• ciddi bir ortamda sunulucaksa bazı kelimelerin kullanılması hazırlayanı bozar.
    (bkz: falan)
    (bkz: hep)
    (bkz: işte)
  • en klasiği yazık ki verilecek cevaba şey ile başlamaktır.
  • tek slaytta beş satırdan fazla metin kullanmamak. sunumlarda yazıyı kimse sevmez evet. hatta uyku felan getirir. ama bilimsel olarak da sunum ne kadar önemli konularda olursa olsun, beş satırı geçen metin itici geliyormuş efendim. amanın hadi uzak duralım, durmayanları da uyaralım
    (bkz: isveçli bilim adamları)
  • geç yatmak. sunum yapmadan önceki gece geç yatarsanız sabah ereksiyonunuz sapıtır düz duramazsınız sunum yaparken mazallah.
    (bkz: geciken sabah ereksiyonu)
  • sadece yazılı metine bağlı kalmak veya gereğinden fazla doğaçlamak.
  • ahmet telli okumak. sunum hazırlarken biraz ara vereyim şiir okuyayım demeyin hiç. gece biter sunum bitmez.
  • sunum yapmanın en önemli kuralı anlatımı sunum ekranından okumamaktır. sunumu gerçekleştiren kişi mümkünse slayt ekranına bakmamalı bile. o ekran sunum yapan için değil, sunumu dinleyenler için görsel bir destek niteliğindedir.
    bu nedenle de sunum sayfalarına sadece keypoint denen önemli şeyleri yazarız ve bunları madde madde yazarız, düz yazı olarak değil. dünyanın en kral sunumunu da hazırlasanız ekrana bakarak okuyan birisi dinleyicileri asla etkileyemez.
  • makaleyi slayt penceresine döşemeyin!

    bunu yapanlar akademisyenler ve özelde yeni iş bulmuş yüksek lisans mezunları arasından çıkıyor.

    birini izleyiciler uyardı, benim yüzüm kızardı.

    makalenizi, araştırmanızı ezberleyebilir, satır satır seslendirebilirsiniz. yeter ki slayt ekranında sadece vurucu cümleler, satır başları, ara başlıklar ve - mutlaka - destekleyici görseller, grafikler, tablolar vs. bulunsun.
hesabın var mı? giriş yap