• "kahramanımız o gün kıç tekmeleme yarışmasına katılmış olan tek bacaklı bir adam kadar yoğundu."

    "tanrı incil'de çalmayacaksın demişti. zaten cinayet birinin hayatını çalmak, zina eşini çalmak, açgözlülük sırrı çalmak, küfür bir tanrı'nın adını cenneteki evinden alıp bir fahişe gibi sokaklara düşürmekti."

    "en güzel ve en etkili yalanlar kendimize karşı söylediğimiz yalanlardır."

    "kibir en büyük günahtı. kibir aslında şeytanın insan ırkındaki dişi yönüydü. o daima üretken olan sessiz bir günah yumurtasıydı."

    "aptal nedir? bence geçmişten ders almayan insana aptal denir."

    "mizah aslında makyaj yapmış ve kendini şirin göstermeye çalışan bir kızgınlıktır"

    "hayat adil olmak zorunda değildir ve adil değildir de. hepimiz 9 ay boyunca zar salladıktan sonra attığımız numara ne gelirse ömür boyunca onu oynarız."

    "dünya kocaman yalancı bir canavardır. tarih dediğimiz şeyse insanların o canavarda bıraktığı kalıcı yara izleridir."

    "onun kafasında tahtaların eksik olduğu söylenemezdi. onun için kullanılabilecek ifade olsa olsa oyunu eksik kartlarla oynadığıydı. onda eksik olan kartlar genelde 2-3 numaralı nispeten önemsiz kartlardı ama aksi gibi yine de onlar olmadan da oyun oynanmıyordu ya."

    "aslında canavarlar da hayaletler de gerçektir. bunlar bizim içimizde yaşarlar ve bazen bizi ele geçirirler."

    "eğer çocuk olmak yaşamayı öğrenebilmekse yetişkin olmak da hakkıyla ölebilmeyi öğrenmek değil midir?"
  • "sivri kazıklar vampirler için neyse, gerçek de çoğunlukla hayal gücü için, odur" - rüyalar ve karabasanlar
  • en klasiği sanırım shining'den geliyor, "canavarlar gerçektir, hayaletler de. içimizde yaşıyorlar ve bazen onlar kazanıyorlar."

    benim şahsi favorim ise yeşil yol'un son cümlesi, "her birimizin bir ölüm borcumuz var, bunun istisnası yok biliyorum, ama bazen, tanrım, o yeşil yol o kadar uzun ki".

    gece yarısını 4 geçe harika ifadeler dolu bir kitaptı, ama sanırım o kadar da unutulmaz değillermiş ki hepsini unutmuşum. bu başlığa denk gelmek iyi oldu, stephen king'in efsanelerini tekrar okuma vaktim gelmiş. kitap elimde olsaydı bir kaçını elimle koymuş gibi bulabilirdim ama.

    edit: duma adasından, wireman'ın başarısız intiharı üzerine söylediklerinden sadece biri, "yaptığım şeyden pişman mıyım? bazen evet, bazen hayır. evet diye düşündüğüm zamanlarda kendime artık eskisi gibi olmadığımı, daha ağırdan almam gerektiğini hatırlatıyorum. o adam o kadar yara almış ve yıkılmıştı ki, yaptığı şeyden sorumlu tutulamazdı. bu benim öbür hayatım; sorunlarıma da.. sanki doğuştan gelen özürler diye bakmaya çalışıyorum"

    wireman'ın bu sözlerini de unutamam mesela, eski kendisini intiharından ve kafasındaki kurşundan sorumlu tutamaması. ilk okuduğumda ufkumu katlamıştı bu sözler, epey küçüktüm o zamanlar. yanlış hatırlayıp yazmaktansa kitabı açıp baktım. bulmam sandığımdan daha kolay oldu.
  • "tanrı zalimdir. bazen insanların ölmesine bile izin vermez."
  • "kediler hayvanlar aleminin gangsterleridir. kolay kolay ecelleri ile ölmezler. ya araba altında kalırlar ya da bir sokak köpeğinin kurbanı olurlar. eğer eceliyle ölecekse bir kedi, siz o ölüme şahit olamazsınız.çünkü kedi gider bir köşede sessizce ölür."

    (bkz: pet sematary)
  • '... gündüzleri bunu, batıl inançlara bağlı bir saçmalık olarak sayabiliyordum. ama geceleri bunu başarmak daha da zorlaşıyordu. geceleri düşüncelerinizin tasmalarından kurtulup özgürce koşmak gibi kötü bir alışkanlıkları vardır...'

    (bkz: bag of bones)
  • medyum'u bitirmek üzereyim fakat dikkat çekici bir ifadeyle karşılaşmadığımı çevirmene mi bağlamalıyım, yoksa?
  • bazen ölüm daha iyidir
  • insan yüreğinin toprağı taşlıdır jud. yetiştirebildiğini yetiştirir orada.

    (bkz: pet cemetery)
  • "zamanın da bir gün altında kalıp ezileceği bir ağırlığı olduğunu hissederdi bazen."

    (bkz: it)
hesabın var mı? giriş yap