6112 entry daha
  • sene 2010, ben lise son sınıf öğrencisiyim. genel olarak ailecek doğaüstü birşeye inanmamayı geçtim dinden de bir hayli uzak durumdayız. annemin bir hemşire arkadaşı var, çok zeki, solcu bir kadın. ben de o ara marx, lenin diye kafayı yemiş geziyorum. yaşadığım yer küçük bir ilçe konuşabilecek, sohbet edebilecek çok az insan var. annem o akşam dedi ki ben bu hemşire ablanın yanına gidiyorum nöbetçiymiş, bir çay içer dönerim. ben hemen atladım bende geliyorum diye. neyse gittik hastaneye. 3 katlı eski bir binadayız.. biz üçüncü katına çıktık ablayı bulduk. sohbet muhabbet gerçek sol bu değil nidaları eşliğinde tartışırken birden temizlik personeli bir kadın girdi içeriye. annem tanıyormuş ablayı. kendi aralarında sohbet ettiler falan filan derken saat 23:00'a yaklaşıyordu. bu arada hastanenin o katında o gece hiç bir hasta kalmamış hepsi taburcu olmuş. gece hasta yatar diye de hemşire ablamız nöbetçi bekliyor.. saat ilerlerken birden bizim muhabbetin içine eden bir açıklama geldi personel ablamızdan: “dün gece yine sarı kız beni geçirmedi kapılardan burda çalışmak hergün daha zor oluyor” dedi. bunun üzerine ben ne diyor bu abla falan derken annem hemen ne olduğunu sarı kızın kim olduğunu falan sormaya başladı.

    kadın; sarı kızın yıllar yıllar önce bu hastanede, eşi onu aldattığı için intihar eden sarışın bir hemşirenin ruhu olduğunu, hala bu hastanede gezindiğini ve herkesin de bunu bildiğini söyledi. bu sarışın ablamız geceleri özellikle 00:00'dan sonra personelleri kapılardan geçirmiyormuş. üzerine kapılar kapatıyormuş gibi bir sürü şey dinledik. ailece tutumumuzu yazının başında belirtmeme rağmen annemden hiç beklenmeyecek bir çıkış geldi. dedi ki zaten yarım saat kaldı bekleyelim görelim nasıl geçirmiyormuş kapıdan dedi. ben ne oluyor burda herkes mi kafayı yedi bakışlarımla solcu hemşire ablama gözlerimi dikmiştim ki hemşire ablamda olur olur bekleyelim dedi.

    sonuç olarak biz bekledik. tam gece 00:00 olduğunda hemşire odasının dışına çıktık. adeta bir savaş ay, saadettin teksoy ekibi gibi kapıdan süzüldük. ben hala ne yapıyoruz burda diye düşünürken size biraz ortamdan bahsetmek istiyorum. uzun bir karanlık koridor var hasta odalarının olduğu kısım burası. bizim yöneldiğimiz tarafta eski kocaman çift ahşap bir kapı var. ağır mı ağır bir kapı. rahat üç metreye üç metre bu kapıya yaklaştık. kapının çift tarafınında önüne kum torbalar koymuşlar kapanmasın diye.kapının dışında da 10 metre ilerde merdivenler var oradan çıkışa gidiyorsunuz.

    annem bir anda en öne geçti tam kapıya geldiğimiz anda. “hadi bakalım kim geçirmiyormuş beni bu kapıdan” dedi ve der demez o kum torbalarıyla beraber iki kapıda annemin üzerine çaat! diye kapandı. yüz kiloluk kadın olan annemin hayatımda ilk defa koştuğunu gördüm. koridorda bismillahirahmaninrahim sesleri yankılanıyor annemin. sonra biz koşarak aynı odaya geri döndük. muhtemelen korkudan olsa gerek o anda tüm bedenimin çekildiğini hissettim. aynı harry potter'daki ruh emiciler gibi biri içimden birşeyleri çekiyordu sanki.

