• "hem laik, hem müslüman olunmaz mı?" sözlerini sarfedip, saç-baş yoldurmuş toy politikacı.

    ah, ben orada olacaktım, cevabını verecektim:

    - "hem laik, hem müslüman olunmaaaz. ya müslüman olacaksın, ya laik. ikisi bir arada olduğu zaman, adeta ters mıknatıslanma yapar."

    (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=eg3hkwcna8c)
  • basın kulubu programındaki şu diyaloğun kahramanlarından.

    nilgün cerrahoğlu: dini inancım gereği 4 kadınla evlenmek istiyorum, bu yasakta kalksın dediklerinde ne olacak?

    suna vidinli: hmsf mmsf (kikirdemeler)

    nilgün cerrahoğlu: ben bunda gülecek bir şey göremiyorum.

    suna vidinli: kem küm (anlamsız birtakım ifadeler)
  • (bkz: #12559679)
  • iyi eğitimli, ne dediğini bilen, entelektüel, halkını ve onun değerlerini bilen, seven, savunan demokrat kız.

    at gözlüklü despotların korkulu rüyası olmuş bu günlerde... hiiç uğraşmasınlar, susturamazlar onu, cır cır konuşur, boşa da sallamaz diğer "kendi yurdunda ecnebiler" gibi.
  • kendisi gün itibarı ile rte'nin aydın doğan ile kavgasında bir aktör olarak sahneye çıkmış bir bayandır.çalık holding çalışanıdır.

    kendisi rte'nin geçenlerde söylediği "yazarları patronları hakkında ileri geri konuşuyormuş, yerin kulağı var duyuyoruz" cümlesindeki kulakmış meğer. söz konusu olayı ilk açıklayan ahmet hakan, bebek'deki bir balıkçıda diğer bir kaç hürriyet yazarı ile yemek yerken, suna hanımın da yan masada olduğunu, kendi masalarında olup biteni dinlemek için kulak kabarttığını ve duyduğu (ahmet hakan'a göre esprili konuşmaları yalan yanlış yorumlayarak) ifadeleri akp genel başkan yardımcısı edibe sözen'e aktardığını belirtti.

    işin bana göre ilginç kısmı burada başlıyor. bu iddia üzerine suna vidinli haberturk'e yazılı bir açıklama gönderip şöyle demiş:

    "gectigimiz hafta yabanci misafirlerimle bebek balikcisinda yemekteydim. yan masamda hurriyet gazetesi yazarlari ahmet hakan ve yalcin dogan yuksek sesle,hararetli bir sekilde patronlari aydin dogan`in aciklamalarini inandirici ve ikna edici bulmadiklarini dile getiriyorlardi.

    ahmet hakan`in soz konusu aksamla ilgili aciklamalarini son derece caresiz ve talihsiz buldugumu ifade etmek isterim. “suna vidinli bizim masaya kulagini dayamaya calisiyordu ama onemsemedik` ifadesi gercekleri yansitmamaktadir. ahmet hakan o kadar hararetli bir sekilde konusmaya kendini kaptirmisti ki soylediklerinin etrafinda rahatlikla duyuldugunu farketmemisti. farkettiginde de gayet onemseyerek masalarini derhal degistirdiler.

    ak parti genel baskan yardimcisi edibe sozen ile hicbir sekilde tanisikligim veya temasim olmamistir. burada etiksel olarak tartisilmasi gereken de zaten ben degilim. halka acik bir yerde yuksek sesle yapilan bir konusmayi duydugum icin kimseye hesap verecek veya uzuntu duyacak degilim. kisisel haklarimin ihlali halinde yasal haklarimi kullanacagim. ahmet hakan beni kamuoyunun takdirine sunmak yerine bir gazeteci olarak bebek balikcisindaki sohbetinde neden hurriyet`teki sütunundakilerin aksini savundugunu kamuoyuna aciklasin. "

