• bir hamleyi siniflandirirken; onun yuzeysel, bir karsi hamleyi kisa vadede gecirmek icin yapilmis bir hamle mi yoksa ileride gerceklestirilmek istenen bir hedefe temel hazirlamaya yonelik bir hamle mi olduguna karar verirken kullandigimiz kriter.
  • prof. davutoğlu'nun dış politika konusundaki birçok önemli tesbitini inanılmaz sıkıcı bir dille ortaya koyduğu kitap. 2001'de basılmış olmasından dolayı 11 eylül gibi dönemin uluslararası ilişkileri üzerinde belirleyici rol oynayan bir olayı içermemesi şanssızlıktır.
  • aslen askeri bir terimdir. kabaca, bir savasta cephe hatti ile savasan ulkelerin kritik altyapilari ve savasa devam edebilmesi icin ihtiyac duydugu endustriyel tesisler arasindaki cografi mesafe anlamina gelir.

    davutoglu'nun kitabini okumadim. kitabinda bundan bahsettiyse ne ala. bahsetmediyse lutfedip bir bolum ekleyip orda anlatsin bunlari, zira kendisi profesor imis. bilir herhalde.
  • bir mücadelede, geri çekilinebilecek alanın derinliği.

    işler kötü gittiğinde, nefes almak için geri çekilebileceğiniz yeterli miktarda ve uygunlukta bir alana sahip olmak bir avantajdır. (bkz: stratejik geri çekilme)

    örnek olarak israil verilebilir. adamların bir savaşta geri çekilebilecek çok alanları olmadığı için, bu dezavatajlarını taktik bir üstünlükle dengelerler.

    rusya'nın vardır bu avantajdan sonsuz miktarda. zamanında napolyon'u da hitler'i de yemiştir bu derinlik.

    başkaca: "hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır."

    son ve alakasız örnek: uykusuz dergisinin birkaç yıldız çizerden sonra, onların yerlerini tutacak isimlere sahip olmaması. bu yıldızların birinin bile eksikliği dergiyi yıkılma eşiğine getirebili(yo)r.
  • ciltli versiyonunun ahmet davutoğlu dışişleri bakanı olduktan sonra çıkması da düşündürücüdür. demek yazarın konumu kitabın şeklini belirliyor.
  • küre yayınları tarafıdan 2001 nisan ayında basılmış olan kitap 584 sayfadan oluşmaktadır.
  • kitabın beş bölümündede, giriş kısmında belirttiği gibi işlemişdir konuları, bölümlendirme safhaları ise "tasvir", "açıklama", "anlama", "anlamlandırma" ve "yönlendirmedir", teorik altyapısı çok sağlam ve türkiye nin son zamanlarında radikal değişimlerin görüldüğü dış politakasının nereye gittiğini görmek ve kavramak için okunulması faydalı 36.baskısı çıkmış yakında bestseller da boy gösterebilecek kitapdır.
  • bugünü anlamak için dün yazılmış bu kitabın okunması faydalı olacaktır.
  • geri çekilme manevrası yapılabilecek alan.

    cephede cep oluşturmak için de kullanılabilir bazı bazı.
    bu cepler geri çekilen birliklerin boşalttığı alana giren düşmanın etrafının çevirilmesi için kullanılabilir.
  • içinde kaybolduğumuz derinlik olduğu söyleniyor:

    "“akp’nin dış politikası, siyasal islam’dan türemiş bir partinin önceliklerini yansıtan bir ideolojinin esiri olmuş, gerçekçilikten uzaklaşmış ve öncelikten yoksun bir nitelik kazanmıştır.”

    akp iktidarının bu yüzden ab’ye tam üyeliğin ne anlama geldiğini kavrayamadığı vurgulanan kitapta, buna örnek olarak şu görüşe yer veriliyor:

    “başbakan erdoğan’ın suudi arabistan’ı ziyaretinde dile getirdiği ‘bizim için ab ne ise, suudi arabistan odur’ ifadesi, akp’yi yöneten kadroların ab’ye bakış açısını zaten en sarih ve herhangi bir yoruma yer bırakmayacak şekilde özetlemektedir.”
    abd ile ilişkiler konusunda ise, washington tarafından ortaya atılan “model ortaklık” kavramının ne anlama geldiği belli olmazken, akp iktidarının bu tanımın ortaya atılmış olmasını önemli addettiğine işaret ediliyor.

    abd ile ilişkilerdeki temel yapısal yanlışın bu noktada, yani “zarfın mazruftan daha güçlü bir şekilde takdim edilmesinden” kaynaklandığı, oysa kavramların tek başına bir anlam ifade etmediği vurgulanarak, şu görüşlere yer veriliyor:

    “titiz çalışmalar ve karşılıklı müzakereler neticesinde oluşan çok yönlü ve seviyeli somut işbirliği konuları olmadıkça, kavramlar bir süre sonra ilk anda yarattıkları etkiyi yitirmekte, çoğu zaman da murad edilenin tam tersi mecazi anlamlar kazanmaktadır.”

    washington büyükelçimizi süresiz olarak geri çektiğimiz şu sıralarda türk-abd ilişkilerinde gelinen olumsuz nokta düşünüldüğünde, bu yargıda haklılık payı görmemek elde değil.

    kitapta akp’nin israil siyasetine de değinilirken şu görüşlere yer veriliyor:
    “israil’in başta gazze olmak üzere, işgal edilmiş filistin topraklarındaki siyasetini eleştirmek ayrı bir meseledir, israil ile ilişkilerin karşılıklı saygı ve güvene dayanarak sürdürülmesini sağlamak ayrı bir meseledir. akp, bu dengeyi tamamen yitirmiştir.”

    son olarak kitabın ermenistan ile imzalanan protokollere bakışından söz edecek olursak “zamanlaması, niteliği ve içeriği sakıncalı” görülen bu açılımın da, “kesin bir şekilde iflasa sürüklenmekte olduğu” belirtiliyor.

    türkiye açısından stratejik öneme sahip konuların başında bir enerji üssü olma hedefinin geldiğine ve bu hedefin gerçekleştirilmesinde azerbaycan ile ilişkilerin büyük önem taşıdığına işaret edilerek, hükümetin bu temel gerçeği göz ardı ettiği yargısı kayda geçiriliyor."
    ___
    http://www.milliyet.com.tr/…010/1211424/default.htm
hesabın var mı? giriş yap