• vatandaşlık görevimi yaparak yazıyorum. sakın öyle ismin sempatikliğine kanıp gel la şurda iki tavuk yiyelim, recep abinin yeri burası ayakları yapıp gitmeyin.

    tavuk denilen ucuz yemek bile burada gün itibariyle 30 tldir. ona göre hesap edin. hayır insanlar öyle bir yazıyor ki sözlüğe vallaha sanarsın reel milli gelir 10bin dolar seviyesinde. herkes şampanya eşiliğinde kaburga yiyor.

    genelde bir çok pahalı restoranda olduğu gibi burada da zengin işadamları, siyasetçiler ve çoğunlukla ilaç firmalarının çalışanları olmak üzere şirket tarafından hesapları ödenen şirket çalışanları vardır.

    ha bu arada ben izmirden bahsediyorum. başka şehirlerden zerre haberim yok. başka şehirde şubesi var mı onu da tam bilmemekteyim.

    edit: fasfakirim.

    edit2: yok lan yemekler lezzetli harbiden. ancak motivasyon güçlü tabi. 30 tlyi simite versem simit bile süper lezzetli gelir. şarabını yudumlayıp, kahkahalarla yersin.
  • arkadaslara "bursa'ya gidiyorum" dedim, "tavaci recep'e muhakkak ugra yemekleri lezizdir" dediler. bende sandim soyle kenar kosede bulunan mutevazi bir yer. kapisina vardigimizda sah sah'i goruncr bi afalladik ama geri donmek olmazdi, daldik iceri. yemekler lezzetli olmakla beraber menusunde hic bir urunun fiyati yazmiyor. arkadas menuye fiyat koymamanin lokanta isletmeciligindeki tercumesi "seni sikecegim" dir. ayrica menuye fiyat koymamak turkiye cumhuriyeti'nde yasaktir. tabii kim sikler yasagi.. burasi muz cumhuriyeti malumunuz.. fiyatlarin pahaliligina elestiri getirmiyorum. ama menude fiyat yazmadiklari icin kendimi enayi yerine konulmus hatta dolandirilmis hissediyorim. aksaray'da ki pavyon mantigi arkadas bu. adami sikmek icin yaparlar bunu.. ne farkin kaldi simdi senin aksaray'da ki pavyondan?

    diger bir igrenclikse 1 litre su 5tl olarak hesaba eklenmesi.

    burdan tavaci recep ustaya sesleniyorum. bak arkadas biz turkuz. benin kebabima 50tl yazabilirsin benim icin sorun degil cunku onu sadece sende o lezzette yiyebiliyorumdur, kabuldur. ama sen 1lt erikli suya 5tl yazdigin zaman sen benim arkama gecmis oluyorsun ve ben kendimi enayi hissediyorum. bu kadar para goz bir isletmeysen kababi 40tl degil 45 tl yap ama o suyu o hesaba oyle "siz enayisiniz" dercesine gostere gostere yazma arkadas!!! ayiptir...
  • ikramlarla beraber sormadan etmeden önüne bedava imiş gibi ayran koyuyorlar, bedava zannedip içiyorsun. hesap geldiğinde ayranın 5 tl olduğunu öğreniyorsun.

    garsonun tepkisi ise ilginç:

    -sormadan önüme ayran koyuyorsunuz (sizli bizli konuşuyorum) ve bundan para alıyorsunuz.
    +içmeseydin.

    böyle bir yer.
  • müşteriye saygı nedir bilmeyen garson ve çalışanların olduğu bir lokanta.

    fotoğraf makinesi garsona verilip masanın fotoğrafı çektirilir. sonra da duvardaki ünlülerle çekilmiş resimlerin yanında boş bir yer gösterilerek:

    - ee artık bizimkini de şuraya asarsınız eheh. (iş olsun diye bi espri yapıldı işte masada. ben mi yaptım, başkası mı yaptı hatırlamıyorum)
    - olmaz. diğer resimleri öldürür. (mına koyim çok meraklıyız sanki senin duvarına. sen de şakaya vur geç işte)

    o noktadan sonra şeytan dedi siktir git karşıdaki yıldız beyi'nde soslu soğanlı dürümle doyur karnını. en azından bir saygı var müşteriye. ne demek lan diğer resimleri öldürür? biz de biliyoz herhalde ünlü resimlerini astığınızı. salak da olsa bi espri yapılmış işte. sen de müşterinin gönlünü hoş tut da "hehe getirin tabi asarız" falan de. sanki öyle desen götümden çıkardığım fotoğraf yazıcısıyla print edip, cebimdeki çerçeveye takıp asacam duvarına hayret bi şey ya.
  • müşteri memnuniyetine ihtiyaç duymayan, "ne de olsa müşteri geliyor" zihniyetinin hakim olduğu çalışanları asap bozan ankara'nın "güzide" mekanlarından biri.

