• az önce katıldığım toplantıda en güzide örneklerini işittiğim dil. mesela:
    -bu case'i kill edelim
    -bu issue'yu track eden sisteme feed etmek gerekiyor.
    -bu meseleyi dig edelim.
    -bu bizim concern'ümüz değil.
    -bu nice to have bir proje.
    -aklımda question marklar var
    -şunları belirtirsen bizim için enough

    ama neden bilmiyorum en sevdiğim "social media" oldu. bu kadar basit ve aslına bu kadar yakın mis gibi türkçesi varken karı çatır çatır "soğşıl midiya" diyor. bunlara put etmek lazımdı ama.

    duydukça yenisini eklerim editleri:
    -artık rule'ler çok strict.
    -biz bunu assume edemeyiz.
    -ben bunu çok simple bir şekilde sordum.
  • araştırdım, inceledim tarzan kadar popüler bir sima olmasa da, gülün adı isimli kitapta geçen salvatore isimli karakterin tarzanca'dan kastedilen manayı daha iyi verdiğine kani oldum.

    hatırlayalım: salvatore hiç bir dilin gramer ve lügatına bağlı kalmadan konuşan, kah latince, kah italyanca, kah fransızca, kah ispanyolca kelimelerden kolaj yapan bir insandı. kendisi kanımca yaradılışı ve yetiştirilmesi gereği böyle konuşuyordu, hamdolsun dedikleri de anlaşılıyordu amma arı ve duru bir türkçesi ya da anadili olduğu söylenemezdi. kendisi de çirkindir zaten.
  • turkce yetersiz kaldiginda ozellikle bilgisayar kullanirken cok sik ba$vurulan yol..
  • en ba$ta bilim dili'nin evrensel olmasiyla ingilizce olmasi arasinda bir bag yoktur.. bugun dilimizde kabul goren ingilizce terimlerin hic biri uganda'da ortaya cikmami$tir.. "orijin" kelimesinin yanina verdigim diger bkz'larla daha anla$ilabilir olan "odak"/"kaynak"/"bulan adini koyar" kurali bilim'de en gecerli kuraldir.. "behcet's disease" yazdik ama turkce/farsca gorundu herhalde..

    dolayisiyla bilim dallarinda ideal terminoloji her zaman ciki$ noktasindan temelli olmalidir.. maksimum ilerlemenin latince'yi standart bellemi$ tipta gorulmesi bundan dolayidir.. kimse abdominal aorta'ya kalkip "ustten yandan kakmali super damar ba$i" demiyor.. ama elin gavuru behcet's disease demesini de biliyor.. ara$tirip "haa behcet'in kelime anlami nur yuzluymu$ o zaman "pale to face disease" koyalim bunun adini" tarzi du$uncelere gark olmuyor..

    kavramlarin anadilde ve anla$ilir olmasinin ogrenmeyi hizlandirdigi goru$u ise amerika'da it sektorunde kalifiye eleman (yani koddan programdan anlayan) bulunmamasiyla bir kenara atilabilir.. isteyen computerjobs.com 'da acik pozisyon sayisini irdeleyebilir bundan mucize cikarimi yapabilir..

    it sektorunde en yetkin elemanlarin iskandinav ulkelerinden ve rusya/hindistan/pakistan'dan ciktigini da eklemek gerekir.. hatta (bkz: israil).. bunlarin hic birinnin de oturup nedense "hindu pascal", "russian computing terminologies" geli$tirme kaygisi yoktur.. ilk bilgisayar virusu kabul edilen brain'in pakistan kokenli oldugu ve icindeki yazilarin ingilizce oldugunu da ekleyelim.

    bir grup milliyetci idealist, teknolojide ilerlemek yerine "dilde ilerleyelim sonra teknolojide ilerleriz" deyip kisa olan insan omrunun en verimli safhalarini lugat okutarak gecirtirse boyle ne it sektorunda ne de ba$ka bir bilim dalinda ilerleme katedilmesi mumkun degildir.. genlerle oynayip mucize cocuklar yeti$tirilirse belki olabilir..

    hayir biraz matematik bilen (ki matematik turkce degildir aslen sayibilimi falan demek lazim) herhangi biri aradaki farki kabaca da olsa hesaplayabilir.. bir yanda "bir teknolojiye adapte olup uzerine geli$me kaydetmek", diger yanda "once teknolojiyi yerel orf adetlere uygun hale getirip (ki ibrahim mutefferika bunu ba$aramadi zavalli) sonra ona yerel cok super kolay ogrenilebilir haliyle ali$maya cali$mak (sembolize olmak yerine anlam karma$asiyla cekilen ogrenme zorlugunu isteyene ayrintili da anlatmak mumkun), hadi ogrendik diyelim sonra bunu ogrenenler olarak "gelecek nesillere anlatmaya vakit harcayacaklar" ve "ustunde geli$me kaydetmeye cali$acaklar" olarak bolmek sonra bundan medet ummak.. arada mesafe farkini hesaplayin sureniz 45 dakika..

    "siz port'a liman mi denir read write memory mi denir karar verin, handle'a tutamak deyince dunya daha ileri mi gidiyor her $ey daha bir net mi oluyor dimagimiz mi geni$liyor ustunde du$unun, cali$in.. ben kod yaziyor olacagim" --michael jackson
  • bilgisayar ya da teknik terimlerin turkcelestirilmesi neticesinde ortaya cikan kelimeler ve deyimler bana etmek, yapmak ekiyle desteklenmis yabanci diller ile etkilesime giren bir turkceden daha zorlama geliyor. bu zorlamaya da ogrenilmis ve hatta belletilmis isguzarlik dememek icin hic bir sebep goremiyorum.

    yeni kavramlari ogrenme asamasinda "bilgisayar"in bilgiyi sayip saymamasini kimsenin siklemeden yusyuvarlak kabul ettigini, ve bu kabul halinin benzer yabanci dil etkilesimlerinde de etkin oldugunu siktir edersek, ecnebi merkezli icadlarin teknik terimlerin turkcelerini (bu icinde bulundugunuz 3. dunya ulkesine gore degistirebilirsiniz) ureterek dili, ozu muhafaza ettigimizi sanmak, bu sanrilara insa edilmis cansiperane savunmalara bir omuru vehmetmek bana mantiksiz geliyor.

    kulturel anlamda hic bir atilim ya da savunma olamaz ki bahsi gecen ziplamanin, mudafaanin soz konusu oldugu toplum ya da toplulugun iktisadi, idari tesekkulden bagimsiz gelissin, serpilsin. resmin icerisinde kimi detaylarin carpikligina takilmis kulturel hamle, silkinis, kipirdanis, muhafaza fikriyatinda olan herkes icinde bulundugu politik durumun getirdigi iktisadi hal ve gidisatin agirligini ilk evvela goz onunde bulundurabilmelidir.

    dogru veya yanlis liberal bir ekonominin boyundurugunda belirli bir hammade ya da montaj, fason imalata dayali ihrac ve "sattirma" arzusunda (ve zorunlulugunda) olan bir ulkede hic kimse ulkesindeki agir sanayii, ya da iktisadi agirligini, pazardaki gucunden destek almadan, bunlari yerli yerine oturtmadan, yani lafin kisasi birinci dunya ulkesi olmadan "aha iste bu da bizim dilimiz, degerlerimize kulturumuze sahip cikiyoruz" derken sapsal gorunmeden edemez.

    kulturune (dolayisiyla diline) sahip cikmak globallesme adina kendi ekonomisinin isine gelecek dayatmayi yapabilecek ulkenin, ve o ulkenin mureffeh, fikri hur, vicdani hur insanlarina nasip olacaktir. globallesme icerisinde birisinin size sizin kulturunuzun butunlugune halel getirmeden yaklasmasi kendi dilinizde konusmanizi beklemesi ancak glokalizasyon tahakkumu altinda soz konusu olacak, sahip ciktiginiza inandiginiz kulture ait "deger" basina dolar olarak cebinizden cikacaktir.