    sonuç olarak biz annemin doğru bile telaffuz edemediği dualar eşliğinde koşarak acil çıkışına geldik. benim içim içimi yiyordu. nasıl olabilir böyle birşey diye kafayı yemek üzereydim. birden kazan dairesinin önünde duran bir amca gördüm. koşarak onun yanına gittim. dedim böyle böyle bir olay oldu az önce. adamın verdiği cevap daha korkunçtu. bu hastanede bu olayların hep olduğunu, ona bununla ilgili birşey anlatmamam gerektiğini söyleyip gitti.

    evet sözlük, yıllaar yıllaaar sonra ben hekim oldum ve bilin bakalım ilk atama yerim neresi? evet bu hastaneye atandım. hergece bu konu konuşulurdu nöbetlerde.. herkesin ama herkesin sarı kızla bir anısı vardı hastanede. sonra hastane taşındı ve olaylar biranda unutuldu. hiç öyle bir yer yokmuş gibi yaşamaya devam ettik.
  • şu başlığı böyle şeylerle dolduran aklınıza saygılar ve sevgiler. size ne arkadaşım size ne ya. biz de biliyoruz aq, reddit nosleep içinde sizce yazılan şeyleri sorgulayan kaç kişi var? adam yazmış oraya babam zombi oldu diye. herkes inanmış gibi yapıyo. bu biraz cosplay muhabbetinin yazılı versiyonu gibi. lütfen olmayan aklınıza bu kadar yüklenmeyin ya. zorlama arkadaşım kendini. sende çok akıl varmış gibi zekatını vermeye kalkma. ben inançsız bi insanım ama korku içeriği tüketmeye bayılıyorum. çünkü gerçek hayatta asla tecrübe edemeyeceğim bir şeyin yansımasını okuyorum, izliyorum, dinliyorum. 3 iq su ile gelmiş ne anlatıyor ya.
  • askerde acemi birliğinde gece nöbetindeydim. o zaman acemi erler nöbete giderdi şimdi bilmiyorum. uzun bir depo, bir yanında ben diğer yanında başka bir acemi ileri geri giderek nöbet tutuyoruz. 1 saat geçti. diğer nöbetçi canhıraş bir şekilde "nöbetçi koş koş" diye bağırdı. hemen koştum kendisinden başka kimse yoktu. herif korkudan gözleri patlamış titriyor. bu ne ya baksana diye gösterdiği yere baktım bir şey göremedim. herifin aklı gitti nöbet yerini bırakıp kaçacak. düdük çaldım devriye geldi, baktı durumu vahim aldı bunu götürdü. daha sonra uzun bacaklı, iki ayak üstünde insana benzer ama insan olmayan bir şey gördüğünü söyledi.
  • doğaüstü sayılmasa da şans eseri bir olay.
    2015 yılı başlarıydı. bir tavşanım vardı. yavru idi. bana geldiğinde gözleri bile kısıktı.
    kulakları küçücüktü.

    neyse ben onu beslemeye başladım evimde.
    o dönem izmit'te evde yalnız yaşıyorum.
    ben akşamları işten eve her geldiğimde minik tavşanım kapıya koşar beni karşılardı.
    bir gün yine bir akşam eve geldim.
    aaa beni karşılamadı.
    şüphelendim acaba ne oldu diye.
    etrafı aradım bulamadım.
    aslında her zaman evden çıkmadan balkonun, tuvaletin ve banyonun kapısını kapatırdım.
    bir anda içime ateş düştü.

    koşarak tuvalete gittim.
    klozetin kapağı açık kalmış ve tavşanım klozetin içine düşmüş.

    tahminim saatlerce de orada öyle kalmış.
    burada beni sevindiren onun yüzüstü değilde popo üstü klozete düşmesiydi. yalnızca alt tarafı ıslanmıştı. hemen aldım havluyla sildim saç kurutma makinesini açtım ama sesinden korktuğu için önce temizleyip sonra da havluyla kuruladım. sonra hemen doğalgaz peteğinin altına geçti akıllı.