    aynı saate 300 kişilik yere 400 rezervasyon alıp (rakamlar tam doğru olmayabilir.)dışarıda kalan kişilere "abi hemen alıyorum abi; abla sizin için uğraşıyorum abla" diyerek yarım saat bekletmiş akabinde kızmamıza ise "beklemeyeceksiniz güle güle yapacak birşey yok" demiş mekandır.

    misafirlerinizi arkadaşlarınızı rezervasyon dedikleri ama aslında bir karalamadan ibaret olan listeye güvenerek buraya götürmek akşamınızın rezil geçmesine neden olabileceği gibi, bunun karşısında elinizden birşey gelmemesi, bu olayın tavacı recep usta'nın yanına kar kalması sizi ilerleyen günlerde de asabi bir insan yapacaktır.
  • hakkında yazılanları okuyunca ana bacı recep usta olacaktır.
  • ankara dikmen'dekine kaç kere gittiğimi hatırlamıyorum ama -para bok- muadili olan yerlerden 2'siyle karşılaştırmak istedim sıkıntıdan.

    en son geçen hafta hem buraya, hem eskişehir yolundaki çadır kebap'a hem de çukurağa sofrası'na gittim. diyorum ya para bok. en ucuz olan yer çukurağa sofrası ve ne mezesi ne de eti lezzetli. sadece irmik tatlısından kurtarıyor ki bence recep usta'nın irmik'inden daha güzel. (bkz: ograzmdan zevkli anlar)

    çadır kebap'la recep usta kafa kafaya bence. 2 mekanda da aynı şeyleri yiyen içen 2 kişi recep usta'dan 70 tl'ye, çadır kebaptan 60 tl'ye çıkıyor ortalama. çadır kebap'ın eti hem daha lezzetli hem de recep usta'daki gibi "yiyip, bahşiş verip de siktirip gitsinler" diye etrafınızda dolaşan garsonlar yok. bir de çadır kebap başlığında "her şey paralı" diyorlar, doğrudur. mezeler 5-10 tl arasında değişiyor ama recep usta'da beytinin 24 tl olduğunu düşünürsek recep usta'daki mezelerin bedavaya geldiği söylenemez. yediriyorlar işte. ama seçenek çok tabii recep usta'da. çiğ köftesi, patlıcan dolması, içli köftesi falan.

    özetle; et için çadır kebap, meze için recep usta, tatlı için çukurağa sofrası. zaten hepsi bir yerde olsa real madrid'de açarlardı.
  • başlangıçta muhteşem olan, sonrasında hem lezzet hem de kalite bakımından azalarak biten, eski haliyle hayallerimde yaşayan mekan. hem istanbul'da hem de ankara'da durum böyle. yine de eski günlerin hatırına, bu mekan ile ilgili en sevdiğim anımı paylaşayım. ama siz bunu denemeyin. eski bir hikayedir, günümüzde aynı sonucu vermeyecektir:

    bir öğlen vakti, 4 kuzen, ankara'da gezerken uğradık. fakat karnımız tıkabasa dolu. sadece tatlı olarak meşhur irmik helvasından yiyeceğiz ve kalkacağız. birinci turu yedik ama doymak ne mümkün, birer tabak helva daha söyledik. yanında çay da içiyoruz bir yandan. üçüncü turun sonunda aklımıza evdekiler geldi, üç porsiyon helva da paket yaptırdık. biraz sonra hesabı istedik ve hayatımızın şokunu yaşadık: "abi tatlı ikramımız, bir fiyatı yok". "yav, nasıl olur" diyoruz, ısrarla ödeme yapmaya çalışıyoruz ama nafile, almadılar tek kuruş. elimizde paketlerle utana sıkıla çıktık.

    benim için recep usta budur ve her zaman böyle güzel kalacaktır.
  • ölünce tek vasiyetim helvamı bu mekan yapsın.helvayı yiyince benden en nefret eden adam bile "squall'a tapardım" diyip hüngür hüngür ağlamassa ben de adam değilim.
  • sandık kebabı ile milli irade tatlısı meşhur olan ünlü lokanta ve lokantacı.
hesabın var mı? giriş yap