• buradaki vasatlık ifadesi ile sosyal statüsü zayıf olanlar, amiyane tabirle fakirler / cahiller kast edilmemektedir. vasatlık soyut düşünceden uzaklaşmadır; teoremleri anlamadan, avamlıkla sınırlanmaktır. avam nedir peki? martin heidegger tarafından şu şekilde yapılmıştır: "avam kendini yaratamayan, ancak içine doğduğu toplumun gelenekleriyle yetinen basit, sıradan insandır."

    insanın bu dünyada yalnızlık ya da bayağılıktan birisini seçmekten başka şansı yoktur, demiş ya arthur schopenhauer; işte o hesap. ben her iki durumdan birinin güzellemesini veya diğerinin sonsuz yergisini yapacak değilim. bana göre hepsi bir. insan ilişkileri ve sosyal çevreyle uyum sağlama çabaları; sevgi arayışı, aidiyet duygusu; yakın çevreyi düzeltme ve etkileme gayreti; kendini gösterme ve gerçekleştirme uğraşı vs. bunlar topyekûn bireyi, grup ortalamasına yakınlaştırır. yani yakın çevreniz sosyal ilişkileriniz sizin ahlak etik dünyanızı, kişilik boyutunuzu şekillendirmekle kalmaz; size kendi kavrayışının ve algısının vasatlığını bulaştırır.

    "insanlarla kurulan neredeyse bütün bağlar bir kirlenme, bir pislenmedir. ait olmadığımız acınası yaratıklarla dolu bir dünyaya indik. daha iyi olan az sayıda insana saygı duymalı ve değer vermeliyiz; gerisine talimat vermek için dünyaya geldik, onlarla arkadaş olmak için değil."*
  • ben, hayatımda, sosyalleşme eylemi kadar insan beynini şiddetli bir şekilde yoran başka bir şeyle karşılaşmadım. aidiyet, insan sevgisi, paylaşmak, değer vermek vb. kavramları bireysel olarak güçlendirme çalışmasına giriştim ama ne kadar sürdürülebilir bilemiyorum. on altı saat çalışıp fiziki yorgunluk ile sitem etmemişken, sosyalleşme projesinde yaşama hiç gelmemeyi dilediğim oldu.
    beni 3. dünya savaşı'nın içerisine koysanız, umursamadan insanların ölümlerini izler ve sıfır duygu ile çatışırım ama bir hafta sosyalleşmeye çalışınca bildiğin shell-shock oldum amk. uyku uyuyamıyorum ulan, beynim yanıyor resmen. sikerim insan sevgisini de, başkalarının varlığı ile kendi varlığını önemli kılmaya çalışma yüzsüzlüğünü de. vasatlık masatlık tartışılır konular ama en net çıkarımım sosyalleşmenin insan ömrünü kısalttığıdır. 90 yaşında ölecekken artık 80 yaşında öleceğim, o derece güçlü bir zehir bu sosyalleşme ve insanın ta kendisi. yüksek ses müzik, alkol, diyaloglar, kahkahalar, espriler, kadın çenesi vs. tam bir ölüm. ölmeden önce nasıl ölünür sorusunun cevabı. bu gecede ulu kök tengri'ye beni bir ayı olarak yaratmadığı için isyan ettim. yani ne oluyor, nedir bu olay? nedir kardeşim bu ölüm korkusuyla beraber giriştiğiniz eylemleriniz? varlıklarınızı anlamlandırmalar, tecrübeleri ve bilgi birikimlerini konuşarak ölüm korkusunu baskılama çalışmaları vs. herkes konuşuyor ama kimse kimseyi dinlemiyor. nedir ulan bu tantana? nedir bu enerji? oturun ulan iki dakika evinizde. nedir bu kovalamaca be kardeşim? kapanın ulan odalarınıza. ulan ne bok varsa sosyalleşme manyaklığınız yüzünden oluyor. ah ulan şu pandemi sonsuza kadar sürseydi de dünya barışı gelseydi. ben en son sessizlik yeminimi edeceğim, kafamı da keltoş budistler gibi kazıtacağım, berrak ve ılık bir suda yıkandıktan sonra uzak doğu tapınaklarında yaşamaya başlayacağım. çiçek, sebze vs. yetiştirir ve bol bol uyurum. bu insan adlı canlının "dil" diye bir kabiliyeti kazanmasını sağlayan tüm doğa faktörlerinin ta amına koyayım. birgün ermişlik seviyesine ulaşırsanız eğer bu dediklerimi anlayacaksınız insancıklar. adamı deli etmeyin, oturun evinizde. amk şimdi işim gücüm yok sabah sabah uyanıp koya yüzmeye gideceğiz de bilmen ne. allahtan su altında insan sesi anlaşılmıyor. hep bir anlaşılma çabaları, detaycı konuşmalar, bıy bıy bıy bıy. daha gitmeden başımı şişirdiler.
  • dedi sosyalleşme ihtiyacını ekşi sözlükte gideren suser.
  • "soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. ısınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler... ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır."