    o tavşan 8 yıl benimle yaşadı. en son 10.01.2023'de hayatını kaybetti.
    yani o olaydan sonra uzun yıllar yaşadı.
  • başlığın sahibi gibi davranan islam tarihçisi, illuminatici, izmir fuckbody avcısı eskortlara; burası ekşi sözlük. karşıt bir görüşe bile tahammülünüz yoksa defolup gidebilirsiniz.

    her haltı üstünüze anlayıp islam bilginlerinden bahsetmenin ne anlamı var? yoksa gaybı bir şekilde bildiğini iddia ederek aslında ayetlere, hadislere karşı çıkmanın suçluluk psikolojisi mi bu? nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.

    yeşilini yaktıklarım için tekrar özür dilerim. "şöyle de olsa iyi olur" diyen insanlara da anlayışla bakıldığında "doğa üstü olay" olacak aslında biraz.
  • insanların yaşadığı şeyleri, senin gibi andavala niye kanıtlama ihtiyacı duysun... insanlar burada kanıtlama ihtiyacı duymadan bir şeyler yazıyor... hatta kimisi hikaye yazmak için bile hikaye yazıyordur...beyinsizlik yapıp, akilliymis gibi büyük oyunu gördüğünü iddia edip de buraya yazıp insanları meşgul etme... islam tarihinde önemli yeri olan tarihçileri (ibn kesir, taberî, zuhrî, ibn ishak, vakıdî, ibn hişam) bir kere okumamış, kur'an'da ki bazı ayetleri de karikateist sayfasından okumuş bir andaval gibi görünüyorsun... sana yazdığım son cevaptı, bundan sonra istersen masaya çık tepin...

    görsel
  • salı kupa maçını izliyorum, beşiktaş üst üste 7 pas yaptı. nerden baksan yirmi otuz saniye top bizdeydi.
  • bugün çok acayip bir gün. esnaf pek bir hoş sohbet. tanımadığım insanlar muhabbete girmek istiyor. alakasız bir ortamda hapşuruyorum, yanımdan geçen biri "çok yaşa" diyor* kendimi komedi filmindeki saçma olaylar yaşayan karakter gibi hissediyorum.
  • çocukken doktor bana iğne yazmıştı. her akşam iğne yapması için annemle köyümüzdeki hemşire ablaya gidecektik. hemşirenin evine giderken geçtiğimiz sokakta rumlar'dan kalma, harabe bir yoğurthane vardı. burası bana hep ürkütücü gelirdi. hava karanlık, yoğurthaneyi geçtik, bu sokak yokuştur, çıktık. hemşire ablanın binasını annem biliyor. evin çevresi açık. kafa karışıklığına sebep olabilecek bir yapılaşma söz konusu değil. binaya yöneldik. içeri gireceğiz fakat kapıyı bulamıyoruz. üç katlı bir binadan söz ediyorum. kapısını arıyoruz. evi tavaf ediyoruz, göremiyoruz. annem de ben de akıl erdiremedik. çocuk aklımla kapısız bina nasıl olur diye düşünüyorum.

    annem dinine bağlı ama soğukkanlı davranıyor. ağzından tek bir dua çıkmadan sadece olaydaki mantıksızlığa odaklanarak hareket ediyor. bulacağız diyor. ben akıllı, uslu bir çocuğum. korksam da korkumu belli etmiyorum.

    10 dakika geçmiştir, zannediyorum. kapıyı bulamıyoruz. kapısız bina, harabe yoğurthane derken endişeye kapılıyoruz. sonunda kapıyı buluyoruz. önünden geçmişiz, görememişiz. şimdiki ateist aklımla siyah demir kapıydı, hava karanlıktı, o yüzden görememişizdir desem de o zamanlar biz niye körleşmiştik, bir gizem konusuydu.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap