tavşan kanı
-
birde tavsan boku vardır ki içtiğimiz çayla pek alakası yoktur.
-
-
(bkz: siktir git bi cay koy ya)
-
bir can baba siiri;
" senden önce bir rum papazdım
sakallarıyla bir eski korudan
meryem dağlarını ünledim miydi
keçiler şaşırırdı yolunu
allah için ben insan değildim
ellerin olmasa okşamasaydın beni
kim diye bakardın bu kara bulut
cehennemin ucundan gölgesi
kendi elinle kazdığın kuyuya
aşk ufacık bir taş atmaktır
gürültüsü büyüyünce sessizliğin
marifet yosunlar gibi susmaktır
fıkara bir midyeden başlayan deniz
nasıl da büyüdü mavi oldu
oturmuş yere hanım hanımcık
ölümün ayaklarını yıkıyor
güneş batarken getirdiğin çay
marmaradan daha yavaş soğurdu
göz göze geldikçe düşünürdüm de
hep akşamla boyasınlar sandalları
biz uslu sevgilerin türbesiydik
her gece uyanan mezar taşlarıyla
öyle çoğalırdı ki tavşanlarımız
yaşayan kalmayacaktı nerdeyse " -
safkan türk vampir'in tercih ettiği kan; bildiğimiz çaykur çay işte be!
-
çayın çok ve bereketli olması nedeniyle söylenen bir sözdür.
rengiyle alakası yoktur.
tavşanın kanı, tavşan kesildikten sonra durmak bilmez.
hatta kimi zaman avcılar gömerek karda bekletirler, yemeden önce tavşanı. -
(bkz: tavşan serumu)
-
(bkz: #7715686)
-
can yücel'in sevgi duvarı isimli kitabında yer alan, tarafımca en sevilen şiiri.
özellikle şu dörtlük gerek ezberimde gerekse hayatımın muhtelif yerlerinde fiziki olarak yer alır,
kendi elinle kazdığın kuyuya
aşk ufacık bir taş atmaktır
gürültüsü büyüyünce sessizliğin
marifet yosunlar gibi susmaktır.
büyüksün can baba. çok büyük. -
deyimin ortaya çıkış mantığı ve etimolojik bir tahlil için;
(bkz: dem/@ilbertus)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap