sözleşmeli öğretmenliğe başvurmayabilirdiniz
-
-
kırklareline giden milli eğitim bakanı nimet çubukçu'nun, kendine dert yanan sözleşmeli öğretmenlere verdiği cevap.
http://www.milliyet.com.tr/…010/1273209/default.htm -
-
dahiyane bir fikir... işte insanlar bu yüzden bakan oluyor... hatta daha ilerisi için;
(bkz: kpss'ye girmeseydiniz)
(bkz: öss'ye girmeseydiniz)
(bkz: öğretmen oldunuz da başınız göğe mi erdi) gibi öneriler de sunulabilir... -
şu saatten sonra bakanımsı insan çıkıpta, "bu ülkenin şartları bu, beğenmiyorsanız gidin. hıh!" derse de şaşırmam. akılla ve mantıkla uzaktan yakından alakalı işler beklemiyorum kendilerinden zira.
-
benim merak ettiğim; o kadar kişi sözleşmeli öğretmenliği seçmeseydi (hatta kimse sözleşmeli atanmayı kabul etmeseydi) çubukçu ne yapardı? kesik parmağa çare olacak bi' çözüm bulur muydu allah aşkına biri cevap versin... çobanları okula öğretmen diye koymaya devam ederdi de "ahanda açık yok" diye gerim gerim gerinirdi...
(bi' de okuyucu yorumları var haberin altında, şunu beğendim, paylaşayım: bu ülkenin insanları da sizlere güvenmeyip oy vermeyebilirlerdi ama verdiler şimdi hep beraber çekiyoruz.)
sözleşmeli öğretmenliği seçmeseydiniz... bir tür öneri... hem de ne öneri... -
türkçe meali "sözleşmeli öğretmenlik (geleceğinizi kurtarmak istiyorsanız) yapılacak iş değil" olan sözlerdir.
öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulmaktansa gargaraya getirme modudur bu. -
bir ara bir bakan 'milli eğitim otomatik pilota alındı' gibi, hani başına kim geçerse geçsin yapılacak işler belli tarzında bi cümle kurmuştu.
böyle bir bakanlıktan öğretmenlerini rahatlatacak nasıl bir uygulama beklenebilir ki? -
bakan sözü.
yanıtı anca şu olabilir: (bkz: şakaysa hiç komik değil ciddiyse çok komik) -
konuşmanın içeriğine bakılınca, soru karşısında afallamış ve ne diyeceğini bilemeyen, üstüne klasik siyasetçi retoriğini kullanmaya çalışan bir bakan var..
özgür iradeden dem vurup insanların onu seçmeye mecbur bırakılmış olması konusuna hiç değin/e/miyor tabii ki.. üstüne aynı retoriği kullanmaya çalışıp hemen bir üst klasöre çıkıp genele kasıyor, ki bu da söylediklerini tamamen birbiriyle alakasız şeyler kılıyor..
"öğretmenlerimizin sorunları vs" minvalinde sorulan bir soruya "öğretmenlik çok kutsal bir meslererörö" diye hemen genelden sloganvari sözler sallanmaya başlıyor. ardından sorunun özüne dair hiçbir şey söylemeyerek bir de mağdur olan kişi mağduriyeti "özgür" olarak seçmekle itham ediliyor.. lan yemin ederim ben şöyle bir cümle söylesem yüzümdeki utancı saklamak için neler yapardım bilemiyorum.. tabi, siyaset bunu da gerektiriyor.. utanmayacaksın.. 11. emir..
yıllar geçti, hala aynı tas aynı hamam, türk siyasetinde değişen hiçbir şey yok..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap