• orta doğudaki felsefecilerin kelbiyyun olarak dillendirdiği okul.
  • tarihteki ilk devrimcilerdir.
  • (bkz: cynic)
  • isa'dan önce dördüncü yüzyıldan beri içinde yaşadıkları medeniyetin temel değerlerine karşı çıkan ve yerleşik kuralları hiçe sayan antisthenes soyundan gelme oldukları söylenen antik yunan uygarlığı.
  • mutlu ve erdemli yaşamanın var olduğunu söylerler. erdemin bilgiyle alakası yoktur, yaşam tarzıyla alakası vardır. mutluluğun temelini de özgürlüğe oturturlar.

    (bkz: kyrene okulu)
  • ululardan ulu filozofumuz schopenhauer, esasen kicikirik bir optimizasyon problemi olan mutluluk konusunun bilindik "hazlari maksimuma cek" formulasyonunu son derece isabetli tespitlerle tepe taklak ederek "acilari minimuma cek" bicimine cevirmistir. ve haliyle kynikler okulu'na da goz kirpmis, selam etmistir, misal:
    (aforizmalar*::besinci bolum::ogutler ve ozdeyisler)

    "... hatta, buradan, basyapitimin* 2. cildinde, 16. bolumde soyledigim gibi, kinizmin temel ilkesi de turetilebilir. yoksa, kinikleri tum hazlari asagilamaya yonelten, hazlarla uzaktan ya da yakindan bagli acilardan baska ne olabilirdi? bu acilardan uzaklasmak, kiniklere, hazlara ulasmaktan daha onemli gorunmustu. kinikler hazzin negatifliginin ve acinin pozitifliginin bilgisine derinden vakif olmuslardi; bu yuzden, beladan uzak durmak icin tutarli bir bicimde her seyi yaptilar; ama bunun icin de hazlarin tam olarak ve kasitli bir hor gorulmesini gerekli buldular; cunku hazlari, bizi aciya dusuren tuzaklar olarak gormuslerdi..."
  • bir tespit de parrhesia kazisi yaparken kynikler okulu'na ugramis kazi manyagi michel foucault'dan gelsin:

    "simdi kinik filozoflar orneginden hareketle kamusal yasamdaki parrhesia pratigine gecmek istiyorum. epikuroscu cemaatler soz konusu oldugunda, yasam tarzlari hakkinda cok az sey biliriz; ancak cesitli metinlerde anlatildigi halyle ogretileri hakkinda belli bir fikre sahibizdir. kiniklerde ise durum bunun tamamen tersidir: kinik ogreti hakkinda cok az sey biliriz; hatta bu isimle anilan belirli bir ogretinin var olup olmadigindan bile emin degiliz. ancak kinik yasam tarzi hakkinda cok sayida tanikliktan haberdariz. ve bu durumun sasirtici hicbir tarafi yoktur zira kinik filozoflar diger filozoflar gibi kitaplar yazmis olsalar bile, belli bir yasam tarzini secme ve pratige gecirme konusunda cok daha ilgiliydiler.

    kinizmin kokeniyle ilgili tarihsel bir sorun sudur: mo i. yuzyil ve sonrasinda yasamis olan kiniklerin buyuk cogunlugu kinik felsefenin babasi olarak ya diogenes'i ya da antisthenes'i gormusler ve kinizmin bu kuruculari uzerinden sokrates'in ogretileriyle iliski kurmuslardir. ne var ki, farrand sayre'a gore, kinik mezhep, ancak mo ii. yuzyilda, yani sokrates'in olumunden iki yuzyil sonra ortaya cikmistir. kinik mezheplerin yukselisine dair yapilan geleneksel izaha -- ki bu izaha baska bircok olgunun aciklanmasinda da sik sik basvurulmustur -- biraz supheci yaklasabiliriz. buna gore kinizm antik yunan'in siyasi yapilarinin cokusu sonucunda ortaya cikmis negatif bir saldirgan bireycilik bicimidir. daha ilginc bir izah ise sayre tarafindan verilir. sayre, kiniklerin yunanlarin felsefe sahnesinde belirislerini makedon imparatorlugu'nun giderek yayilan fetihlerinin bir sonucu olarak gormustur. daha ayrintili bir ifadeyle, sayre cesitli hint felsefelerinin -- ozellikle de gimnosofistler gibi hint mezheplerinin manastir tarzi cilekes ogretilerinin -- yunanlar icin daha tanidik hale geldigine dikkat ceker."

    (fuko, fearless speech)
  • sokratesin bir pazar yerine gidip bir tezgâh önünde durup "ihtiyacım olmayan ne kadar çok şey var burada" sözünün çıkış noktası olduğu rivayet edilen felsefedir. zira bu felsefe, sokratesin en çok kanaatkârlığına üzerinde durmuş olan öğrencisi antisthenes tarafından başlatılmıştır. kinik felsefenin en isim yapmış şahsı da tabii ki, "dile benden ne dilersen" diyen büyük iskender'e "bir adım yana çekil de, güneşime mani olma" demiş olan delikanlı diogenes'tir.

    kısaca bu yaşam felsefesine göre; ağrıya, sızıya, paraya, sosyal statüye, elin bunun derdine ve hatta ölüme dahi aldırış edilmemelidir, doğasının bütün dışsal ve içsel etkenlerini minimize edebilmiş olan her birey mutluluğa ulaşabilirdir.
  • siniklere göre zenginlik, mülkiyet, aile, vatandaşlık, soy sop, akraba, nesep gibi degerlerin hiç bir önemi yokdur. beyazıt meydaninda bulunyor bazen bunlqrdan. birki tanesin bişey verirsen iyiyor. olmasa açlıkdan ölecekler.
hesabın var mı? giriş yap