• dün uzun zamandır türkiye’de olan bir suriyeliden öğrendim durumlar silsilesi.

    savaştan önce suriye’de barış varken bazı vakalar yaşanmış. ekonomik ve dini açıdan rahat olan ülkenindüşünce özgürlüğü açısından pekte rahat olmadığını söylemekte. ilk başlarda bir ortamda hükümet aleyhine eleştiri yapan kişiler “eğer şikayet alırsa” polisler tarafından alıkonulmaktaymış. saatlerce güzel bi sopa yiyip serbest bırakılıyorlarmış. sonrasında halk tabanında homurdanmalar başlayınca bu sefer polis olmayan sivil insanlar tarafından farklı görüşteki insanlar susturulmaya, bastırılmaya başlanmış. ilk baştaki dayak, yerini günlerce işkenceye bırakmış ve daha sonrasında gidenler gelmemeye hatta aileleri de alınmaya başlanmış ve halk iyice çileden çıkmış. bu süreçte hala o dönemde nerede olduğu bilinmeyen pek çok insanın olduğu söylenmekte. arkadaşın anlattığına göre 6 ay silahsız bir şekilde halk direnmiş. iç çatışmalar yerini devlet tarafından bombalamalara ve silahlı katliamlara bırakmış. sanırım rte’nin de bahsettiği son cuma bombalaması artık bardağı taşıran son damla olmuş ve halk bi şekilde(?) silahlanıp iç savaşa doğru koşmuşlar. bazı mahallelerde güç boşluğu doğunca başta ışid olmak üzere diğer terör örgütleri büyümüş beslenmiş. sonrası zaten malum.

    bu bizzat olayları yaşamış görmüş birinin ağzından anlatılan olaylar. hatta kendisinin sadece eleştiriden dolayı üç gün alındığını ve işkence gördüğünü belirtiyor. kolundaki ve sırtındaki yaralara da bizzat şahit oldum.

    yani bu olaylar doğruysa tatlı su ekşicilerinin sayın doktor beşar esad hayranlıkları rte’ye olan düşmanlıklarında gizli.

    ilgilisine duyurulur: bu olayların asparagas olma ihtimali de olabilir eğer bileni göreni duyanı varsa bildiklerini okumaktan memnuniyet duyarım.

    edit. düzeltme.
hesabın var mı? giriş yap