    (bkz: parerga und paralipomena)
    (bkz: arthur schopenhauer)
  • sosyalleşmek değil, sosyalleştiğin kişiler seni vasatlığa sürükler. sosyal çevreni düzgün seçersen yücelirsin.
  • çok yanlış ve bilime aykırı bir entry girilmiş, işin kötü yanı bir kaç kişi de yazar arkadaşa hak vermiş.
  • #138392315 hayır, sikik bir tespit değil aslında. sosyal doygunluğu yaşamış üstadların yapabileceği bir tespit. yaşamın bir dakikasında bile kendi varlığını sorgulamamış bir homo sapiens isyanı etmeyi bırak bence.

    birincisi, tüm gün bilgisayar karşısında yemek yiyip diğer insanların yaşamını kıskanan bir tip varsa ve bundan isyan ediyorsa o kişi psikopat olabilir. fakat buradaki tespitin kökeninde güçlü bir sosyal doygunluk yatmaktadır. yani yüzü sivilce tarlasına dönmüş, odası döl bataklığı olmuş, 7/24 cips-kola tüketen dombili otuz birciler ile beni karıştırma. ben spor yapan, işinde gücünde bir insan evladıyım hihihi.

    ikincisi, böyle bir tespit yapabilecek kişi, diğer insanların ne yaptığını sikine takmayacak kadar ermiş ve sosyal açıdan doygunluk sağlamış kişidir. buradaki tepki, bireyin kendi sosyalleşme çabasındaki yaşadığı yorgunluğa olan tepkisidir.

    üçüncüsü, instagramda gezip tozanla işim yok. insanlar, instagram gibi bir uygulamadan keyif alıyor ve bu uygulama sayesinde yaşamlarını mutlu hale getirebiliyorlarsa ne mutlu onlara, bundan da banane zaten. yalnız, olayın gerçekliğini ele alırsak, instagram vs. sosyal medyalarda yediğini, içtiğini, gezdiğini vs. paylaşan insanın ruhunda şiddetli bir ölüm korkusu, anlam arayışı, kendini ifade etme manyaklığı, kabul görebilme, beğenilme güdüsünün tatminlik çılgınlığı vs. vardır. yani bilinç kazanınca sapıtmış olan tüm homo sapiensler gibi zavallıdır.

    yurtdışında gezen akrabama isyan etmedim, yurtdışında kendim gezdim. - pas geçelim

    kafede vakit geçiren insanlara da düşman değiliz. biz de iki bira ve cin tonik içip geyik muhabbeti etmeye çıkıyoruz - bu isyanını da pas geçelim

    hafta sonu plaja giden insanlara da düşman değiliz. biz de hafta sonu plaja veya koya gidiyoruz. güzel ayaklı kadınlarla tanışıyoruz, gayet güzel bir aktivite. - bu isyanı da pas geçelim

    dördüncüsü, herkes evde "yarrak" gibi tv izlesin istemiyoruz. yani televizyon izlenmesini kesinlikle istemiyoruz. bireysel sorgulama yapmayı tamamen engelliyor. ülkeyi ben yönetiyor olsam, tv kanallarının kamu spotlarında "evde yarrak gibi tv izlemeyin" derim.

    sözde tespit bizi iyi hissettirmedi. "iyi hissettirmek" genel bir kavram olmuş . yani iyi ve kötü hissetme gibi dertlerim yok açıkçası.

    beşincisi, kulp takma derdimiz yok. sosyal insan dediğin canlı ölüm korkusuyla yanıp tutuşandır. çevresi geniş insan da yoktur. çıkar ilişkileri üzerine kurulu ve yüzeysellikten öteye geçmeyen sosyal ağlar vardır.

    ve son olarak, evde oturup atom parçalamıyoruz. şahsi adıma konuşacak olursak ben genel olarak uyuyorum evdeyken.
  • daha dün erkek arkadaş bulmanın imkansızlaşması başlığına şunları yazdıktan sonra durup 'ya nalakası var başlıkla' deyip kenara kaydetmiştim. buraya kısmetmiş. kopyalayayım :

    -------
    acı ama bir şey söyleyeceğim size. hem kadınlar hem erkekler için geçerli. çok sayıda sorunlu insanla ilişki kurmuş kişilerin bozulmamış olma ihtimali çok düşük. ki bunlar kalıcı bozulmalara yol açıyor. en iyi ihtimalle* kişi ciddi bir depresyonun kucağında buluyor kendisini. karakteri güçlüyse eğer ruhsal açıdan yıpranmış oluyor. o da bir süre ilişkilerden uzak duruyor zaten.
    yani mesele güvenecek, iyi ya da kötü bir şeyleri yaşadıktan sonra pişman olmayacağınız kişileri bulmanın imkansızlaşması. ben şikayetçi olunan şeyin esasında bu olduğunu düşünüyorum. çünkü herkes devamlı, şimdiye kadar hiç görmediğimiz biz hızda ve sayıda karşı cinsle gönüllü şekilde etkileşime giriyor. işte bu ilişkiler içerisinde fazlasıyla bulunmuş insanların değer yargılarının değişmesi kastettiğim bozulma.

    kadın ve erkek herkesin hiç olmadığı kadar erişime açık olduğu dönemde derdiniz birini bulamamak değil ilişki kuramamak anladığım kadarıyla. adı konmamış bir virüsten bahsediyoruz ve ne kadar ortalıkta dolaşırsanız sizin de viral yükünüz o kadar artıyor. güncel bir metafor kullandım. üstenci gibi görünmek istemem ama bence bunları bir düşünün.

    -----

    ekleme olsun, yazdıklarımın arkadaşlık ilişkilerinde de geçerli olduğunu düşünmekteyim kendi adıma. viva asosyallik. 10 kişilik falan kotam var, daha fazlasıyla yakın etkileşime giremiyorum arkadaş. vasatlık mı mevzu bilemem ama benim galiba enerjim yok.
    2 aydır ortaokul ve lisede çok yakın dostum olan ama koptuğumuz -benim yüzümden- bir insana iş yerine gidip sürpriz yapacam. 18 yıldır falan görmüyor beni. 2 ay oldu, yapamıyorum ya? bir yanım çok istiyor, hem müthiş sürpriz olacak, eski günlerimizi çok özledim, bir yanım da kim anlatacak şimdi bunca zamandır şu oldu bu oldu diye hayatındaki gelişmeleri diyor. umarım önümüzdeki 6 ay içerisinde yaparım. öff.

    edit : bu arada ciddi düzeyde dışa dönük bir insanım ve iletişim kurmaktan besleniyorum. besinimin yüzde 60'ı falan insan ilişkileri. fakat vasatlığa o kadar tahammül edemiyorum ki mecburen asosyalim. bu noktada çektiğim ızdırabı siz düşünün. günümüz ortamında bu tespite gayet de katılıyorum maalesef. keşke introvert olaydım da şu durumlara düşmeyeydim. kedi gibi insan olaydım da yalnızlıktan keyif alaydım.
  • gerçekten sözlükle gördüğüm en kaliteli tespitlerin birisi. aslında genel olarak bu saçmalıklardan sıkılan bizlerin, cümleleri toparlayıp söylemek istediklerini tek nefeste söylemi$ yazar arkada$, bundandır tespitin nokta atı$ı olması.

    neyse…pandeminin, belki de uyanmamızı sağlayan en iyi $eylerinden biri de bu olaydır. tek porsiyonluk ve gereksiz kalabalıklar, tek porsiyonluk ve gereksiz sohbetler, tek porsiyonluk ve gereksiz insanlar, tek porsiyonluk ve gereksiz arkada$lıklar. oysa ne zor ve yorucu $eyler ya$ıyormu$uz.

    $imdi daha sakin, daha olgun, daha akıllı.
    (bkz: s.o.s.) *
  • yanlış insanlarla sosyalleşmek, hep aynı insanlarla sosyalleşmek buna sebep olabilir. insan kendisini çevresinden bağımsız bir şekilde geliştirebilmelidir. çevresi kendisiyle birlikte şekillenir zaten. sosyalleşme yollarının çeşit ve devamlılığı da kişinin kendisini bağlar. zevk meselesidir. kişi mutluysa kimseyi ilgilendirmez ama durup da düşünmüyorsa ulan ben burada mutlumuyum diye figuran olmuş olabilir milletin hayatında.
hesabın var mı? giriş yap