• bir yandan entry girip bir yandan internette dolaşırken bir süre için başka bir sayfaya kitlenen suserin "lan şimdi atıcak beni sözlükten" diyerek can hıraş sözlüğün sayfasına geçmesidir.

    (bkz: özüne dönmek)
  • yaz tatilinde ara verilen sozluge tekrar donme durumu.
    (bkz: belki entry giremedim ama kalbim sozlukteydi)
    (bkz: yalakalik)
  • ucurulduktan aylar sonra tum eski entrylerle beraber geri alindigini farkedildiginde de yapilir. karma resetlenmistir, ama olsundur onemli degildir. mola aslinda iyi gelmistir (bkz: kafa izni). eski entryler havalandirilir, gereksizler gonul elverdigince ayiklanip bahar temizligi yapilir. yedek alinir. okumaya ve yazmaya devam edilir.

    (bkz: lazarus)
  • sozlugun hem kamuoyuna kazandirdigi yazma-okuma(okuma-yazma) kulturunu dusundugumuzde (ki bu saygiyi tetikler), hem de sozlugun en bastaki siari olan kutsal bilgi kaynagi mottosuna oldukca yaklasan kollektif bir ansiklopedi olusturdugunu kavradigimizda (bonus olarak yalnizlik, dusunceleri ifade edecek ne cok ciddi ne cok sallapati bir ortam eksikligi hissi, geceleri degisen insan psikolojisi gibi etmenleri ekledigimizde) vuku bulan hadise. gidenler hep vardi donenler de hep olacak. keza izel celik ercan da bu konuyu zamaninda ele almis ve donmelisin isimli bir eserle ic dunyalarini bizlere acmislardi.
  • her şeyin kendine has zamanı vardır, o vakti doldurur kavram, nesne, yaşam.

    uzunca süredir sözlüğe entry girmiyor, bakmıyor, okumuyor, ilgilenmiyordum. 2-2,5 sene takribi. sonra birisi çıktı dedi ki bırak ya bu sözlük ağızlarını... benim ağzım mı sözlüktü emin olamadım. aslında kişinin yaşadığı yanılsamaydı bence. zira buraya birileri bir şeyler yazıp ifade özgürlüğünün tadını çıkartıyorsa o durum "sözlük ağzı" olarak algılanmamalıydı. ama tartışmadım kişiyle, gücüm, takatim, bak öyle değil böyle demedim, demek de istemedim, zira ne düşünürse düşünsün dedim. umrumda olmamalıydı 3. kişilerin görüşleri, düşünceleri. sözlük ağzı olsa ne fark ederdi, olmasa... öyle inandırmıştı kendini.

    ama bende şöyle bir etkisi oldu. yav bir vakitler sözlüğe girerdim ben bişiler, anı formatında, kısa anekdot formatında, bırak formatı içimden geldiğince bişiler. bir nesil sözlükle büyümüştü, ben de o nesildendim işte. 8 sene, dile kolay, ara ara geliyor, ara ara kayboluyor, kendi halimde yazıyor, birilerini kızdırıyor, birilerini üzüyor, birilerini gülümsetiyordum.

    özgür bir ilişkimiz vardı sözlükle. ne o beni sıkıyor, ne de ben onu sıkboğaz ediyordum. yazarsam kabul edip yayınlıyor, yazmasam sitemkar "a aa kaç zamandır neden yazmadın" diye telefon etmiyordu. bir yerlerde benim varlığımı biliyor, zorlamıyordu işte. ben dönüp dolanıp kendisine gelince de başının üzerine koyuyordu.

    işte uzunca aralardan sonra 3. entrym. geri mi dönmüşlük bu? değil belki de. selam verme, buradayım diye haberdar etme. gitmedim ki, kafamdan silmedim ki geri dönüş olsun. uzak kaldım, kişisel tercihti eha selam olsun sözlük sana.
  • sözlüğün sözlük olduğu zamanları özlemle anmayı beraberinde getirir...
hesabın var mı? giriş yap