    peki suna hanım, diyelim ki dediğiniz gibi ahmet hakan yüksek sesle konuşuyodu, aydın doğan hakkında atıp tutuyordu, siz de bunları istemeden duydunuz. tamam duydunuz, orada bir problem yok. ancak edibe sözen konu hakkında bir açıklama yapıp bu balıkçıdaki olaya bir gönderme yaptı. yani bu olayı ahmet hakan açıklamadan önce duymuş. eh siz de bu olaya kulak misafiri olduğunuzu kabul ediyorsunuz. bu durumda sizinle edibe sözen arasında bir bilgi alışverişinin direkt veya endirekt olmuş olması gerekiyor. bir de diyor ki "ahmet hakan orada söylediklerini açıklasın".

    kimse kendisinden "duyduğu" bir şey için hesap istemiyor. kime söylediğinin de hesabını vermesi gerekmez aslında ama söylediğini inkar etmesi komik olmuyor mu?
  • sayesinde doğan medya grubunu savunmama ramak kalmış bayandır. kulakları yan masadaki muhabbeti dinlemekle yetinmemiş, patronuna ve sonuçta başbakana kadar ulaşan jet hızlı veri aktarımı sayesinde ahmet hakan ile yalçın doğan'ın aydın doğan hakkında atıp tuttukları öğrenilmiştir. hanımefendi duyduklarını sağa sola anlatıp gündemi yoğun olarak meşgul etmekten hiç ama hiç rahatsız olmamış, pişkince "duyduklarını aktarmasının değil o masada konuşulanların etiksel olarak tartışılması gerektiğini, yüksek sesle yapılan konuşmayı duyduğu için hesap verme veya üzüntü duyma durumunda olmadığını" ifade etmiştir.

    ahmet hakan'ın kendisine uzun kulaklı suna diye seslenerek aile terbiyesinden yoksun olmakla ve yalancılıkla suçlaması şeklinde süren sabun köpüğü operamız aydın doğan medyası ile yandaş medya arasında karşılıklı suçlamalarla, "alçak sensin", "asıl sen şerefsizsin" şeklinde heyecanlı bir finale doğru hızla ilerlemektedir.

    önemli edit: "istanbul 12. sulh ceza mahkemesi’nin 22/02/2012 tarihli, 2012/106d.iş. sayılı kararı" sonrasında ilk cümle düzeltilmiştir. son derece naif bir ifade ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir ifadenin bir mahkeme kararıyla yayından çıkartılmasına inanamıyorum, bu bir. ikincisi ise bu hanımefendinin oturup dava açarak böyle şeyler peşlinde koşması. bu da standart hale gelmiş tahammülsüzlük kültürünün bir sonucu. neyse. kendisine hayatta başarılar diliyorum.
  • kendisi doğruyol*dan adaydı. kazanamadı. kazansa da partisi barajı geçemediği için milletvekili olamadı. sanırım bir daha deneyecek. şimdi memlekette çocukların bile bildiği barajı geçebilecek partileri*** kendisi bilmiyor mu. akp'nin her seçimde vitrin olsun diye bir kaç ismi*** aday gösterdiğini de biliyor. yani şimdiden çalışmalara başlamış...
  • kendisi geçtiğimiz günlerde ayman mohyeldin in gelmesine aracılık etmiş ve program boyunca bunu gözümüze sokmayı ihmal etmemiştir. iki sandalye koyulmuş ve soruları suna hanım sormuştu, ayman başta sizin de katılacağınız bir etkinlik olmasını istiyorum demesine rağmen. en sonlarda 4gazeteciye sözü verdi, 2de 'sıradan' dinleyici.

    salona girerken 'aymın kam' demesi hala kulaklarımda. birincisi ismin telaffuzu aymen. ikincisi de bir tasma eksikti..
  • twitter sayesinde öğrendik ki arkadaşımız bağlaç olan ki'leri, dahi anlamındaki de'leri ve soru eki mi'leri ayrı yazması gerektiğini bilmiyormuş.

    eee harvard'da türkçe dilbilgisi öğretmiyorlar tabii
hesabın var mı? giriş yap