    "globallesme olsun, unutalim ayriyi gayriyi tek bir ulus ve kultur olmaya dogru sahlanalim heleleoy" demek kabullenesi degilse, globallesmeye alternatif bir politika ve ekonomiden bahsedilmeden mevcut duzenin carklarinda tikir tikir islemesi zaruri olan bir tarzancayi dusman belirleyerek, karsi cikmak o ormanda cita gibi daldan dala, sarmasiktan sarmasiga savrulmak ile mumkun olur.

    yok eger her anlamda bir bagimsiz politika ve onun gerekliligi olan ekonomik hamle, sistem ile anilacak ise dilin butunlugu, kendi mucidlerimizin icadi ve mecburi urununun uretim ve pazarlamasinda terennum edilecek ise tarzanca, o tarzancanin kahrolmasi, ona destek citanin mahvolmasi yolunda destek bulmak kolaylasacak, manalanacaktir.

    microsoftun uretip, "piyasaya hos goruneyim, her aliciya sunayim" diye turkcelestirdigi esere turkce diyerek, ayni urunun turkce cevirmen aracisi kullanmamis urunu hakkinda konusan kisilerin kullandigi save etmek lafina tarzanca diye cikismak icin afak i odunlarla cevirili bir ortamda yasamaniz, igne deliginden iki gozle bakacak kadar dar kafali olmaniz gerekmektedir.
  • ülkemizde özellikle türkçe ve ingilizce kelimeleri aynı cümle içerisinde kullanmak ile oluşan olgu. insanın aklına düşündüğü sıfatın, ismin ya da fiilin türkçesi gelmeyince sık sık uygulamaya koyabileceği durum.
  • tarzanca:
    bildiğim kadarıyla entry'e cevap niteliğinde entry'ler caiz değil

    türkçe:
    bildiğim kadarıyla bir başlığa yapılmış olan girişlere yanıt niteliğinde giriş yapılması caiz değil *
  • objektif bir baki$ acisindan rahatlikla artisi eksisi ortaya cikabilecek bir konuda nedensiz israrcilik, sadece cevabi hazir noktalara deyinme gibi yan etkileri gormek insani uzuyor.. zira bunlari $imdi orneklerle cok acik ve net basit cumlelere dokerek anlatmak lazim.

    kavramlarin ana dilde sagladigi ogrenme kolayligi hurafesi: bilimsel kavramlara anlamlar yuklemek onlarin benimsenmesini kolayla$tirir anla$ilmasini degil. bu yontem bilakis kafa kari$tiricidir. ben ilkokul'da pek cok cocugun 100'e kadar melodisini soylemeden sayamadigina $ahidim. (ayni siniftaydik).. biiiir iiiiiiiikiii uuuuuuuc buuucuk.. kavramlara anlamlar yuklerseniz, ki$inin kavram uzerindeki hakimiyetini simgeledigi olgudan uzakla$tirip benzetildigi nesneye hayvana yakla$tirip yokedersiniz..

    en ba$ta turkiye'de temel egitimin barindirdigi turkce icinde bilimsel jargonda kullanilan bir suru anlamsiz tdk uzantisini icinde barindirmaz. bundan dolayidir ki yuksek ogrenim esnasinda turkce kar$iliklarla yabanci kelimeler arasinda anla$ilabilirlik farki cok azdir.. bir universite ogrencisine gidin sorun "dynamic" mi daha cok $ey ifade ediyor "devingen" mi..

