gider direkt sikayetimi yaparim. ha ama diyorsan ki onun bunun ekmegiyle oynamak falan. o zaman deathmatch'in onunu acsinlar arkadasim. direkt muhatabimizin hak ettigini verelim kendisine.
  • şikayetlerin birçoğunun kaynağı aslında bizzat kendimiziz. o yüzden şikayet etmeden önce iyice beklemeli, anlamalı ve kendimize bakmalıyız.

    ayrıca çoğu şikayetin kaynağı evham veya vehim. o yüzden işleri olduğu gibi görebilene kadar harekete geçmemek hayrımıza olur. şikayet ettiğimiz şeyler ne yazık ki nefsimizden kaynaklanır. sorunu ve çözümünü dışarıda değil içeride aramak lazım.
  • ülkece en sevdiğimiz ata sporu. ağzını bir açıyor, gidişattan şikayetçi, kimsenin bir şey yapmamasından şikayetçi, düzenin bozulduğundan şikayetçi, elini taşın altına koymayandan şikayetçi, "hep bana hep bana" diyenden şikayetçi, ahlaksızdan şikayetçi, etik dışı davranıştan şikayetçi. her şeyden, her şeyden şikayetçi. ha ama şikayet ettiğini düzeltmesi teklif edildiğinde "o benim işim değil" de diyor. "ben sana sorunu işaret ediyorum, sen çöz" diyor. öbür tarafta her lafının alt metninde "ben en iyisiyim" yatıyor. hepsinde ama.

    ateşli amigo gibi, en önde grubu coşturuyor ama maçı başkası yapıyor. maçı yapana zerre katkısı yok. hatta bazen rahatsız edici oluyor gürültüsü.
  • dünyadaki en faydasız eylem olabilir. konu ne olursa olsun şikayet etmek yerine, aksiyon aldığım her durumu düzelttim ve bunu yapan herkeste de aynısını gözlemledim. o yüzden gidip ona buna ya da kendi kendinize sızlanacağınıza harekete geçip icraat gösterin ve farkı görün.
  • icra iflas hukukundaki bir kavramdır. memurun usule aykırı işlemleri için söz konusu olur. süreli(7gün) ve süresiz şikayet olmak üzere ikiye ayrılır. süresiz şikayet memurun resen yapmak zorunda olduğu işlemleri yapmamasından veya yanlış yapmasından kaynaklanır (haczedilemez malın haczi gibi), yani yapılmama sonucu daha ağır olan işlemler söz konusudur. süreli şikayetlerde ise süresinde şikayet edilmezse ve mücbir sebep veya şikayet edecek tarafın kusuru olmaksızın habersiz kalması (usulsüz tebliğ vs.) halleri hariç olmak üzere şikayet hakkı düşer.
    önemli bir kavramdır vesselam... kardeşi de itirazdır.
  • cümleler şikayet edilen kişiye söylenmiyorsa bir zaman sonra bünyeye keyif vermeye başladığını düşündüğüm eylem.

    işinden şikayet eden birini ele alalım:

    a : patron bugün bunu dedi...şunu yaptı...zam vermediler...çok yoğunum...işi bırakıcam...bıktım artık...

    burada "a" kişisi aynı cümle kalıplarını her gün sarfediyor, sızlanmayla şikayet etme arasındaki ince çizgide gidip geliyor ama asla ve asla çözüm üretmiyor. her ne "işi bırakıcam" cümlesini sarfediyorsa da bu eyleme geçtiği anlamına gelmiyor. zaten emin olun ortada eylem falan yoktur.

    bu şikayet silsilesi tamamen kişinin "ben öyle kötü şartlarda çalışıyorum, öyle abuk durumlara katlanıyorum ki... ben öyle güçlü bir insanım ki bilemezsin" deme yoludur.

    işte bu noktadan sonra bir zevke dönüşen şikayet etme, onu dinleyen kişiyi intihara sürükleyebilir.

    uzak durunuz, durdurunuz.
  • genellikle, "eleştirmek" ile arasındaki mesafeyi koruyamadığımız eylem.
  • bir hak.
hesabın var mı? giriş yap