• genel olarak bana neden maaş ödediklerini bilmesem de bir tahmin yapacak olsam sorun çözebildiğim için derim. zira 1900'lerin sonlarından (ama epey sonlarından) beri sorun çözmek bizim işimiz...

    hep söylerler "ters bir durum olduğunda çok soğukkanlı kalıyorsun" diye... işin anahtarı bu bence. biraz da yaşadıklarını unutmamak... buna tecrübe diyenleriniz var, saygı duyarım... (soğukkanlı değilim, duygularımı aldırdım. bu yüzden öküz diyenleriniz var, ona da saygı duyarım.)

    bir de şey derler; "bazen bir konuda sorun çıkınca, o ana kadar ki tüm çalışmayı hiç düşünmeden çöpe atıyorsun". çünkü her sorunu çözemem, benim (bile) çözemeyeceğim şeyler var. bazı şeyler çözülemiyorsa çözülmemesi gerekiyordur.

    bazen de şöyle derler; "çok şanslısın. bulduğun çözüm elimizde de patlayabilirdi". burusvilis gülümsememle "öyle gerçekten" derim. ve içimden eklerim "hele yaprağa bak hele".

    bu da benim böyle bir sorun çözmemdir.
  • insan hiç sorun çözmek istemez mi, tabii ki sorun da çözdüğü, istediği olur. sorun da çözüm, çözüm de sorun. insan öyle arada kalınca* çözen bir alev ya da bıçak değil başbaşa anlaşma, dinleşme* istiyor, ona göre adam arıyor*.

    sonuç?
    sonuç, sonuçtan kaçınmak.

    (bkz: soru çözmek), problem çözmek, sorun çözmek, sorun çözümleme
  • sorunu yaratan olmadığınız sürece çözüm sizde.
  • hem iş hayatında, hem özel hayatta yakın çevrem dahilinde yaptığım eylem. fazlasıyla uzman olduğumu düşünüyorum sorun çözme konusunda, tabi çözemediğimiz şeylerde olmuyor değil. sonuç pozitif olduğu sürece, sorun çözmek, insanlara faydalı olabilmek güzel bir şey ama bir o kadar yorucu oluyor genellikle.
  • it is said that the person whose only tool is a hammer confronts every problem as if it were a nail.
  • burada iki aşamadan oluşan bir çözüm bulunmaktadır.bu yöntemi kendi kendime geliştirdim ve işe yaradığını farkettim. birinci aşamada kendinizi sorgularsınız ama canınızı acıtmadan. burada sorunun ana nedenleri sıralanmalıdır. sonra sorun nedenlerinin içeriği güzelce düşünülmelidir.

    neden olan bu faktörler gerçekten neden mi? yoksa aklınız bunları size neden olarak mı sunuyor? bunu anlamak çok önemli. sonra sorun oluşturan faktörler derlenmeli ve bu faktörlerdeki sizin payınızın veya ilişkinizin nasıl geliştiği incelenmelidir.

    örneğin, işlerinizi hiç bir zaman son güne kadar yetiştiremiyor musunuz?

    nedenler:

    -arkadaş,eş ve dostla geçirilen vakit
    -çalışma isteği durumunu
    -zaman harcanan diğer etkinlik veya hobileriniz (istemsizce içine çekildiğiniz durumlar da diyebiliriz)
    -yapılacak işin gereksiz, uygulamayacağınız ve saatlerinizi çalan planlanma süreci
    -ev işleri ve alışveriş
    -işte geçen süre ve işle ilgili beklenmedik harici ek uğraşlar vb.

    buraya satırlarca daha neden sayabilirsiniz ki bunlar genel olarak hepimizin ortak problemleridir ama bu farketmediğiniz şey sorduğunuz bu sorularda hep suçlu karşıdaki insanlar ya da işiniz. fakat bu faktörlerin hepsi sizinle doğrudan ya da dolaylı olacak şekilde ilgili. hadi bakalım neden?

    -arkadaş, eş ve dosta neden zaman harcıyorum?
    -neden çalışma isteğim azaldı. buna neden olan şey ne?
    -bu etkinlikler ve ilgilendiğim bu hobiler neden benim için önemli?
    -iş yapmak istemediğim için saatlerimi neden iş planı hazırlamaya harcıyorum?
    -kendimi neden 20 dk sürecek ev temizliğinde saatlerce kaybediyorum?
    -asıl altta yatan problemimi, işimi geciktirip bunun stresiyle neden baskılamaya çalışıyorum?

    burada ikinci kısımda sorguladığınız nedenleriniz asıl probleminizi anlamanıza yardımcı olacaktır. özellikle son soru çoğu insanın aydınlanma yaşamasına yardımcı olabilir.

    size söyleyeyim sizde herhangi bir problem yok. her bir işinizi düzenli bir şekilde hazırlamaya imkanınız var. asıl problem baskılamaya çalıştığınız, kendinize sormadığınız ya da sormaya korktuğunuz probleminizdir.

    tüm sözlük halkına saygılarımla…
hesabın var mı? giriş yap