• var olan düşmanlıktır ve toplumun düşman olan kesiminin çoğu haklıdır.
    güvenlikle beraber çoğu konuda tehdit yarattıkları gayet açık.

    çağlayan sokaklarında gece 22 den sonra bunlar yüzünden yürümek erkek dahi olsanız mümkün değil. adliyenin önünde kamp kurmuş etrafa bir çok bakteri virüs salıyorlar. ki bu insanlar için yapılan sağlık harcamalarından bahsetmek bile istemiyorum. harcanan parayla bir kaç yol daha yapılabilirdi anadoluya..

    sakın vicdan vıdı vıdısı yapmayın. sokakta yaşayan hayvanlara verdiğim değerin yüzde 10 unu veremiyorum bu yaratıklara.
  • senelerdir afrika kökenli göçmenlerin yoğunlaştığı bir semtte oturmaktayım. 1 kere olsun ne duydum ne de gördüm olay çıkardıklarını haberlere çıktıklarını veya taşkınlık yaptıklarını.

    birileri de diyor ki onlar sizin ümmetiniz kardeşçe yaşayın. bir siktir git.
  • türk'lerle, arapların tarih boyu ilişkileri hep tartışmalı olmuştur. bu tür entry'leri gördüğümde aklıma hep soner yalçın'ın şu yazısı gelir..

    `http://www.sozcu.com.tr/…uru-turkler-soktu-1187912/`

    namık kemal zeybek de türk'ün inancı" adlı yeni kitabında, benzer konulara değiniyor, ki biraz araştırıldığında, türk'lerin arap milliyetçiliğinin en büyükodak noktası islam'a geçmesinin hiçbir mantıklı açıklaması olamaz.

    fazla uzatmadan, bu ülke islam inancından kurtulmadan, bu ülke ve benzerleri ile kuracağı her ilişki, başına bela olacaktır.

    benzetme yapacak olursak; avrupa hristiyan'lığı ile latin amerika hristiyanlığı, her anlamda aynı değil. dolayısıyla, türk'ün islam olması demek, gerçek anlamda kendi benliğinden uzaklaşması demektir..

    suriye'lilerden tez elden kurtulmaya bakalım, canımız sıkılmasın daha fazla.
  • suçun şahsi olduğunu unutan ırkçıların, birtakım fonlamalarla desteklenerek 7/24 organize bir şekilde saldırmaları. gerçi unutma falan dedik ama olay son derece bilinçli.

    devletin/hükümetin burada eleştirilecek yönleri oldukça fazla, mülteci ya da göçmen olarak gelen suriyelilerin içinde teröristi de var, muhaberat ajanı da var ve bunları sağlıklı bir şekilde filtre etmeden vatandaşların arasında salınmasına karşı sağlam birşeyler yapılmadı.

    ama bunun olması, suriyelilerin "suriyeli" olarak olası herhangi bir suçtan peşinen yargınlanmaları için gerekçe değildir. katil veya tacizci, katil veya tacizci olarak yargılanmalıdır. katil türkse, "haa tamam türkmüş, suriyeli değilmiş sorun değil" mi diyeceğiz? o zaman "türken raus" diyen nazilerden ne fark kalır? gerçi birçoğunun pek farkı yok...
  • başta amerika olmak üzere batı ülkeleri ile birlik olup ülkelerinin içine sıçan bu enikleri bağrımıza mı basmamız lazım? suriyeli dediğiniz tipler suriyenin fetöcüsü gibi bir şeydir. kendi ülkesine bunları yapanlar bizim ülkemize neler yapar bir düşünün. yarın batı ülkeleri bunlara diyecek ki, "kardeş siz niye kendinizi ezdiriyorsunuz, türkiye cumhuriyetine karşı haklı mücadelenizi biz de destekleriz, paraysa para silahsa silah. korkmayın arkanızda biz varız." bir bakmışsın amerika bize demokrasi getirmeye çalışıyor.

    bakın reisiniz amerikanın suriyeye nasıl çomak soktuğunu açık açık anlatıyor:
    https://www.youtube.com/watch?v=-c0-5znovpy

    şimdi biz bu çomağı aldık kendi elimizle kendimize soktuk ama çomağın bir ucu içimizde diğer ucu dışarda. zamanı gelince o dışardaki uçtan kim tutar belli olmaz.
  • iktidar partisi dusmanliginin kendini gosterdigi yeni boyut. toplumda iktidar partisine destek vermeyenlerin dogrudan, destek verenlerin ise dolayli yoldan soyledikleri suriyeli multeciler ile baslayan ama arap antipatisine donusen durum.
  • içimizde yaşayan orospuçocukları gibi, her milletin de içinde yaşayan orpspu çocukları vardır. herkesi aynı kefeye koymamak gerekir. zaten suriyelinin parası olanları, lisan bilenleri, emin ol senden benden daha iyi durumda daha elit daha elegant yaşam sürmekteler. kapısından bile içeri giremeyeceğin zorlu rezidans'ta evleri olanlar var, levent'te bilmem kaç milyon dolarlık villalarda yaşayanlar var. senin suriyeli bildiklerin safradır.
  • sonucu çok tehlikeli yerlere varabilecek gereksiz elektriklenme imiş.
    asıl önlem alınmaz ve kimse sesini çıkarmazsa sen o zaman sonuç neymiş görürsün.
  • suriyeli mülteci adı altında ülkeye doldurulan oportünist lümpen kitlenin fiilen uğraşarak elde ettiği payedir.

    kendileriyle bire bir aynı nitelik(sizlik)lere sahip olan yerlilerce söylem seviyesinde savunulmakla birlikte, bunlarla en çok çatışmayı yaşayan da yine bu yerli gruptur, aynı sosyal katmandaki çıkar çatışmaları nedeniyle bunda şaşılacak bir şey yoktur.

    iddia edildiği gibi önyargıyla değil, tam tersine toplumsal yaşanmışlık gözlemiyle varılan noktadır. aynı toplumsal gözlem, ülkeye gelen başka etmik gruplara hiç bir düşmanlık geliştirmemiştir.

    bu farkın nedenlerini inceleyip doğru sosyal politikalar geliştirmenin mi, yoksa onun yerine kendi vatandaşını aptal yerine koyan, acınası istatistik sapmalarıyla top çevirmeye çalışan resmi açıklamaların mı soruna çözüm getireceği konusu üzerinde durmaya başlanana kadar sorun büyümeye devam edecektir.
hesabın var mı? giriş yap