    bu birbirine yakin dengeleri ileride turkce egitimine daha hassas yakla$arak, bir takim tdk yetkilisinin kafasindan uydurdugu oturgacli goturgec ayarinda kelimeleri benimseterek yokettiginizde kavramlara anlamlar yuklemenin abesligi daha kolay ortaya cikacaktir.. bu yuzden devingen gibi bizden uzak ornekler yerine izgara gibi dilimize yakin bir kelime ile gidelim.

    grid dedigimiz ve ekranda excelvari tablolarda gecen bu grafigin microsoft tarafindan onerilmi$ cevirisi izgara'dir.. gorsel programlama ogrenen bir ogrenciye grafik arabirim programlamasinda izgara diye bahsettiginiz bu gerec ogrencinin adaptasyon surecini du$urecektir neden:

    - ogrenci gunluk hayatta bildigi "izgara" kavramini ozde$le$tirecektir. bilgiler ogrenciye matrix ayarinda bir program araciligiyla aninda aktarilmadan ogrenme surecinin ba$inda pek cok onyargiya sahip olacaktir.

    - bu ozde$le$tirme sebebiyle grid'de asla varolmayan fakat izgara'nin yapisinda varolan pek cok ozelligi grid ile bagda$tiracak, ve daha en ba$tan yanli$ bir perspektifle ogrenme surecine dalacaktir. (elbet uzun vadede pek cok deneme yanilmadan sonra bunlar duzelecektir. fakat hangi bedelle john? hangi bedelle?)

    - bu ogrenci izgara'nin farkli ce$itleri sebebiyle oncelikle grid'e bir $ekilsel cok ce$itlilik ozelligi atayacaktir ve kafasindaki izgara ce$itleriyle grid ce$itlerini e$le$tirebilecektir. "haa buna izgara dediklerine gore kesin bunun telli, tavali farkli $ekilleri var o zaman da grid'in de gorsel arabirim acisindan cizgili duz zemin $ekilleri var. izgara bir kac katmandan olu$uyor demek ki grid'in cizim a$amalari da farkli katmanlardan olu$uyor.. altinda ate$ olan bir izgara gibi bunun altinda da gormedigimiz fakat ba$ka bir katman var".. halbuki bu saptamalar bir grid icin tamamen yanli$ olagelecektir. mesela cell by cell cizilen bir grid icin ogrenci daha ba$tan pek cok yanli$ onyargiya sahip olacaktir.

    - izgara'nin i$levsel yapisiyla da grid'in i$levsel yapisini kari$tirabilecektir. "izgara'nin ustune yiyecekleri koyariz demek ki grid'lerde de once grid'i ciziyoruz sonra ustune elemanlari koyuyoruz" gibi bir yanilgiya du$ecektir. halbuki bu da boyle degildir. hatta ogrencinin algi tarafindan bakarsak grid'in cizimi yiyecekleri yan yana dizerek bir izgara olu$turmakla ilintilidir ki bunu o ogrenciye sittin sene bu $ekilde anlatamazsiniz. kaybettiniz onu.

    sirf grid'e bir anlam vererek bakin benim iki dakkada ula$abildigim gercek hayatta ne kadar sayica fazla ve psikolojilerin ve birikimlerin farklila$masi yuzunden ne kadar karma$ikla$abilecek pek cok yanilgi ve onyargiya carpabiliriz.

    oysa anlatima "bu grid'dir.. bunu boyle bil. bunlar doublebuffered control'lerdir flicker free olmalari icin" diye girsek ne tdk'yi yormu$ oluruz ne de ogrencinin hayal gucunun ogrenme surecini etkilemesine yol acariz.

    bunun uzerinde de ornekleri fazlala$tirmak mumkundur.. isteyene onu daha faydali bir insan yapacaksa siralarim..
  • ben tarzan sen ceyn şeklinde konuşulan lisan. bilindiği üzere tarzan ceyn'le ilişkisinden bahsetmediği zamanlarda da şöyle konuşmaktadır:
    "tarzan, yemek bulmak var", "tarzan, yabancı adam sevmedi"
hesabın var mı? giriş yap