tarantino filmlerinde mesajlara yer verse de mesaj kaygısı olmayan bir yönetmen. bir olayda ne anlatıldığından çok nasıl anlattığına önem veriyor. sadece pulp fiction da değil tüm tarantino evreninde pop kültürüne gönderme yapan bir kara mizah var. bu evrende karakterler içinde bulundukları en zor durumda dahi pop kültüründen kopmadan ''boş muhabbet '' yapıyorlar.
örneğin : pulp fictionda vincent ve jules önemli bir iş için daha sonra katledecekleri elemanların evine giderken hamburgere mayonez koyulur mu, birine ayak masajı yapmak ahlaksızlık mıdır bunu konuşuyorlar. daha sonra içeri girdiklerinde ortam çok gergin silahlar çekilmiş olsa da hamburgeri nerden aldın muhabbeti yapıyorlar.
yine aynı şekilde reservoir dogs ta bir sürü adam ciddi kıyafetler içinde ,bir kafede soygun planı yaparken, madonnanın klibini tartışıyorlar, bahşiş vermenin toplumsal zorunluluk olup olmadığını konuşuyorlar.
kill bill de esas kız uma intikam için siyahi katilin evine gidiyor, o gergin ortamda kahven nasıl olsun muhabbeti dönüyor.
django da ödül avcısı kasabanın önünde şerifi vurup bara geçip güzelce köpüklü bir bira dolduruyor.
reservoir dogs ta psikopat eleman bağlayıp işkence ettiği polise rock müzik dinletip fikrini soruyor.
bunlar aklıma gelenler
karakterler hangi durumda olurlarsa olsunlar yeme içme muhabbeti, magazin, doğru yolu bulan günahkar adam klişelerinin içinden çıkamıyorlar. modern insanın önemsiz kaygıları asıl gündemde olan durumlarının önüne geçmiş durumda.